Hilmi Bulunmaz, Arsen Sivri'nin yeleğindeki eksik düğme yerini gösteriyor! (Fotoğraf: Cemal Bulunmaz)
Ankara'nın Altındağ İlçesi Hacı Doğan Mahallesi'nde dünyaya gelen Arsen Sivri, yaklaşık olarak kırk yıllık arkadaşım. Ünlü bir kuyumcu ustası olan Arsen Sivri, işlerinin yoğunluğu nedeniyle, sanatsal etkinliklerde bulunamadığı gibi, özellikle tiyatro sanatına çok uzak yaşamak zorundaki insanlardan sadece biri. Arsen Sivri, bugün, tam da, Sayın Seval Deniz Karahaliloğlu (SSDK) tarafından yapılan şikâyet sonucu mahkûm olmam nedeniyle bir itiraz dilekçesi hazırlarken yanıma gelip, durduk yerde şöyle bir söz etti:
"Bence; sadece aptallar, hep şikâyet ederler!"
Arsen'in bu sözü üzerine, şu soruyu sormak zorunda kaldım:
"Masamın üzerindeki belgeleri okuyarak mı bu sözü söyledin?"
Arsen, soruma soruyla karşılık verdi:
"Neden böyle bir soru soruyorsun ki?"
Yanıtladım:
"Bak Arsenciğim, eğer sen, gerçekten bu belgeleri görerek böyle bir söz söyleme gereği duyuyorsan, SSDK da haklı olarak, yeni bir 'noter onaylı ihtarname' gönderip, arkasından haklı olarak dava açar ve tabii ki, haklı olarak derhal bu davayı kazanır!"
Arsen, her zaman doğru düşünüp, dürüst davranışlara sahip bir insan olduğu için, çok sert bir biçimde, bağırarak şunu söyledi:
"Bu belgeleri görerek söylemiş olsaydım, 'bu belgeleri görerek söyledim' derdim. Neden yalan söyleyerek puştluk yapayım ki?"
Arsen'e sordum:
"Peki öyleyse, neden 'Aptallar, hep şikâyet ederler!' sözünü ettin?"
Arsen'in son sözü şu oldu:
"Ben, günde en az elli kez bu sözü ederim. Bu söz, beni sürekli ayakta tutan önemli bir sözdür. Ben, hiçbir zaman için hayattan şikâyetçi olmadığım için, bu söz, benim hayat görüşümdür!"
***
Ayrıca bakınız:
Sayın Seval Deniz Karahaliloğlu (SSDK) da, tıpkı diğerleri (Burhan Gün, LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı, LİNÇÇİ Kemal Aydoğan, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, LİNÇÇİ Mehmet Bozkır, Nihat Haluk Bilginer, LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan, Uğur Demirci Tosun) gibi, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarının ilga ve imhâ edilmesi için, sürekli olarak "hukuk kartını" öne sürerek, âdeta ÜÇÜNCÜ (HUKUKSAL) LİNÇ KAMPANYASI ateşine kupkuru odunlar atıp, dans ediyorlar!
Ankara'nın Altındağ İlçesi Hacı Doğan Mahallesi'nde dünyaya gelen Arsen Sivri, yaklaşık olarak kırk yıllık arkadaşım. Ünlü bir kuyumcu ustası olan Arsen Sivri, işlerinin yoğunluğu nedeniyle, sanatsal etkinliklerde bulunamadığı gibi, özellikle tiyatro sanatına çok uzak yaşamak zorundaki insanlardan sadece biri. Arsen Sivri, bugün, tam da, Sayın Seval Deniz Karahaliloğlu (SSDK) tarafından yapılan şikâyet sonucu mahkûm olmam nedeniyle bir itiraz dilekçesi hazırlarken yanıma gelip, durduk yerde şöyle bir söz etti:
"Bence; sadece aptallar, hep şikâyet ederler!"
Arsen'in bu sözü üzerine, şu soruyu sormak zorunda kaldım:
"Masamın üzerindeki belgeleri okuyarak mı bu sözü söyledin?"
Arsen, soruma soruyla karşılık verdi:
"Neden böyle bir soru soruyorsun ki?"
Yanıtladım:
"Bak Arsenciğim, eğer sen, gerçekten bu belgeleri görerek böyle bir söz söyleme gereği duyuyorsan, SSDK da haklı olarak, yeni bir 'noter onaylı ihtarname' gönderip, arkasından haklı olarak dava açar ve tabii ki, haklı olarak derhal bu davayı kazanır!"
Arsen, her zaman doğru düşünüp, dürüst davranışlara sahip bir insan olduğu için, çok sert bir biçimde, bağırarak şunu söyledi:
"Bu belgeleri görerek söylemiş olsaydım, 'bu belgeleri görerek söyledim' derdim. Neden yalan söyleyerek puştluk yapayım ki?"
Arsen'e sordum:
"Peki öyleyse, neden 'Aptallar, hep şikâyet ederler!' sözünü ettin?"
Arsen'in son sözü şu oldu:
"Ben, günde en az elli kez bu sözü ederim. Bu söz, beni sürekli ayakta tutan önemli bir sözdür. Ben, hiçbir zaman için hayattan şikâyetçi olmadığım için, bu söz, benim hayat görüşümdür!"
***
Ayrıca bakınız:
Sayın Seval Deniz Karahaliloğlu (SSDK) da, tıpkı diğerleri (Burhan Gün, LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı, LİNÇÇİ Kemal Aydoğan, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, LİNÇÇİ Mehmet Bozkır, Nihat Haluk Bilginer, LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan, Uğur Demirci Tosun) gibi, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarının ilga ve imhâ edilmesi için, sürekli olarak "hukuk kartını" öne sürerek, âdeta ÜÇÜNCÜ (HUKUKSAL) LİNÇ KAMPANYASI ateşine kupkuru odunlar atıp, dans ediyorlar!