Yeşil sermaye temsilcisi AKP'li Ertuğrul Günay'ın emrinde çalışan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, başta İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kulelerinin ticarî kuruluşlar tarafından işgâl edilmesi olmak üzere, kendisini çok yakından ilgilendiren yakıcı konularda bile ağzını sıkı tutmasına karşın, her nedense, sanırım ucu kendi menfaatlerine de dokunacağı için olsa gerek, bu kez, her zaman yaptığını, yani susan adam pozunu terk ederek, konuşan adam pozlarıyla fotoğraf çektirmeye başlamış.
Oysa...
Günay'ın emrindeki Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, koskoca bir kamyon dolusu lâf etmesine, her konuda ortaya bir iki kıtır atmasına karşın, herhangi toplumsal değeri, bilimsel derinliği, estetik etkisi olan iki çift söz söylemeyi becerememiş yada aslında gerçek anlamda söz söylemeye yeltenmemiş bile.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin’in Açıklaması.
Bilgin, 12. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali’nin açılış törenine katılmak için geldiği Trabzon’da, yaptığı açıklamada, Devlet Tiyatroları’nın 2009-2010 sanat sezonuna denk gelen 60. yılında birçok projeye imza attıklarını belirterek, "60. yılımızda çok iddialı bir projeyle çıktık...
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, "Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizin 81 ilinde her gece perde açan tiyatrolar olsun istiyoruz" dedi.
Bilgin, 12. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali’nin açılış törenine katılmak için geldiği Trabzon’da, yaptığı açıklamada, Devlet Tiyatroları’nın 2009-2010 sanat sezonuna denk gelen 60. yılında birçok projeye imza attıklarını belirterek, "60. yılımızda çok iddialı bir projeyle çıktık.
’Hiç oynanmamış 60 yerli Oyun oynayacağız’ dedik. Hayal gibi olan şeyi gerçekleştirdik. Çok da başarılı oldu. ’Bu eserlerin afişlerini, yaşayan 60 ressama yaptıralım’ dedik. Eksik olmasınlar, hiçbiri bize ’hayır’ demedi. Hiçbir ücret talep etmeden Oyunların afişlerini tablo olarak yaptılar" diye konuştu.
Aynı sezon Devlet Tiyatroları’nın sahne sayısını 60’a çıkartmayı hedeflediklerini anımsatan Bilgin, "Sahne sayısını 54’e çıkarmayı başardık. Önümüzdeki planlamamız içinde 60’a ulaştıracağız. Yaygınlaştırmayı önemsiyoruz. Birçok ilimizde tiyatro açtık. Bu devam edecek. Tiyatro öyle bir şey ki bütün sanat dallarını içinde barındırıyor. En kolay etkileşim sağlayan, fark ettirmeden insanı olumlu anlamda değiştiren, etkili bir sanat" dedi.
Artık hedef büyüttüklerini dile getiren Bilgin, şöyle devam etti:
"Hedeftir, hayaldir ama her hayalde de bir gerçek payı vardır. Hiç olmazsa 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizin 81 ilinde her gece perde açan tiyatrolar olsun istiyoruz. Zor mu, hayır. Biz son 5 yılda 8-10 şehir katabildiysek, 81’e kadar da çıkabilir. Şuna inanıyorum, bir şehirde tiyatro varsa, o şehrin havası değişir, o şehirdeki ilişkiler değişir. Empati kültürü, insanların birbirini tanıma ve anlama kültürü gelişir, olumlu anlamda değişir. Daha yaşanılacak, daha güzel bir hale gelir. Gelişmiş topluluklara, ülkelere bakın. Mutlaka sanatta yaygınlaşmış ve ileri gitmiş toplumlardır. Sanatta hiçbir şey yapmamış toplumların gelişmiş olmalarından bahsetmek mümkün değildir. "
-"DEVLET TİYATROLARI’NIN KAPATILACAĞI" TARTIŞMALARI-
Bilgin, bir süre önce "Devlet Tiyatroları’nın kapatılacağı" tartışmalarının yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
"Küçük tartışmalar yaratılıyor. Bilen bilmeyen, az bilen, çok bilen, hiç bilmeyenler fikir yürütüyor. Bilgisi olmayan, konuyla ilgisi olmayan insanların fikirlerini tartışmaktan yoruldum. Onun için de biraz uzağında duruyorum. Devlet Tiyatroları’nın kapatılması diye bir şey söz konusu olamaz. Devlet Tiyatroları kapatılırsa Türkiye’de tüm sanat dalları etkilenir. Göz bebeği gibi bakılması lazım. Zaten halk da onu öyle biliyor. Biz her gün 20-30 bin koltuk açıyoruz seyircimize. O ilgi var. Kuşkusuz her kurumda olduğu gibi Devlet Tiyatrosu’nda da bazı yapısal değişiklikler olmalı. Bu hem yapısal anlamda hem sanatçıların özlük hakları anlamında bazı değişiklikler olmalı. Bu değişiklikler üzerinde biz 30 yıldır çalışıyoruz. Bu yeni olan bir şey değil.
Sayın Bakan söylediği zaman olan bir şey değil. Daha öncesi de var. Daha sonra da bunlar olacaktır. Bu yapısal değişikliği biz tartışıyoruz ama kapatılma diye bir şey söz konusu değil. Zaten sayın Bakan da (Öyle bir şey demedim) diye söyledi. 4 yıldır da beraber çalışıyoruz. Son derece de olumlu çalıştık. Her konuda bize çok destek oldu. Bizim açtığımız sahneler de yaptığımız turneler de ortada. O anlamda Devlet Tiyatroları’nın son 3-4 yılı gerçekten çok ivme kazandı, çok başarılı oldu. Burada sayın Bakan ile beraber çalıştık. Böyle ufak yanlış anlaşılmalar oluyor. Onun da herkes üzerine atlayıp fikir yürütüyor ama bilgi olmadan bu fikirleri tartışmaktan çok yoruluyoruz. "
-"DEVLETİ HÜKÜMETLE KARIŞTIRIYORLAR"-
"Devletin tiyatrosu olur mu olmaz mı" diye sorulduğunu da anlatan Bilgin, şöyle konuştu:
"Çok cahilce bir soru. Devleti hükümetle karıştırıyorlar. Hükümetlerin tiyatrosu olmaz, ama devletin tiyatrosu olur. Devlet soyut bir kavram, yazılı kurallar manzumesi. ’Devletin tiyatrosu olursa özgür olur mu olmaz mı’ diye soruyorlar. Çok cahilce soruyorlar. Yani devletin üniversitesindeki profesörler özgür değil mi? Bilimsel araştırmalarını doğru yapmıyorlar mı? Başında devlet yazıyor diye bilimsellikten uzaklaşıyorlar mı? Çok cahilce. Herkes hükümetle devleti karıştırıyor. Tabi ki Devlet Tiyatroları kamu kaynaklarından yararlanacaktır. Anayasa’nın emridir. Bu anlamda her ülkenin devlet tiyatrosu, ulusal tiyatrosu vardır. Kamudan destek alan çok tiyatro vardır. Tabi ki devletin asli görevlerinden bir tanesidir. Kusura bakmasınlar, devletin tiyatrosu olur mu olmaz mı tartışmalarını yapanlar kendi cahilliklerini ortaya koyuyorlar, yapmasınlar. "
-"OYUNLARIMIZI KAPALI GİŞE OYNUYORUZ"-
Lemi Bilgin, Türkiye’de tiyatroya olan ilgiyi de değerlendirerek, şunları kaydetti:
"Bir insan eğer tiyatroya bir yıl gitmediyse zannediyor ki ben gitmiyorsam kimse gitmiyordur. Hayır öyle değil. Tiyatro, dünyanın en eski sanatı. Dünyada iki kişi varken tiyatrodan bahsedebiliriz, iki kişi kalana kadar da yine tiyatro var olacaktır. Tiyatro diz dize, göz göze, nefes nefese, tiyatro canlı. Tiyatro ülkemizde sanılanın aksine çok büyük ilgi görüyor. Biz Oyunlarımızı kapalı gişe oynuyoruz. Türk insanının, özellikle canlı sanata, tiyatronun yanı sıra halkoyunlarında, biraraya gelip eğlenmesinde de canlı olana yatkınlığı çok fazla. Çok içten. Onun için de tiyatroya ilgisi çok fazla. Türk insanı çünkü sıcakkanlı, açıktır, hesapsız konuşur, hesapsız güler, hesapsız ağlar. O bakımdan tiyatroya çok yatkın. "
(Kaynak: TİYATRONLINE)
Oysa...
Günay'ın emrindeki Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, koskoca bir kamyon dolusu lâf etmesine, her konuda ortaya bir iki kıtır atmasına karşın, herhangi toplumsal değeri, bilimsel derinliği, estetik etkisi olan iki çift söz söylemeyi becerememiş yada aslında gerçek anlamda söz söylemeye yeltenmemiş bile.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin’in Açıklaması.
Bilgin, 12. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali’nin açılış törenine katılmak için geldiği Trabzon’da, yaptığı açıklamada, Devlet Tiyatroları’nın 2009-2010 sanat sezonuna denk gelen 60. yılında birçok projeye imza attıklarını belirterek, "60. yılımızda çok iddialı bir projeyle çıktık...
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, "Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizin 81 ilinde her gece perde açan tiyatrolar olsun istiyoruz" dedi.
Bilgin, 12. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali’nin açılış törenine katılmak için geldiği Trabzon’da, yaptığı açıklamada, Devlet Tiyatroları’nın 2009-2010 sanat sezonuna denk gelen 60. yılında birçok projeye imza attıklarını belirterek, "60. yılımızda çok iddialı bir projeyle çıktık.
’Hiç oynanmamış 60 yerli Oyun oynayacağız’ dedik. Hayal gibi olan şeyi gerçekleştirdik. Çok da başarılı oldu. ’Bu eserlerin afişlerini, yaşayan 60 ressama yaptıralım’ dedik. Eksik olmasınlar, hiçbiri bize ’hayır’ demedi. Hiçbir ücret talep etmeden Oyunların afişlerini tablo olarak yaptılar" diye konuştu.
Aynı sezon Devlet Tiyatroları’nın sahne sayısını 60’a çıkartmayı hedeflediklerini anımsatan Bilgin, "Sahne sayısını 54’e çıkarmayı başardık. Önümüzdeki planlamamız içinde 60’a ulaştıracağız. Yaygınlaştırmayı önemsiyoruz. Birçok ilimizde tiyatro açtık. Bu devam edecek. Tiyatro öyle bir şey ki bütün sanat dallarını içinde barındırıyor. En kolay etkileşim sağlayan, fark ettirmeden insanı olumlu anlamda değiştiren, etkili bir sanat" dedi.
Artık hedef büyüttüklerini dile getiren Bilgin, şöyle devam etti:
"Hedeftir, hayaldir ama her hayalde de bir gerçek payı vardır. Hiç olmazsa 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizin 81 ilinde her gece perde açan tiyatrolar olsun istiyoruz. Zor mu, hayır. Biz son 5 yılda 8-10 şehir katabildiysek, 81’e kadar da çıkabilir. Şuna inanıyorum, bir şehirde tiyatro varsa, o şehrin havası değişir, o şehirdeki ilişkiler değişir. Empati kültürü, insanların birbirini tanıma ve anlama kültürü gelişir, olumlu anlamda değişir. Daha yaşanılacak, daha güzel bir hale gelir. Gelişmiş topluluklara, ülkelere bakın. Mutlaka sanatta yaygınlaşmış ve ileri gitmiş toplumlardır. Sanatta hiçbir şey yapmamış toplumların gelişmiş olmalarından bahsetmek mümkün değildir. "
-"DEVLET TİYATROLARI’NIN KAPATILACAĞI" TARTIŞMALARI-
Bilgin, bir süre önce "Devlet Tiyatroları’nın kapatılacağı" tartışmalarının yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
"Küçük tartışmalar yaratılıyor. Bilen bilmeyen, az bilen, çok bilen, hiç bilmeyenler fikir yürütüyor. Bilgisi olmayan, konuyla ilgisi olmayan insanların fikirlerini tartışmaktan yoruldum. Onun için de biraz uzağında duruyorum. Devlet Tiyatroları’nın kapatılması diye bir şey söz konusu olamaz. Devlet Tiyatroları kapatılırsa Türkiye’de tüm sanat dalları etkilenir. Göz bebeği gibi bakılması lazım. Zaten halk da onu öyle biliyor. Biz her gün 20-30 bin koltuk açıyoruz seyircimize. O ilgi var. Kuşkusuz her kurumda olduğu gibi Devlet Tiyatrosu’nda da bazı yapısal değişiklikler olmalı. Bu hem yapısal anlamda hem sanatçıların özlük hakları anlamında bazı değişiklikler olmalı. Bu değişiklikler üzerinde biz 30 yıldır çalışıyoruz. Bu yeni olan bir şey değil.
