3 Ağustos 2012 Cuma

Tiyatroya menfaat sağlamak için yaklaşmayan Melih Anık yazdı!

Siyasi propaganda aracı olarak hemen akla gelen "beyin yıkama"nın zihinlerde çok da olumlu bir çağrışım yapmadığını biliyorum. Psikolojik savaşta kitlelerin yönlendirilmesinde, reklâmcılıkta, tıbbi metotların benimsetilmesinde, dini ya da kültürel konularda yeni fikirlerin aşılanmasında "beyin yıkama"nın bir araç olarak kullanıldığı herkesin malûmu. Bu hususlarla ilgili olarak çağın insanı, çok daha bilinçli ve ne yapıldığının farkında ise de, bu çemberin dışında da kalamıyor. J.A.C. Brown'un "Beyin Yıkama" isimli kitabının sayfalarını karıştırırken, beni cezbeden bölüm "kanaatlerin değiştirilmesi" ile ilgili. Bölümün başlığı altında, o bölümün özeti sayabileceğim bir ifade var: "Bir şahsın kanaatini, bu kanaatin yanlış olduğunu söyleyerek değiştiremezsiniz. Korkutmak ise geri tepen bir silah olur." Türkiye'de "korkutma" temelli olarak yapılan uyarıların yarar sağlamadığı tecrübe ile sabittir. (...)

(Kaynak: Günlük)