Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş,
"BERAAT SÖYLEŞİSİ" yapılırken ibret verici sözler söyledi!
"Hilmi'yi mahkemeye veren insanların,
bir taraftan buna mecbur oldukları, başka yapacakları hiçbir şey yok..."
***
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, kendisini 1100 imzayla mahkûm etmek isteyenleri, tarih sahnesinde tek tek mahkûm etmek için büyük bir kavga veriyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Erbil Göktaş'la
"BERAAT SÖYLEŞİSİ" yaparken, aynen şöyle dedi:
Tekrar BERAATa gelirsek, Ömer Faruk Kurhan'la benim kişisel hiçbir çelişkim yok! Ben, onunla beş saat oturdum, konuştum, ayrı sınıfların insanı olduğumuzu zâten anladım. Kesinlikle ben sınıfsal bakıyorum. Yani rant yiyen, yan gelip yatan, kaldırım mühendisi olmanın ötesinde, Türkçe düşünüp Türkçe konuşma yeteneğinden bile yoksun insanları, bir de yargı sürecinde tırnak işaretiyle "yendiğim" zaman, tabii ki, hüzünlü de olsa, mutlu oluyorum. Yani, bu bir sınıfsal kavgadır. Çünkü, ben, bir içtihat oluşturuyorum. Nasıl ki, Yargıtay'da birtakım içtihatlar oluşursa, Türkiye tiyatrosunda hukuksal bir içtihat oluşturuyorum. Bunun, oyun yazmaktan daha önemli olduğunu düşünüyorum.
***
Oyuncu Ediz Baysal, H. Bulunmaz'ın BERAAT kararı için dedi ki:
"İşte bu BERAAT kararı, yüzlerine çarpılması gerekir."
***
Hilmi Bulunmaz, bulduğu her olanakta "sosyalistliğini" vurguluyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Erbil Göktaş'la "BERAAT SÖYLEŞİSİ" yaparken, sözünü hiç sakınmadan şöyle dedi:
Şimdi, Ömer Faruk Kurhan'ı şundan önemsiyorum; onun altını çizeyim, Ömer Faruk Kurhan, Boğaziçi Üniversitesi Gölgesinde Yetişenler Cenahı'nın önderlerinden, ağababalarından biridir. Zâten bunu, dava açtıkları zaman, avukatı Uğur Demirci Tosun ve İnan Yılmaz eliyle kendisi beyan etmiştir. Uzun yıllar, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun yönetmenliğini yapmıştır; Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları'nın yönetmenliğini yapmıştır. Ben, neyin kavgasını veriyorum; kendimi bildim bileli? Emperyalizme karşı, kapitalizme karşı, faşizme karşı mücadele veriyorum. Benim oyun yazmamın, oyun yönetmemin hiçbir anlamı yok! Ben, irili ufaklı yüz tane oyuna imza atmış bir yönetmenim. Rüştümü ispat etmiş bir insanım. Bir tiyatrosu olan bir insanım. Dergi çıkaran bir insanım. Benim zâten kuyumcu olmamın, aile babası olmamın, böyle üretken olmamın, birincil nedeni sosyalist olmamdır. Bir karınca gibi çalışan bir insanım. Yirmi dört saat düşünen, yazan, kavga veren bir insanım.
***
Gözünü budaktan, sözünü hukuktan asla sakınmayan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, 1100 kişilik kişiliksiz LİNÇÇİ kişiyi tespih tanesi gibi ipe dizip, 1100 kere "ya sabır" çekiyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş ile "BERAAT SÖYLEŞİSİ"
yaparken dedi ki:
BERAAT kararına sevinemiyorum. Bunu içtenlikle söylüyorum. Çünkü, haksızlıkların yasalarla korunduğu, 12 Eylül Faşizmi'nin yasalarının hâlâ geçerli olduğu, bu Türkiye'de yaşayan en büyük darbeci adamın kaç yaşında olursa olsun, beyler paşalar gibi yaşadığı bir ortamda, insanlar, darbe yapma olasılığı içerisinde olabilme varsayımıyla bin küsur gündür Silivri Cezaevi'nde bulunuyorlar. Ulusalcı kimliğim yok, onlarla aynı düşünmüyorum, falan filan, ama... Konuyu dağıtmak için de söylemiyorum, bunun bir zulüm olduğunun altını çizmek istiyorum...
***
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, haksızlıkların yasalarla korunduğu bir ülkede yaşadığının ayrımında olduğu için, hiçbir kimseye noter onaylı ihtarname göndermemeye, hiçbir kimseyi savcılığa şikâyet etmemeye, hiçbir kimseyi mahkemeye vermemeye özen göstermesine karşın, kendisini savcılığa şikâyet edip, hakkında "Kamu Davası" açtıran LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'ın karşısında BERAAT kararı alıp "aklanınca", bu durumu Yeni Tiyatro Dergisi'ne taşıyan Erbil Göktaş, dergisinde yayınlayacağı "BERAAT SÖYLEŞİSİ" içeriğinde önemli sözler etti!
Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş diyor ki:
Çünkü, hakketen, belirli bir yere gelmişsin, otuz yıl tiyatro yapmışsın, bir anda kağıttan kuleler gibi, o şeyin, herkesin, genç insanların, öğrencilerinin gözünde, birdenbire düşen bir insan oluyorsun! (...) Ömer Faruk Kurhan'ın burada rezil olacağını, ondan sonra, hattâ, ben ona dedim; "kahramanlığa soyunma, giyinemeyeceksin, ortada çırılçıplak kalacaksın" dedim. Öyle yazmıştım hattâ. Ama, o, beni dinlemedi.
***
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, her koşul altında konuşuyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Erbil Göktaş'la
"BERAAT SÖYLEŞİSİ" yaparken, aynen şöyle dedi:
"Zâten yargıç öyle söyledi; 'İnciticisin, ama eleştirmensin sen!' dedi. Ben, şu anda, tescilli bir eleştirmenim..."
***
Tüm alçaklıklara, tüm baskılara, tüm cehalete, tüm çürümüşlüğe, tüm dangalaklığa, tüm enayiliğe, tüm fitneye, tüm gevezeliğe, tüm hainliğe, tüm ızdıraba, tüm iftiraya, tüm jargona, tüm küstahlığa, tüm laubaliliğe, tüm melâmete, tüm nezaketsizliğe, tüm oyunbozanlığa, tüm ötekileştirmeye, tüm puştluğa, tüm rezilliğe, tüm serseriliğe, tüm şaşkınlığa, tüm terbiyesizliğe, tüm uyuzluğa, tüm yavşaklığa, tüm zavallılığa karşın, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, ısrarla ve inatla konuşmaya devam ediyor hâlâ!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Erbil Göktaş'la
"BERAAT SÖYLEŞİSİ" yaparken, aynen şöyle dedi:
Eğer, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, bize karşı LİNÇ
düzenlemesinde önderlik etmeseydi, bir limited şirket kuramazdı ve Kültür Bakanlığı çanağı yalayamazdı. Ne zamanki bize LİNÇ KAMPANYASI başlattılar, AKP'li hükümetler, kültür bakanları, şu bu dedi ki, buyrun dedi, siz de bizden Kültür Bakanlığı çanağı
yalayın. Bu kadar basit bu! Tiyatroya hiçbir yararları yok!! Türkiye tiyatrosuna hiçbir yararları yok!!!