***
Türkiye'deki suya sabuna dokunmayan elleri kirli, yüzleri pas tutmuş egoist, egosantrik, narsist, pasif, postmodern yazarlar, kendi küçük çıkarlarını korumaları gerekmediği müddetçe, birbirlerinin ayaklarının nasırlarına asla basmamak, kirli halılarının altlarına süpürdükleri süprüntüleri kesinlikle görmemek için, çok büyük bir çaba harcıyorlar. Çünkü, bizim yazarlarımızın, hemen hemen bütünü, hepsi, tamamı, tümü, aslında bal gibi, basbayağı yazı yazma özürlü insanların içerisinden sentetik yöntemlerle, sanki laboratuvarlarda imâl ediliyorlar.
Yapabilecekleri herhangi ciddi bir iş tutturamayan birçok kişi, ellerine geçirdikleri ve/ya ellerine tutuşturulan kalemi, kendi cemaatlerine, kendi çevrelerine, kendi gruplarına, kendi topluluklarına kabul ettirerek, o cemaatin, o çevrenin, o grubun, o topluluğun elde etmiş olduğu artık değerleri tırtıklayarak, sözüm ona yazar kisvesiyle pazar payını artırmak için, âdeta birer yazar kasa olarak toplumsal konumlanmaya yöneliyorlar, yöneltiliyorlar, yönelmek zorunda kalıyorlar. Kendi dar cemaatinin, yalıtılmış çevresinin, çıkar grubunun, toplumun tamamından soyutlanmış topluluğunun büyük biraderi olarak varlık gösteren sözüm ona mürekkep yalamışlar, büyük emekçi kitlelerin entelektüel donamına sahip olmamasından yararlanarak, koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi denildiği gibi, ortamdaki daha çok yeteneksizlerin sayesinde, kendilerini yetenekli kategorisine dahil ederek, yazar etiketine sahip oluyorlar.
12 Eylül Faşizmi sonrası, yüz binlerce insanın işkenceden geçirilmesi sonucu, toplumdaki "Marksist Estetik" bilince sahip kişi ve kuruluşların tarumar edildiğini, toplumsal sorunlarla hemhâl olan herkes gayet iyi bilir. Bunu yinelemek bile gerekmez!
Toplumsal hayatı sağdan sola doğru okutan Zaman Gazetesi, kendi cemaati, kendi çevresi, kendi grubu, kendi topluluğu nedeniyle, yeşil sermaye temsilciliği yapmak zorundadır. Kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için varlık gösteren Zaman Gazetesi, sermayenin yeşil ellerde toplanması için yayın yapan bir organ olmaya devam ediyor. Böyle bir organın da, muhafazakâr yazarlar istihdam etmesi, muhafazakâr yazarlar var etmesi, muhafazakâr yazarlar yetiştirmesi son derecede doğal.
Son zamanlarda, özellikle AKP iktidarı etkisi ve ABD'deki Fethullah Gülen rüzgârıyla birlikte yıldızı hızla, hem de şimşek hızıyla parlatılan muhafazakâr yazar Prof. Dr. (Orta) İskender Pala, iki sözü bir araya getirip konuşmaktan yoksun bir dille kendi piyasasını yeşil sermaye oluşumu havuzunda hararetli bir biçimde yüzdürmeye çalışıyor. Muhafazakâr yazar (Orta) İskender, lise düzeyindeki sivilceli genç yazar adaylarından bile daha derinlikli konulara temas edebilme yeteneğine asla ve kesinlikle sahip değil.
Ben, yazarlık çalışmaları yaptırdığım liseli gençlerle, emekçilerle çalışırken, o gençlerin, o emekçilerin birçoğunun Prof. Dr. (Orta) İskender Pala'dan kat be kat üstün kalem oynatışlarına tanık oluyorum. Yeşil sermaye kâr-hanesine yazılan muhafazakâr Prof. Dr. (Orta) İskender'in, içinde bulundurulduğu Abdurrahman Çelebi hâllerini bile hak ettiğini asla ve kesinlikle düşünmüyorum.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz