Tıklayınız: www.harbiyegazetesi.com
***
Geçen pazar günü (22 Ocak 2012) Bulunmaz Kültür Merkezi sanatçılarından Soner Barbaros telefon edip, hâlimi hatırımı sordu. Uzun zamandır İstanbul dışında, daha çok Adana ve Hatay'da bulunan Soner Barbaros, ailesiyle birlikte, benim evimin de bulunduğu Sultanahmet semti çevresinde gezindiklerini dile getirince, biraz apar topar da olsa, Barbaros ailesini evime davet ettim. Onlar evime gelinceye dek, çay demlemeyi unutmamıştım...
Aynı zamanda günlük Evrensel Gazetesi'nde de çalışan Soner Barbaros'un annesi, babası, ablası ve erkek kardeşiyle birlikte çay içerken, genelde dünya sorunları, özelde Adana ve Hatay sorunlarını sohbetimize katık ettik. Tepeden tırnağa toplumsal sorunları ve bu sorunlara değgin sanatsal sorunları gündemimize alırken, Soner, zulasından bir "harbiye" gazetesi çıkarıp verdi.
Tam bir haftadır elimi sürme fırsatı bulamadığım "harbiye", nihayet bugün ilgime mazhar oldu. Sekiz büyük sayfadan oluşan "harbiye", tüm yoksulluğuna ve tüm yoksunluğuna karşın, içerik olarak, son derecede oylumlu ve önemli konulara sahip.
Özellikle on dokuzuncu sayının ikinci sayfasındaki "YALAN VE KORKU İMPARATORLUĞU" başlıklı Yusuf Karadaş'ın yazısında bulunan şu spot, beni oldukça düşündürdü:
"Bugün Dersim 'özür'ü ile kendi suçlarının üstünü örtmeye çalışan günümüz muktedirlerine sormak gerekiyor: Siz, Dersim için özür dilediniz; peki, sizin yaptıklarınız için kim özür dileyecek?"
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Geçen pazar günü (22 Ocak 2012) Bulunmaz Kültür Merkezi sanatçılarından Soner Barbaros telefon edip, hâlimi hatırımı sordu. Uzun zamandır İstanbul dışında, daha çok Adana ve Hatay'da bulunan Soner Barbaros, ailesiyle birlikte, benim evimin de bulunduğu Sultanahmet semti çevresinde gezindiklerini dile getirince, biraz apar topar da olsa, Barbaros ailesini evime davet ettim. Onlar evime gelinceye dek, çay demlemeyi unutmamıştım...
Aynı zamanda günlük Evrensel Gazetesi'nde de çalışan Soner Barbaros'un annesi, babası, ablası ve erkek kardeşiyle birlikte çay içerken, genelde dünya sorunları, özelde Adana ve Hatay sorunlarını sohbetimize katık ettik. Tepeden tırnağa toplumsal sorunları ve bu sorunlara değgin sanatsal sorunları gündemimize alırken, Soner, zulasından bir "harbiye" gazetesi çıkarıp verdi.
Tam bir haftadır elimi sürme fırsatı bulamadığım "harbiye", nihayet bugün ilgime mazhar oldu. Sekiz büyük sayfadan oluşan "harbiye", tüm yoksulluğuna ve tüm yoksunluğuna karşın, içerik olarak, son derecede oylumlu ve önemli konulara sahip.
Özellikle on dokuzuncu sayının ikinci sayfasındaki "YALAN VE KORKU İMPARATORLUĞU" başlıklı Yusuf Karadaş'ın yazısında bulunan şu spot, beni oldukça düşündürdü:
"Bugün Dersim 'özür'ü ile kendi suçlarının üstünü örtmeye çalışan günümüz muktedirlerine sormak gerekiyor: Siz, Dersim için özür dilediniz; peki, sizin yaptıklarınız için kim özür dileyecek?"
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz