18 Aralık 2011 Pazar

Büktel'in sitesinde (coskunbuktel.com) görür görmez aktarıyoruz!



AKP insan hayatını kesinlikle binalardan daha fazla önemsiyor: AKM binasını "gözlerimizin önünde" çürütürken, tutukluları (hükümlüleri değil, "tutukluları") Silivri'nin "gözden ırak" köşelerinde çürütüyor.

Theope'yi aforoz edenlerce AKM'de sanat diye yapılan ve bizim her zaman ve koca koca kitaplar yazarak ağır eleştirdiğimiz şeyler gerçekten sanat olsaydı; halk AKM'nin çürümesine asla izin vermezdi. Ama Mustafa Demirkanlı kadar kirli bir unsuru reklamla destekleyerek halkın parasını Demirkanlı'nın cebine akıtıp vandalizmden medet uman sanatçı kartvizitli ve maaşlı vandallar ve günün birinde onlara yaranarak onların arasına katılmayı uman yalakalar (stajyer vandallar) olaya hâlâ uyanabilmiş değil. Oysa ben onlara "on yıldan fazla zaman önce"dememiş miydim (Lütfen Tıklayınız):




AKM 5 YILDIR KARANLIKTA

"Bu ülkede çürüyen bir şeyler var!"
 

Coşkun BÜKTEL / 18 Aralık 2011

AKP döneminde yaşamanın ne demek olduğunu ileride yeni kuşaklara anlatmak için, "düşünebiliyor musun AKM tadilat bahanesiyle 5 yıl kapalı kaldı" diyeceğiz. Ya "10 yıl veya 20 yıl veya çürüyüp kendiliğinden yıkılana kadar kapalı kaldı" demek zorunda kalırsak?...

Acaba hiçbir şey yapmak mümkün olmadığı için mi, 5 yıldır hiçbir şey yapmıyorlar? Bugün hiçbir şey yapılamayacağı doğruysa, yarın da hiçbir şey yapılamaz. Demek ki, bina kendiliğinden yıkılıncaya veya "her an yıkılabilir" raporu çıkıncaya kadar, çürümenin seyrini tamamlanmasını beklemekten başka yapılacak şey yok. Mahkeme, çürümeyi seyretmenin bahanesi olamaz. Adalet, "Ne var bunda, biz zaten beş yıldır, değil binaları, insanları bile yargısız olarak çürümeye terk etmiyor muyuz? Bina neymiş ki?" diyemez, diyememeli. Adalet, "insanları da çürütüyoruz" diyerek daha büyük bir suçu özür olarak sunup bu ülkenin en büyük kentindeki en büyük sanat mabedinin çürümesine izin verebiliyorsa, Hamlet'in repliğini şimdi çok daha somut ve net anlıyor olmalıyız: "Danimarka'da çürüyen bir şeyler var."  
 
Öyleyse, Hilmi Bulunmaz'ın önerisi gayet mantıklı:"AKM'nin çürümesinde dahli olan herkes, AKM'yi yakanlardan daha ağır cezalandırılmalı."