Broadway'in Türkiye şubesi olmaya aday İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT), "bol müzikli-az replikli oyunlar" sergilemeye gönül düşürdükten sonra, hızla değer yitirmeye başladı. Son zamanlarda ardı ardına izlediğim "Yanık", "Sidikli Kasabası", "Opera Komik" gibi gösterilerin, tiyatro sanatından zerre kadar bile nasiplenmemiş, Broadway'in kötü birer kopyası olmanın ötesine asla ve kesinlikle gidemeyen gösteriler olduğunu çok net bir biçimde gördüm. İDT'nin, tiyatro sanatından uzaklaşıp, Broadway şemsiyesinin altına girme eğilimi göstermesinin birçok nedeni var. Ancak, başat nedenlerinden biri, kendi inisiyatifindeki durum ve konumlara bile sahip çıkamayan İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun, reklâm kulelerini, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için varlık gösteren ticarî kuruluşlara peşkeş çekmesi.
Eğer bir gün...
İstanbul Devlet Tiyatrosu, kendi inisiyatifindeki reklâm kulelerine sahip çıkmaya karar verirse, birçok şey kendiliğinden değişebileceği gibi, artık, Amerikan Emperyalizmi'nin izdüşümü olan Broadway çakması oyunumsular değil, adam gibi, ciddi yapımlar sahnelerdeki egemenliğini kurmaya başlayabilir.
Tabii ki...
Bu durum, toplumsal bir uyanışla ilintilidir. "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." diyebilecek kadar oyunculuktan nasiplenmemiş (LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin sahibi, LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'ın patronu) Nihat Haluk Bilginer'in, Devlet Tiyatroları için ömür biçmesi yada kefen hazırlaması, ancak, toplumsal uyanışla birlikte alt edilebilir.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz