5 Temmuz 2012 Perşembe

MÜSTEHCEN görseller yayınlayan LİNÇÇİ MİMESİS DERGİSİ'nin sanal kuyruğu LİNÇÇİ MİMESİS SİTESİ'nde düzeysiz yazılar var!

Tiyatro'da yalan var


Recep Arslan
1 Temmuz 2012


Kimi insanlar tiyatroculukla hayatını kazanır, ya da kazanmaya çalışır. Her meslek bir sevdadır sevenine. Gazetecilik, yayıncılık, oyunculuk, edebiyatçılık, yazarlık çoğu kez hayatı kolay yaşatmaz. Ucunda şöhret olan meslekler  herkese cazibeli görünür. Bin umutla bir yola girilir, emek verilir umutlar tükeninceye kadar, umutlar bittiğinde de artık dönülmez akşamın ufkuna varılmıştır. Hayat tarzı haline gelmiş bu meslek bırakılamaz, yeni bir mesleğe başlanamaz, kişinin buna tahammülü kalmamış olur. Bir lokma ekmek, yarım gıram beyaz peynire rağmen o meslekte ömür tüketilir.

Bazı kişiler para kazanamadığını söylediğinde insafsız ve idraksiz insanlar, ‘madem kazanamıyorsun, kapat dükkanı o zaman’ derler.

Tiyatroculuk da böyledir. Özel bir tiyatro kurmuşsanız, salon bulmak, oyuncu toplamak, oyunu izleyicisiyle buluşturmak ve oyunu beğendirmek meseleniz var demektir. Oyuncuları ahenkle bir arada tutmak, onlara hukuki haklarını ve garantilerini sağlamak da işveren olarak sizin boynunuzun borcudur. Bu ağır mükellefiyetlere neden katlanır insan mesleğe sevdalı olmasa. Başka insanlardan fedakarlık beklemek yerine aile bireyleriyle oynamak daha hafifleticidir güçlükleri. Bu yüzden özel tiyatrolar kısa sürede aile tiyatrosu haline dönüşür. Aileden olmayan oyuncular o tiyatrolarda iş bulamazlar.

 Mesleğin tüm insani acılarını havsalam almaktadır.

Ama başka yerlerde, başka noktalarda tiyatro meselesinde yalan ve yanlış çok.

En başta devletin atanmışlarla, belediyelerin seçilmişlerle tiyatro oynatmasında bir sakatlık var. Devlet iktisadi hayattan el çekiyor, kundura fabrikası, bez fabrikası, cam fabrikası özelleştirildi. Devlet patron olmaz deniliyor. Üniversite bitiren her vatandaşa iş vermek devletin görevi değil, devlet işveren değil deniliyor. Doğru da. Devlet vatandaşa altyapı yatırımı sağlamalı ve önündeki engelleri kaldırmalı. Kişilerin teşebbüsçü, girişimci olmasını teşvik etmeli. Hürriyetçi devlet felsefesi budur. Ama böyle bir devlet tiyatro oynatmalı mı?

Ama devlet her hareket alanının hukuki caddesini kurmalıdır. Özel televizyonların kanunu yok, internet yayıncılığının mevzuatı yok, oynattığı tiyatronun mevzuatı yok. Bu kadar yok yok sayılırken, oyuncuların hükümeti eleştirmesi karşısında ‘kapatırım’ kılıcı çekiliyor. Devlet vatandaşının her alanda yolunu açmalı, alt yapısını kurmalı, mevzuatını ortaya açık seçik koymalı ve sonra da devlet olarak denetlemeli. Devlet denetim demektir. Denetmek için  de şartları oluşturmak gerektirir. Denetleme de öncelikle yol göstermek ve sonra da devletin kanunlarına, mevzuatına uygun hareket etme zorlayıcılığıdır.

Devlet tiyatro oynatırken, istediği oyunların sahneye konmamasından, sahneye konanların da millet değerleriyle tezata düşmesinden şikayetçi. Bunun için de Repertuar Kurulu yani Oyun Seçim Heyeti üyelerinin kimler olacağı konusu kavga sebebi oluyor. Asıl yalan da burada.

Diyelim ki Devlet Tiyatrosu Oyun Seçim Kurulu üyeleri birer ataist, Marksist, Komünist. Millet de su katılmamış dindar Müslüman. Oyun Seçim Heyet Üyelerini tek tek değiştirdiniz. Sanatla, kültürle, tiyatroyla ilgilenen, mesleği bu olan dindar Müslüman kişilerden bir Oyun Seçim Heyeti oluşturdunuz. 81 ilde 550 ilçede ve ardından nüfusu yoğun yerlerde oyun sahneleyeceksiniz. Kaç oyun metininiz var? Necip Fazıl’ın üç eseri, Peyami Safa’nın birkaç eseri. Sonra yumuşaya yumuşaya Cevat Fehmi Başkurt’un eserlerine geleceksiniz.

Deniliyor ki mevcut repertuar kurulu bu eserleri oynatmıyor.

Yeşil sermaye adıyla yaftalanan bir sermaye var. Dini bütün patronlar, işadamları, şirketler var. Her birinin sipor kulübü var. Birer de tiyatro kulübleri olsun.Repertuar Kurulu’ndan geçiremediğiniz eserler, oyunları o tiyatro kumpanyaları ülkenin her yerinde sergilesin.

Devlet de belediyeler de artık tiyatro oynatmaktan vaz geçsin ama altyapıyı hazırlasın. Tiyatro salonları açsın, tiyatro eğitimi versin.

Tiyatroların milletin değerlerine saygısız olduğundan şikayet edenler hemen vakıfları, şirketleri, büyük aileleri devreye sokarak milletin değerleriyle barışık ve uyumlu tiyatro eserlerini sahneleyiniz. Yalancı değilseniz buyrun. Meydan sizin.


(Kaynak: Mimesis)