14 Haziran 2012 Perşembe

Hayatı ve eserleriyle tartışılan Roger Garaudy hiç unutulmayacak!

Müslüman düşünür Roger Garaudy vefat etti


Dünyaca ünlü Fransız düşünür Roger Garaudy, Paris'te 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. Garaudy, 18 Haziran Pazartesi günü Paris'te toprağa verilecek.

Eserleri kırkı aşkın dile çevrilen Garaudy, geride dünya çapında çok geniş bir kitle tarafından okunan 60 kadar eser ve sayısız makale bıraktı. 1982 yılında Müslüman olan Roger Garaudy, İslâm'la ilgili önemli eserler de verdi. Garaudy'nin "Hatıralar: Yüzyılımızda Yalnız Yolculuğum" ve "İnsanlığın Medeniyet Destanı" başta olmak üzere dilimize 30 kadar eseri çevrildi.

Roger Garaudy, 17 Temmuz 1913'te Marsilya'da doğdu. 1952 yılında Sorbonne Üniversitesi'nden edebiyat dalında, 1954 yılında da SSCB Bilimler Akademisi'nden bilim dalında doktor unvanını aldı. Bir ara Marksist İnceleme ve Araştırmalar Merkezi müdürlüğü yaptı. Fransız Parlamentosu'nda milletvekili, millet meclisi başkan yardımcısı, Milli Eğitim Komisyonu üyesi ve senatör olarak görev yaptı. Fransız Komünist Partisi'nde zirveye tırmanmışken yaptığı tenkitlere kulak asılmadığı için bu kuruluştan koptu. Üniversitedeki profesörlüğüne döndü. Emekliye ayrıldıktan sonra telif çalışmalarına hız verdi. Her biri dünya çapında yankılar uyandıran eserleri yayınlandı, pek çok ülkede konferanslar verdi. Basın yayın kuruluşlarında yayınlanan bildirileriyle milletlerarası siyaset ve yanlış tutumlar konusunda görüşlerini sık sık kamuoyuna duyurdu.

Çağımızın yetiştirdiği önemli düşünürlerden Roger Garaudy, İslâm'ı seçip Filistin halkının haklarını İsrail'e karşı savunmaya başladıktan sonra Batı basın-yayın organları ve büyük yayınevlerince dışlandı.

"KUR'AN SANKİ BANA SESLENİYORDU"

Roger Garaudy, Müslüman oluşunu "Hatıralar: Yüzyılımızda Yalnız Yolculuğum" kitabında şöyle anlatıyor: "Okudukça Kur'an, bana daha çok yaklaştı. Sanki bugün yazılmıştı ve doğrudan bana sesleniyordu. (...) Cenevre'de, 2 Temmuz 1982'de, imam Buzuzu'nun önünde Müslümanlığa girişin anahtarı olan "Allah'tan başka ilâh yoktur ve Hz. Muhammed O'nun elçisidir." kelime-i tevhidini söylediğimde demek ki, kendimi bu karara tamamıyla hazır ve bunun bütün sorumluluğunu üstlenecek durumda hissediyorum. O gün, hem iç tedirginliği veren bir kopuş hem de sükûnet verici bir bağlanış duygusu içindeyim. Bir dünyadan, benimkinden, bundan böyle beni reddedecek olan Batı dünyasından kopuyorum. Ama aynı zamanda, bende her zamanki inancımdaki devamlılık duygusu da var. Bendeki bu iman, Kur'an'ın, numunesini Hz. İbrahim'de ve onun Allah'a kayıtsız şartsız teslimiyetinin belirtisi olan kurbanında gösterdiği bu iman sade ve güçlü, köklü ve ilk imandır."

PARİS CİHAN

(Kaynak: Zaman)