20 Ocak 2012 Cuma

"Theope" adlı oyunun yazarı Coşkun Büktel'le Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını ilelebet ilga ve imhâ etmek için LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi kurucusu ve yöneticisi LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın başlatmış olduğu iğrenç LİNÇ KAMPANYASI için imza veren Mimesis sitesi, seve seve olmasa da, söke söke yayınlamak zorunda kaldığı tiyatro yazarı Melih Anık'ın "Açık Mektup" metnine kuyruk yazısı yazan "Mustafa Ercan Duran"ın ibretlik yazısını mutlaka okuyunuz!

Mimesis İnternet Dergisi Editörlüğü’ne Açık Mektup


Melih Anık


Türk Tiyatrosu’nun ve aydınlanmasının doruklarından biri olan Haldun Taner’e “tilki kurnazı uyanık” diye hitap edebilme cüretini kendinde gören kişi Türk Tiyatrosu için utanç kaynağıdır.


Tiyatro dünyamızın gereken tepkiyi göstereceğini umuyor ve diliyorum.


Yaptığı densizlikten dolayı açık olarak özür dilemedikçe “o” kişi ile aynı sayfada görünmek istemiyorum.


Gereği için durumu bilgilerinize sunarım.


Saygılarımla.

Günlük

***

Editörün Notu: Yazarımız Melih Anık, bir başka yazarımız Yaşam Kaya’nın Tiyatronline adlı sitede "Gerçek Destanlar Ölümsüzdür" adlı yazısının yayınlanmasından sonra ”Günlük” adlı blogunda Mimesis Portal’e yönelik aşağıdaki açık mektubu yayınlayarak artık portal yazarları arasında yer almak istemediğini belirtmiştir. Yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren yazılarını Mimesis Portal’de yayınladığımız bir tiyatro düşünürünün/eleştirmeninin bu kararı bizleri üzmüştür. Ancak Mimesis Portal yayın hayatına başlarken belirlediğimiz bir ilke gereği, kişilere yönelik hakaret içermediği sürece herhangi bir yazarımızın yazısına içeriğinden dolayı müdahale etmiyor ve  portali gerekirse farklı ve uzlaşmaz görüşlerin rahatça ifade edilebildiği bir platform olarak işletmeyi tercih ediyoruz. Hatta zaman zaman rahatsızlık duyduğumuz konular olsa bile kendi eleştirilerimizi çeşitli şekillerde (söz konusu yazılara notlar ekleyerek ya da farklı yazılar kaleme alarak) göstermeyi tercih ediyor ve yasakçı olmaktan elimizden geldiğince kaçınmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda Melih Anık’ın üzüntü verici kararını kabullenmekten başka yapabileceğimiz bir şey olmadığını düşünüyoruz. Umarız yaşanan bu durum son yıllarda pek çok örneğine rastladığımız tiyatro dünyamıza has kişiselleşmeye eğilimli yıkıcı tartışma alışkanlıklarının son örneği olur.

***

Okuyucu Yorumları


“Mimesis İnternet Dergisi Editörlüğü’ne Açık Mektup” yazısına2 birden fazla yorum var.

Ömer F. Kurhan diyor ki:
13/01/2012, 14:19
Bir süredir sağlık sorunları yaşadığım için Mimesis için yazamıyorum. Fakat Melih Anık’ın bu kararını öğrenince bir şeyler söyleme gereği duydum.

Birincisi Tiyatronline’da yayınlanan bir yazı için niçin Mimesis sorumlu tutuluyor onu anlayamadım. Sanıyorum bu noktada “açık mektup” yazılması ya da uyarılması gereken yayın organı Tiyatronline olmalı, Mimesis değil.

Ayrıca ilkesel olarak eleştirmen Yaşam Kaya’nın yazılarını Yaşam Kaya yazdığı için yayınlamayız diyebiecek hangi yayın organları var? Bildiğim kadarıyla yok. O zaman Melih Anık’ın kararı aynı zamanda tamamen kişisel bloguna çekilmek mi oluyor?

Sorun yayın organları ile de sınırlı değl. Yaşam Kaya’nın içinde yer aldığı oyun jürileri de var. O zaman bu oyun jürileri de mi mahkum edilecek?

Sanıyorum sorun şundan kaynaklanıyor. Haklı ya da haksız bir kişi ile yan yana gelmeme isteği meşru olabilir. Yani Melih Anık Yaşam Kaya ile aynı oyun jürisinde ya da yazarlar kurulunda vs. yer almama isteği gayet haklı nedenlere dayanıyor olabilir. Fakat tiyatro yazınında aynı platformu paylaşmamak mümkün değil. Yaşam Kaya’nın ve Melih Anık’ın eleştirmen kimlikleri devam ettiği ve bu işe emek verdikleri sürece yan yana gelmeye devam edeceklerdir. Bunun için Mimesis’de ya da farklı bir yayın platformunda yan yana görünür olmaları şart değil. Farklı yayın organlarında yazsalar da yazarların inşa ettiği ortak bir tiyatro yazını var.

