20 Nisan 2012 Cuma

Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın, Türkiye tiyatro dünyasına ısrarla dayattığı "tüyü bitmemiş yetim" kavramını, Nejat Birecik de kullandı: "Sonuçta tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla yapılan bir iş bu. 100. yılına 2 yıl kalmış bir kurumun bu halde olmasına üzülüyorum tabi."

Oyun'un notu: STAR Gazetesi'nden alıp olduğu gibi aşağıya aktardığımız haberdeki önemli bulduğumuz bir tümceyi kırmızı ile belirgin hâle biz getirdik.


***


12 Eylül Faşizmi'yle her alanda olduğu gibi, tiyatro alanında da hesaplaşılması gerekiyor. 1981 yılındaki faşizm sürecinde kabul edilen İstanbul Şehir Tiyatroları Yönetmeliği, tabii ki, üzerinde tartışılıp değiştirilmesi gereken bir yönetmelik olarak bir köşede küflenmeye terk edilmişti. 


Ancak...


Her alanda olduğu gibi, tiyatro alanındaki değişikler de, ne yazık ki, tartışma kültürüne hizmet edeceğine, kişisel çıkarlar için meze edilen bir yapıya dönüştürülme hastalığı ile karşı karşıya kalıyor.


Kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için tiyatro alanında varlık gösteren yeşil sermaye temsilcileriyle pembe sermaye temsilcilerini karşı karşıya getiren "yeni yönetmelik", üzerinde tartışılmadan, tiyatro kamuoyuna mal edilmeden, hızla Belediye Meclis'ine gelip, şimşek hızıyla meclisten geçirildi.


Dünya görüşlerimizin birbiriyle uyuşmasının söz konusu bile olamayacağı Nejat Birecik, STAR Gazetesi muhabiri Gülcan Tezcan'la yaptığı söyleşide, bizce önemli sözler söylemiş. 


Nejat Birecik'in aşağıda dile getirdiği en önemli sözü şu:


"Sonuçta tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla yapılan bir iş bu. 100. yılına 2 yıl kalmış bir kurumun bu halde olmasına üzülüyorum tabi."


Lütfen okuyunuz...


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Tiyatroda elini taşın altına koyan olmadı

Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik: Tiyatroda özeleştiri yapılmıyor. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda görevliyken "revizyona ihtiyaç var, çalıştay yapalım" dedim ama kimse elini taşın altına koymak istemedi.

Gülcan Tezcan

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliğinde yapılan değişiklik konusunda ‘tiyatro bitiriliyor’ şeklinde tepkiler verenler olsa da yapılan değişikliklere farklı yerden bakanlar da var. Önceki yıllar Şehir Tiyatroları’nda genel sanat yönetmen yardımcılığı yapmış olan ve halen Kocaeli Şehir Tiyatrosu’nun Genel Sanat Yönetmeni olan Nejat Birecik, ödenekli tiyatroların revize edilmesi gerektiğini söylerken tiyatrocuların bu konuda istekli olmadıklarına dikkat çekiyor.


- İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yapılan yönetmelik değişikliği bazı sanatçıların tepkisine yol açtı. Siz nasıl bakıyorsunuz bu meseleye?

Ödenekli tiyatrolarda toplam bir revizyona ihtiyaç var. Bunun böyle olduğunu 3 yıldır savunuyorum. Ve ben de bir memur-sanatçı-yönetici olarak bu sistemden rahatsızım. Ama yönetmelikle ilgili değişikliklerin bir çalıştay mantığıyla, akil adamlarla yapılması taraftarıyım. Tek taraflı bir bürokrat veya tek taraflı bir sanatçı bakışıyla değil. Tek elden çıkma hiçbir yönerge bana göre doğru değildir. Ben ödenekli tiyatroların denetimli ve özerk olması taraftarıyım. Hali hazırda devam eden, yanlış dönen bir sistemdir. Ciddi denetime ihtiyaç var. Sonuçta tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla yapılan bir iş bu. 100. yılına 2 yıl kalmış bir kurumun bu halde olmasına üzülüyorum tabi. Ama seyircisizliğine de üzülüyorum. Şehir Tiyatrolarından istifa eden genel sanat yönetmenine üç yıl önce bir toplu çalışma teklif etmiştim. Kendisi hiç yaklaşmamıştı buna. O anlamda kızgınım. Elini taşın altına koyması gerekenler zamanında bunu yapmadıkları için bunlar oluyor.


- Geçmişteki gibi tiyatro bitiriliyor diye ideolojik bir tonda seslendiriliyor eleştiriler. Bu mümkün mü?

Ben onlardan değilim. “Yargı bitiriliyor, tiyatro bitiriliyor.” Kim neyi bitiriyor? Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz.

Bürokratların da, sanatçıların da sakince, akıllıca, diyalog yoluyla çözüm üretmesi lazım. Revize edilmesi gereken bir sistem var ve üç yıldır İstanbul Şehir Tiyatroları genel sanat yönetmenliğini yapan arkadaş bunu yapmadı. Yapılmayınca da birileri önünüze koyar.


- Anayasa değişikliğini istiyoruz ama Şehir Tiyatroları 12 Eylül döneminde yapılan bir yönetmelikle idare ediliyor.

Evet, 12 Eylül döneminde yapılmış bir yasayla idare ediliyor. Bunun üstüne yatacaksınız ve yasalarla uyumlu olmayan bir yönetmelikle idare edileceksiniz. Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliği altı yıl önce Mazlum Kiper zamanında birinci maddesi değiştirildiği için zaten kadüktü. Siz bunların üstüne yatacaksınız, her şeyi halının altına süpüreceksiniz, vakti zamanı geldiğinde de ‘tiyatro bitiriliyor’ diyeceksiniz. Şehir tiyatrolarının da devlet tiyatrosu gibi yasasının çıkarılması gerekiyordu. Bu iş büyüyeceği kadar büyüsün, bir an önce ödenekli tiyatrolar ve sanatçılar devletin üstüne yükmüş gibi bir algıdan kurtulunsun.


- Tiyatroyu yönetenler, sanatçılar özeleştiri yapabiliyorlar mı sizce?

Hiç yapılmıyor. Memur-sanatçı olmak ne kadar ayıp, ne kadar küçültücü bir şey. Böyle tartışmalar için estetik üretilir mi? Ne yaparsak biz kendimize yapıyoruz. Biz bitiriyoruz, biz birçok şeyi bitirdik zaten. En önce etiği ve estetiği bitirdik. İstanbul’dan bahsediyorsak ben orada yardımcılık yaptım yıllarca, genel sanat yönetmen yardımcılığı yaptım. Yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bu işin etiği ve estetiği bitirilmiştir.

(Kaynak: STAR)