19 Mayıs 2012 Cumartesi

Pembe sermaye temsilcisi tiyatrocularla yeşil sermaye temsilcisi politikacıların tiyatro alanındaki sentetik mücadelesi, yapay çelişkisi, emekçi halkın iktidar özlemi için değil, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için varlık gösteriyor!

Emekçi halk, işçiler, köylüler ne zaman ciddi sorunlar yaşasa, egemen güçler sentetik gündemler oluşturarak, emekçi halkın yaşamsal sorunlarını unutturma turları atarlar. Bunun için de, genellikle futbolu kullanırlar. Egemenler, günümüzdeki sıkı sorunlar nedeniyle, sadece ve yalnızca futbolla emekçi halkı uyuşturma eyleminin yeterli olmayacağını anlamış olmalılar ki, şimdi, bir de sanatla halkı uyuşturmaya başlamış durumdalar. 


Yeşil sermaye temsilcisi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarda bulunduğu günümüzde, sanatsal etkinliklerin pembe sermaye temsilcileri tarafından yürütülüyor olmasına içerleyen yeşil sermaye temsilcileri, ellerindeki iktidar aracıyla, pembe sermaye temsilcilerini iyice köşeye sıkıştırmaya başlamış durumdalar.


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Kadir Topbaş'ın ittirmesiyle "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Korsan Tiyatroları" Genel Sanat Yönetmenliği koltuğuna oturtulur oturtulmaz, AKP'li Kadir Topbaş'ın sadık adamı olarak, tam bir kazma gibi hareket edip, "Bağımsız Muhsin Ertuğrul Sahnesi" temeline vurulan ilk kazma olarak işlev gören Balıkçı Kazmacıbaşı Korsan Orhan Alkaya, toplumsal belleğin zayıflığından cesaret almış olmalı ki, yeşil sermaye temsilcisi politikacıların tiyatro sanatına müdahale etmesinin sözüm ona önüne geçip, sanki tiyatro sanatının namusunu savunuyormuş ayaklarına yatması, inanın, duyarlı tiyatro sanatçılarının bütününün, hepsinin kanına dokunuyor.


Emekçi halkın, işçilerin, köylülerin iktidar özleminin dindirilmesi, yani özetle sosyalist bir toplumun oluşumunu hazırlamak için değil, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesini sağlamak için tiyatral olarak yardım ve yataklık yapmanın yanı sıra, Fransız yazar Alain Decaux'nun kendi beyniyle düşünüp, kendi eliyle yazmış olduğu "Rosenbergler Ölmemeli" oyununu, Alain Decaux'nun oynanmasını yasaklamış olmasına karşın, bu yazarın kendi oyununu yasaklama iradesini ipine bile takmayarak, "Rosenbergler Ölmemeli" oyununu, telif hakkını ödemeyerek, tam bir korsan mantığıyla sahneye koyan Balıkçı Kazmacıbaşı Korsan Orhan Alkaya gibi pembe sermaye temsilcileri, yeşil sermaye temsilcilerinin karşısından çekilip de, hem pembe ve hem de yeşil sermaye temsilcilerinin karşısına doğal muhalefet odakları çıkabilirse, "Türkiye Tiyatrosu" kendiliğinden hayatiyet bulabilir.


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Devlet Tiyatroları kapatılmıyor özerkleşiyor


Aslıhan Aydın
20 Mayıs 2012 


Basında yer alan, Devlet Tiyatroları'nın kapatılacağına dair haberler, bir süredir devam eden 'tiyatro' tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, bu konudaki haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. "Devlet Tiyatroları'nın tamamen kapatılıp sanatçıların emekli edileceği, emekliliği gelmeyenlerin evlerinde oturup emekli olana kadar maaş almaya devam edeceği, Devlet Tiyatroları'nın 60 sahnesinin işletmesinin valiliklere verileceği" şeklindeki düzenlemenin AK Parti Milletvekili Nabi Avcı tarafından hazırlanan bir taslakta yer aldığı iddiası, bakanlık tarafından yalanlandı. Bakanlık yetkilileri bu konuda, Nabi Avcı'nın, "Ben hiçbir taslak hazırlamadım. Biz koalisyon hükümeti miyiz ki, bakanımızın arkasından iş çevirelim?" dediğini aktardı.

OYUNCULAR, GÜNAY'IN ADIMINI BEKLİYOR

Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, Devlet Tiyatroları için yapılacak düzenlemeler, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında koordineli olarak hazırlanıyor. Ortada henüz açıklanacak bir taslak metin olmadığını kesin bir dille ifade eden yetkililer, Devlet Tiyatroları'nın kapatılması ile ilgili herhangi bir adımın söz konusu olmayacağını dile getiriyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile sanatçıların bağlı olduğu meslek örgütlerinin görüşme halinde olduğunu belirten yetkililer, sanatçıların da Günay'dan gelecek açıklamaları beklediğini söyledi.

Gelinen noktada, sanatçıların da içinde yer alacağı bir süreçte, Başbakanlık ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ortak çalışması sonucunda Devlet Tiyatroları'nın özerkleşmesinin önü açılacak. Bu konuda bir orta yolun bulunacağını dile getiren yetkililer, özellikle Avrupa ülkelerindeki modellerin incelendiğini ifade ediyor. Bu çalışmaların nihayetinde, sanatçıların mağdur edilmeyeceği, sanatın gelişimini destekleyecek bir model oluşturulması planlanıyor.

(Kaynak: Zaman)