Sayın Bakan söylediği zaman olan bir şey değil. Daha öncesi de var. Daha sonra da bunlar olacaktır. Bu yapısal değişikliği biz tartışıyoruz ama kapatılma diye bir şey söz konusu değil. Zaten sayın Bakan da (Öyle bir şey demedim) diye söyledi. 4 yıldır da beraber çalışıyoruz. Son derece de olumlu çalıştık. Her konuda bize çok destek oldu. Bizim açtığımız sahneler de yaptığımız turneler de ortada. O anlamda Devlet Tiyatroları’nın son 3-4 yılı gerçekten çok ivme kazandı, çok başarılı oldu. Burada sayın Bakan ile beraber çalıştık. Böyle ufak yanlış anlaşılmalar oluyor. Onun da herkes üzerine atlayıp fikir yürütüyor ama bilgi olmadan bu fikirleri tartışmaktan çok yoruluyoruz. "
-"DEVLETİ HÜKÜMETLE KARIŞTIRIYORLAR"-
"Devletin tiyatrosu olur mu olmaz mı" diye sorulduğunu da anlatan Bilgin, şöyle konuştu:
"Çok cahilce bir soru. Devleti hükümetle karıştırıyorlar. Hükümetlerin tiyatrosu olmaz, ama devletin tiyatrosu olur. Devlet soyut bir kavram, yazılı kurallar manzumesi. ’Devletin tiyatrosu olursa özgür olur mu olmaz mı’ diye soruyorlar. Çok cahilce soruyorlar. Yani devletin üniversitesindeki profesörler özgür değil mi? Bilimsel araştırmalarını doğru yapmıyorlar mı? Başında devlet yazıyor diye bilimsellikten uzaklaşıyorlar mı? Çok cahilce. Herkes hükümetle devleti karıştırıyor. Tabi ki Devlet Tiyatroları kamu kaynaklarından yararlanacaktır. Anayasa’nın emridir. Bu anlamda her ülkenin devlet tiyatrosu, ulusal tiyatrosu vardır. Kamudan destek alan çok tiyatro vardır. Tabi ki devletin asli görevlerinden bir tanesidir. Kusura bakmasınlar, devletin tiyatrosu olur mu olmaz mı tartışmalarını yapanlar kendi cahilliklerini ortaya koyuyorlar, yapmasınlar. "
-"OYUNLARIMIZI KAPALI GİŞE OYNUYORUZ"-
Lemi Bilgin, Türkiye’de tiyatroya olan ilgiyi de değerlendirerek, şunları kaydetti:
"Bir insan eğer tiyatroya bir yıl gitmediyse zannediyor ki ben gitmiyorsam kimse gitmiyordur. Hayır öyle değil. Tiyatro, dünyanın en eski sanatı. Dünyada iki kişi varken tiyatrodan bahsedebiliriz, iki kişi kalana kadar da yine tiyatro var olacaktır. Tiyatro diz dize, göz göze, nefes nefese, tiyatro canlı. Tiyatro ülkemizde sanılanın aksine çok büyük ilgi görüyor. Biz Oyunlarımızı kapalı gişe oynuyoruz. Türk insanının, özellikle canlı sanata, tiyatronun yanı sıra halkoyunlarında, biraraya gelip eğlenmesinde de canlı olana yatkınlığı çok fazla. Çok içten. Onun için de tiyatroya ilgisi çok fazla. Türk insanı çünkü sıcakkanlı, açıktır, hesapsız konuşur, hesapsız güler, hesapsız ağlar. O bakımdan tiyatroya çok yatkın. "
(Kaynak: TİYATRONLINE)