Tiyatrocular, niye böyle çıldırıyorlar?
Ali Karahasanoğlu
Yeni Akit
25 Nisan 2012
Ben sanatçı olsam..
Dün sokaklara dökülen tiyatrocular kadar iddialı olsam..
"Bu işi biz biliriz, siz de kimsiniz!" diye meydan okuyacak kadar kendime güvenim olsa..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Şehir Tiyatroları Yönetmeliği'nde yaptığı değişikliğe hiç itiraz etmezdim.
İtiraz etsem de, küçük bir hatırlatma ile yetinir, sonra köşeme çekilir, çayımı alır (onlar rakılarını alacaklar tabii) yaşanacakları seyrederdim..
Öyle ya..
Bu işi biz biliyoruz.
Bizim sözümüzü dinlemeyip, başka arayışlar içine girenlerin rezil olmalarını seyredeceğiz..
Bu kadar iddialı konuşanlara, bu yakışır.
Ama öyle yapmıyorlar.
Yırtınıyorlar..
Çıldırıyorlar..
Bazı şeylerin avuçlarının içinden kayıp gitmesine, fena bozuluyorlar..
Biliyorlar ki; onların tiyatroculuğu kadar, başkaları da tiyatro oynayabiliyor.
Onların oyunları kadar, başkalarının da yazdığı oyunlar var..
Onların sanatçılığı kadar, başkalarının da sanatçılığı var..
Göreceksiniz yeni sistemde, tiyatrolar dünkü seyircisinden hiçbir şey kaybetmeyecek.
Hatta daha da artacak..
İşte tam da, bu "gerçeği" tahmin ettikleri için çıldırıyorlar..
Halkın değerlerine saygılı tiyatronun, halk ile tiyatroyu buluşturacağını tahmin ettikleri için, kafayı yiyorlar.
"Biz ne yapacağız? Tek sermayemiz; baldır bacak idi.. Aç bacağı, sarfet iki argo kelimeyi.. Al sana tiyatro.. İyi de; bunu bile, ancak belediye desteği ile yürütebiliyorduk.. Şimdi belediye desteği olmazsa, biz bu tiyatroyu nasıl oynayacağız? İçimizdeki en kaşarlılar, en gözdeler bile, her gün küfrettiği Kültür Bakanlığı'ndan para almadan, tiyatro oynayamıyor.. Ya biz ne yapacağız? Hani CHP'li belediyeler, bir elin parmağı kadar olsalar, gider o kapılarda, geçimimizi idame ettiririz. Ama onlar da yok.. Şimdi biz, ne halt yiyeceğiz?" diye kara kara düşünüyorlar..
Ve bunun üzüntüsü ile, sokaklara çıkıp, "Olmaz. Olamaz. İstemezük.. Biz yapalım.. Ne olur, bizi gözden çıkarmayın.. Hani biz de, sizin iktidarınızda yıllardır tiyatro yapıyoruz ya.." evrimiyle, değişikliklerin hayata geçmesini önlemeye çalışıyorlar..
Benden tiyatrocu arkadaşlara nacizane tavsiye..
Kendinize güveniyorsanız, kimseden korkmayın..
Yönetmeliği de değiştirseler, bu işin uzmanı siz iseniz, iş döner dolaşır, sizin kapınızda kalır..
Şöyle düşünelim.. İstanbul Büyükşehir Belediyespor, futbol maçlarına, futboldan anlayan oyuncular yerine, kendi siyasi çizgisinden bürokratları belirleyip, takımı öylece kurup, maçlara onları yolluyor mu?
Böyle bir şeyi hiç düşünüyor mu?
Bir haftalığına böyle bir şey düşünse ve hayata geçirse, ikinci hafta hemen kararından vazgeçmesi kaçınılmaz değil mi?
Aynı şekilde; siz de, alternatifsiz iseniz.. Tiyatroculukta; iddia ettiğiniz gibi, tek ehil yetenekler siz iseniz..
Ya bu iş döner dolaşır size gelir..
Ya da, aslında siz alternatifsiz değilsinizdir..
Sizin yerinize, alternatifleriniz gelir..
Eeee. Kusura bakmayın yani.. Alternatifsiz değilseniz, bu kadar caka satmanıza da, gerek yok hani..
Boşverin, "sanat, başka mesleklere benzemez" hikâyelerini..
Her iş, ehil olanla yürür..
Futbolcu olmayanla futbol oynanmaz..
Başkanlık özelliği olmayanla, başkanlık yürütülmez..
Bakın CHP'li belediyeler dönemine..
Çöpten geçilmiyordu, yollar..
Oysa havalar aynı sizinki gibi idi.
"Belediye yönetimi işi bizim işimiz. Biz biliriz bu işi" diyorlardı..
Sonra ne oldu?
Refahlı belediyeler geldi..
Sokaktaki çöpler, tarih oldu..
Şimdi şimdi, CHP'li belediyeler de, "Artık rakiplerimiz var. Bu dönemde çöp sokaklar da hiç çekilmez yani.. Ne yapıp yapıp, böyle bir şeye fırsat vermeyelim" diyorlar da, CHP'li belediyelerde de, böyle bir rezalet yaşanmıyor artık..
Yoksa...
İSKİ de, CHP'nin İSKİ döneminden güzel yönetiliyor..
Belediye de, CHP'li belediye döneminden iyi yönetiliyor.
Emin olun; şehir tiyatroları da, daha iyi yönetilir..
Yeter ki, siz takoz olmayın..
Gerçi bu saatten sonra, takoz olmanızın da bir önemi yok..
Benden hatırlatması.
