12 Mayıs 2012 Cumartesi

Yazar Melih Anık, pembe sermaye temsilcisi İKSV'yi eleştiriyor!

Tiyatro sanatı, dünyanın neresinde nasıl yürütülüyor? Bu soruya yanıt vermek için, kitap boyutunda bir metin hazırlamak gerekir.


Ancak...


Türkiye'deki tiyatro sanatının zavallı hâllerini kavramak için, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından sözüm ona düzenlenmiş olan Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nin düşkünlüğünü saptamak bile başlı başına yeterli bir durumdur.


Tiyatro yazarı Melih Anık, sadece küçücük bir dokunuşla İKSV'nin nasıl çürüdüğünü gayet net bir biçimde duyumsatabiliyor.


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


İKSV'nin İşleri


Melih Anık
12 Mayıs 2012

Dün Sıraselviler'de Tiyatro Pera’nın önünden geçtim. İçeri girip İKSV Tiyatro Festivali ile ilgili bir broşür var mı diye bakayım dedim. Salonda gördüğüm hareketlilik 7.Pera Piyano Festivali’ne aitmiş. Bir standın üstünde Tiyatro Pera’nın oyun broşürleri vardı. Kapının önündeki kendi oyunlarına ait oyun afişinden başka İKSV Tiyatro Festivali’ne ait “bir şey” de yoktu Tiyatro Pera’da.

Bugün gazetelerde oyunun ilânlarını gördüm. "İlk oyun ‘Uluslar arası İstanbul Tiyatro festivali’nde" yazıyordu. İKSV ile ilgisi ise “Biletler İKSV Gişesi’nde” ibaresinde kalmıştı. "Ortak yapımcı"sı olduğu bir oyunun  “bilet gişesi”  bile olmak İKSV’ye yetiyor herhalde. İlânda İKSV Gişesi’nin nerede olduğu da belirtilmiyor. Hadi İKSV Tiyatro Festivali’ne katılan mekânların  kapısına bilet satış noktası koymanın maliyetli bir iş olduğunu(o bile tartışılır) anladım da broşür koymak ve satmak da mı zor?

Bilindiği gibi İKSV “Tiyatro Festivali bu yıl bir ilke imza atarak dört yerli projeye ortak yapımcı olarak destek veriyor.”  Tiyatro Pera'nın  "Ah Smyram’m, Güzel İzmir'im" isimli oyun da ortak yapımlardan biri. Mekân da İKSV Tiyatro Festivali’nin mekânlarından biri. Kapısında festivali hatırlatan bayrak, flama benzeri bir şeyler de yok. Zira İKSV konu tiyatro olunca coşku yaşamıyor.

İKSV önceki bienallerden birinde performans merkezlerinden biri olan Yerebatan Sarnıcı kapısında bilet satmıyor;  içeri girmek isteyenler kapısına kadar geldikleri mekâna giremiyor; girmek için bilet alabilecekleri en yakın yer olan Tophane-i Amire’ye kadar gitmeleri gerekiyordu. Sultanahmet Meydanı’nın ne kadar turistik bir yer olduğunu hatırlatmam gereksiz değil mi!

İKSV, “özel” bir kurum. “Özel” bir yönetim anlayışı var mı?

(Kaynak: Dokunuş)