Coşkun Büktel, kendisi, hangi koşul altında olursa olsun, "sıfır sansür" ilkesinden yana olduğu için, benim de, kendisi gibi düşüneceğimi sanmış yada benim "kısasa kısas" ilkemi unutmuş olacak ki, sadece birkaç dakika sürse de, önemli bir yanlış yapmış, benim, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'ya gönderdiğim "noter onaylı ihtarname"yi unutuvermiş ve yazının en altındaki "ÖNEMLİ NOT"u eklememişti.
Ben, bana çekilen "noter onaylı ihtarname"lere osuruk kadar bile değer vermediğim, elime ulaşan "noter onaylı ihtarname"lerle götümü sildiğim ve bana gönderilen "noter onaylı ihtarname"leri, düşünce özgürlüğümü engelleyen birer tehdit ögesi olarak gördüğüm için, bu "noter onaylı ihtarname"leri asla ve kesinlikle ciddiye almıyorum.
Ben, her "höt" diyene, "alsana göt" diyen bir acizlik içerisinde olmadığımdan, her "noter onaylı ihtarname" alışımda tir tir titreyip, sanki bana "höt" denilmiş gibi zavallıca bir tavır içerisine girmediğim için, her "höt" diyene (her "noter onaylı ihtarname" gönderene), "al sana göt" diyecek reflekse sahip değilim!
Coşkun Büktel'in aşağıdaki yazısını okurken, lütfen, bu mantığı göz önünde bulundurunuz...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
ERBİL GÖKTAŞ, "MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN KIŞ ORTASINDA BAHAR TEMİZLİKLERİ" Nİ HESABA KATMAKTA HAKLI ÇIKTI!
Coşkun BÜKTEL / 25 Kasım 2011
Erbil Göktaş, "Mustafa Demirkanlı'ya Belgeli Yanıtlar" başlıklı yazısında belge (kanıt) olarak Demirkanlı sitesindeki bir Demirkanlı yazısına da link vermiş. Ama, Demirkanlı'nın o belgeyi veya kanıtı (özellikle Demirkanlı'nın savcılığa şikayet dilekçeleri vermeye başlamasından sonraki süreçte adliyeyi yanıltmak amacıyla) silip örtbas edebileceği ihtimalini hesaba katan Göktaş; önlem almayı da ihmal etmemiş. Ne yapmış? Belge (kanıt) olarak linkini verdiği Demirkanlı yazısının, Hilmi Bulunmaz sitesindeki kopyasına da link vermiş. Bu tedbire neden gerek duyduğunu açıklarken, Göktaş şu ifadeyi kullanmış: "verdiğim linkteki açıklamaların 'bir şekilde' yok edilmesi ihtimaline karşı
Göktaş'ın bu ihtimali hesaba katmakta ne kadar haklı olduğunu, bu sabah, Göktaş'ın Demirkanlı sitesine verdiği linki tıklayarak test ettim. Sonuçta şu ibare çıktı: "Seçtiğiniz kayıt numarası hatalı. Kayıt yok." Bu yazıyı yayımlamazdan az önce bir kez daha tekrarladığım bu test, yine aynı ibareyle sonuçlandı. Mustafa Demirkanlı, tam da Erbil Göktaş'ın yapmasından şüphelendiği şeyi yapmıştı: Yazıyı silip, Erbil'in verdiği belge veya kanıtı örtbas etmişti.
Neyse ki, artık yalnızca biz (Coşkun Büktel, Hilmi Bulunmaz, Feridun Çetinkaya) değil, Erbil Göktaş da Mustafa Demirkanlı'nın "ciğerini" biliyor, onun hilekârlıklarına karşı gereken tedbiri alıyordu. Göktaş'ın, aynı belge için verdiği ikinci link, (Hilmi Bulunmaz'ın sitesine verdiği link) elbette çalışıyordu.
Mustafa Demirkanlı, şu anda, bu hilekâr yöntemlerle, adliyeyi de yanıltıp, Coşkun Büktel ve Hilmi Bulunmaz'ı mahkûm ettirmeye çalışıyor. Adaletin bu hilekâra prim verip vermeyeceğini yakında göreceğiz. Ama Hilmi Bulunmaz, linççilerin açtığı davalardan şu an'a kadar çıkabilmiş ilk ve tek kararla "beraat" etti bile... Bence, diğer "beraatler" de yolda.
Aşağıda, Erbil Göktaş'ın "Mustafa Demirkanlı'ya Belgeli Yanıtlar" başlıklı yazısından ilgili bölümü alıntılıyor ve alıntının sonunda, orijinal kaynağa link veriyorum:
Bunlar sizin sözleriniz; her şeyi kendi ağzınızla ve kendi sitenizde açıklıyorsunuz. Her zamanki gibi, verdiğim linkteki açıklamaların "bir şekilde" yok edilmesi ihtimaline karşın, Hilmi Bulunmaz'ın sitesinde de yer alan aynı açıklamalarınız için Bulunmaz'ın sitesinden de link veriyorum. Ne olur ne olmaz!...
LİNK: http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/coskun-buktel-mustafa-demirkanl-kufur.html
(KAYNAK: Erbil Göktaş, "Mustafa Demirkanlı'ya Belgeli Yanıtlar")
ÖNEMLİ NOT: Hilmi Bulunmaz az önce aradı ve Mustafa Demirkanlı'nın söz konusu yazıyı silmekte bir suçu bulunmadığını bildirdi. Çünkü söz konusu yazı, Hilmi'nin Mustafa'ya noter onaylı ihtarname gönderip "İçeriğin Yayından Çıkarılması Hakkı"nı talep ettiği yazılar arasındaymış. Bence, Mustafa yazının haklılığına inansaydı, Hilmi'nin ihtarına aldırmayabilirdi. Ama sonuçta yazı Hilmi'nin (o zaman da karşı çıktığım bu sansür talepli) ihtarından sonra çıkarılmış.
Sonuç: Yukarıda silinmesini eleştiri konusu ettiğimiz yazı, Mustafa'nın o çok yaygın ve meşhur "Kış Ortasında Bahar Temizlikleri" örneklerinden biri olarak anılmak için, çok da uygun sayılmayabilir. CB
(Kaynak: www.coskunbuktel.com)