(Kaynak: HABER VAKTİM)
Ali Karahasanoğlu
Yeni Akit
25 Nisan 2012
Ben sanatçı olsam..
Dün sokaklara dökülen tiyatrocular kadar iddialı olsam..
"Bu işi biz biliriz, siz de kimsiniz!" diye meydan okuyacak kadar kendime güvenim olsa..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Şehir Tiyatroları Yönetmeliği'nde yaptığı değişikliğe hiç itiraz etmezdim.
İtiraz etsem de, küçük bir hatırlatma ile yetinir, sonra köşeme çekilir, çayımı alır (onlar rakılarını alacaklar tabii) yaşanacakları seyrederdim..
Öyle ya..
Bu işi biz biliyoruz.
Bizim sözümüzü dinlemeyip, başka arayışlar içine girenlerin rezil olmalarını seyredeceğiz..
Bu kadar iddialı konuşanlara, bu yakışır.
Ama öyle yapmıyorlar.
Yırtınıyorlar..
Çıldırıyorlar..
Bazı şeylerin avuçlarının içinden kayıp gitmesine, fena bozuluyorlar..
Biliyorlar ki; onların tiyatroculuğu kadar, başkaları da tiyatro oynayabiliyor.
Onların oyunları kadar, başkalarının da yazdığı oyunlar var..
Onların sanatçılığı kadar, başkalarının da sanatçılığı var..
Göreceksiniz yeni sistemde, tiyatrolar dünkü seyircisinden hiçbir şey kaybetmeyecek.
Hatta daha da artacak..
İşte tam da, bu "gerçeği" tahmin ettikleri için çıldırıyorlar..
Halkın değerlerine saygılı tiyatronun, halk ile tiyatroyu buluşturacağını tahmin ettikleri için, kafayı yiyorlar.
"Biz ne yapacağız? Tek sermayemiz; baldır bacak idi.. Aç bacağı, sarfet iki argo kelimeyi.. Al sana tiyatro.. İyi de; bunu bile, ancak belediye desteği ile yürütebiliyorduk.. Şimdi belediye desteği olmazsa, biz bu tiyatroyu nasıl oynayacağız? İçimizdeki en kaşarlılar, en gözdeler bile, her gün küfrettiği Kültür Bakanlığı'ndan para almadan, tiyatro oynayamıyor.. Ya biz ne yapacağız? Hani CHP'li belediyeler, bir elin parmağı kadar olsalar, gider o kapılarda, geçimimizi idame ettiririz. Ama onlar da yok.. Şimdi biz, ne halt yiyeceğiz?" diye kara kara düşünüyorlar..
Ve bunun üzüntüsü ile, sokaklara çıkıp, "Olmaz. Olamaz. İstemezük.. Biz yapalım.. Ne olur, bizi gözden çıkarmayın.. Hani biz de, sizin iktidarınızda yıllardır tiyatro yapıyoruz ya.." evrimiyle, değişikliklerin hayata geçmesini önlemeye çalışıyorlar..
Benden tiyatrocu arkadaşlara nacizane tavsiye..
Kendinize güveniyorsanız, kimseden korkmayın..
Yönetmeliği de değiştirseler, bu işin uzmanı siz iseniz, iş döner dolaşır, sizin kapınızda kalır..
Şöyle düşünelim.. İstanbul Büyükşehir Belediyespor, futbol maçlarına, futboldan anlayan oyuncular yerine, kendi siyasi çizgisinden bürokratları belirleyip, takımı öylece kurup, maçlara onları yolluyor mu?
Böyle bir şeyi hiç düşünüyor mu?
Bir haftalığına böyle bir şey düşünse ve hayata geçirse, ikinci hafta hemen kararından vazgeçmesi kaçınılmaz değil mi?
Aynı şekilde; siz de, alternatifsiz iseniz.. Tiyatroculukta; iddia ettiğiniz gibi, tek ehil yetenekler siz iseniz..
Ya bu iş döner dolaşır size gelir..
Ya da, aslında siz alternatifsiz değilsinizdir..
Sizin yerinize, alternatifleriniz gelir..
Eeee. Kusura bakmayın yani.. Alternatifsiz değilseniz, bu kadar caka satmanıza da, gerek yok hani..
Boşverin, "sanat, başka mesleklere benzemez" hikâyelerini..
Her iş, ehil olanla yürür..
Futbolcu olmayanla futbol oynanmaz..
Başkanlık özelliği olmayanla, başkanlık yürütülmez..
Bakın CHP'li belediyeler dönemine..
Çöpten geçilmiyordu, yollar..
Oysa havalar aynı sizinki gibi idi.
"Belediye yönetimi işi bizim işimiz. Biz biliriz bu işi" diyorlardı..
Sonra ne oldu?
Refahlı belediyeler geldi..
Sokaktaki çöpler, tarih oldu..
Şimdi şimdi, CHP'li belediyeler de, "Artık rakiplerimiz var. Bu dönemde çöp sokaklar da hiç çekilmez yani.. Ne yapıp yapıp, böyle bir şeye fırsat vermeyelim" diyorlar da, CHP'li belediyelerde de, böyle bir rezalet yaşanmıyor artık..
Yoksa...
İSKİ de, CHP'nin İSKİ döneminden güzel yönetiliyor..
Belediye de, CHP'li belediye döneminden iyi yönetiliyor.
Emin olun; şehir tiyatroları da, daha iyi yönetilir..
Yeter ki, siz takoz olmayın..
Gerçi bu saatten sonra, takoz olmanızın da bir önemi yok..
Benden hatırlatması.
(Kaynak: HABER VAKTİM)