Bir ikinci sorun da şu: Mimesis’e yazı verenler bir yazarlar kurulunın üyesi değiller. Yani Mimesis’in aslında “konuk yazarlar” dediği oluşum dışında yazarları yok. Başlangıçta böyle bir kategori oluşturma derdi vardı. Fakat bir iki kişi dışında aday çıkmayınca Mimesis de yazarlar forumu ile sınırlı bir çerçeve edindi.

Melih Anık sözünü ettiğim bu iki noktayı göz ardı ediyor ve ona göre taleplerde bulunuyor. Ne yazık ki sonuç tiyatro dünyasındaki kişiselci ve dağıtıcı ortama katkı sunmak oluyor.

Bir noktayı tekrar etmek gerekiyor. Tavırları açık hakaret ya da sistemli aşağılama içermediği sürece, bir yazarın ya da sanatçının tiyatro platformlarından dışlanmasını talep etmek doğru değildir. Diğer seçenek herkesin kendi kişisel dünyasına çekilmesi olabilir. Bu dünyayı kamusalmış gibi göstermek ise, “kamusal alanın çöküşü” denilen şeye hizmet etmenin ötesine geçmez.

Şu anda tiyatromuzun önde gelen birkaç değerli eleştirmeni arasında yer alan Melih Anık’ın dile getirilen eleştirileri kale almasını ve tavrını gözden geçirmesini dilemekten başka çare yok.

***

Ercan Duran diyor ki:

18/01/2012, 00:57

Melih Anık sansürcülüğe mi soyundu? Yoksa Yaşam Kaya ile kişisel bir hesabı mı var? Yaşam Kaya’yı aAdeta aforoz etme çabasına girişmiş. Kurucusu olduğunu sık sık yinelediği Tiyatro Boğaziçi’nin internet sitesine ya Yaşam Kaya ya ben şeklinde ret çekip Yaşam Kaya’yı ordan silme çabasının üstüne bir de SAKM sayfalarından sildirme çabasına girişmiş. Bu düpedüz sansürcülüktür aforozculuktur linççiliktir. Yaşam Kaya ne yapmış? Haldun Taner’i eleştirmiş. Eleştiremez mi? Haldun Taner tanrı yada peygamber midir? Melih bey gözünü aç da etrafa bak koruma kanununa rağmen Atatürk eleştiriliyor da bir yazar neden eleştirilemesin? Tilki kurnazlığı bir hakaret midir? bir deyimdir. Tavşan gibi hızlı karga gibi bet sesli yada tilki gibi kurnaz demez miyiz? Hayvan demiyor köpek demiyor tilki demiyor tilki uyanıklığı diyor. Bunun neresinde hakaret? Tilki değil “tilki uyanıklığı”

Sen hakaret küfür sevmiyorsun da peki tiyatro dünyasında küfürleri nedeniyle yüzlerce kişinin derneğin vb kınadığı ve geçtiğimiz ay mahkeme kararıyla da onanan küfürbazlığı ile tanınan kişileri kınamak bir yana neredeyse ittifak içinde sohbetlerde bulunmana ne diyeceğiz bu durumda?

Ben sadece ölmüş tiyatrocuların onurunu korurum ama yaşayan tiyatroculara küfür edilirmiş hakaret edilirmiş umursamam mı diyeceksin? Yani neresinden bakarsak bakalım Melih bey tutarsız davranmaktadır. Yaşam Kaya’nın yeterliliği dili eleştirmenliği tartışılabilir ama onu piyasadan silme yazılarını engelletme çabası utanç vericidir. Melih bey bir başka eleştirmeni ayaklarının altında çiğneyip yükselme çabasına girmiş görüntüsü vermektedir. Bir kere daha düşünmeli ve hatta bu girişimlerinden dolayı Yaşam Kaya dan ve tiyatro yayınlarının okurlarından özür dilemelidir.

(Kaynak: Mimesis)

***

Ayrıca bakınız: 


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, aşağıdaki yazıyı okur okumaz, "İtalya yorgunluğu"nun vermiş olduğu düşünce dağınıklığıyla aynen şöyle yazmak zorunda kaldı: "Ercan Duran, sık rastlanan bir ad olduğu için, tiyatro yazarı Melih Anık'ı eleştiren(?!) Ercan Duran'ın adı, bundan böyle 'Mustafa Ercan Duran' olmalı!"