24 Kasım 2011 Perşembe

"Dört yanım LİNÇ zulası" olmasına karşın, işçi sınıfının iktidar özlemi doğrultusunda yaptığım tiyatro yayıncılığı, nitelikli insanlarca sahiplenildi!

Ben, en küçük adımımı bile, sadece ve sadece işçi sınıfının iktidar özlemi doğrultusunda atıyorum.

Ben, yazdığım bir tek şiiri dahi, işçi sınıfının ideolojik bilinçlenmesine endeksliyorum.

Ben, elime bir fırça alıp küçücük bir resim yaptığımda da, mutlaka ve mutlaka, işçi sınıfının gelecekteki evrenine katkı sunduğum kanısındayım.

Benim adımımı, benim şiirimi, benim resmimi, işçi sınıfının iktidar özlemi doğrultusunda kullanmamdan hiç, ama hiç hoşlanmayanlar, benim yürümemi, benim şiir yazmamı, benim resim yapmamı engellemek için, ellerindeki tüm olanakları son zerresine dek kullanmaktan kaçınmıyorlar.

Benim yürüme hızımın kesilmesi için, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan, kendisine hakaret etmediğim hâlde, hakaret etmişim yanılsaması oluşturup, arkasına aldığı avukatları Uğur Demirci Tosun'la İnan Yılmaz sayesinde, onların "yardım ve yataklığı" bağlamında, beni mahkûm ettirmek ve buna bağlı olarak, benden, haraç ister gibi, rüşvet ister gibi, tam tamına 25.000,00 TL istedi.

Tabii ki sonuç, kendisi için hüsran ve benim için tescillenmiş bir BERAAT söz konusu oldu...

Benim şiir yazmamın önündeki barikatlardan biri de, orospu çocuğu Burak Caney'di. Kendi adlarıyla açıkça bana ve benimle birlikte yazar Coşkun Büktel'e iftira atmakta zorlanan alçaklar, kendi kumaşlarından kesilmiş orospu çocuğu Burak Caney'in düzenlemiş olduğu "BİRİNCİ LİNÇ KAMPANYASI"recinde çiftetelli oynamaya başlamışlardı.

Tabii ki bizim verdiğimiz mücadele sonucu, orospu çocuğu Burak Caney ve bu orospu çocuğuna destek sunan alçaklar, bir daha ayağa kalkamayacak, bir tek söz bile konuşamayacak kadar beyin bulantısı girdabına kapıldılar.

Benim elime bir fırça alıp, geleceğin renklerini oluşturma gayreti içerisine girmemi istemeyen 1100 kişilik kişiliksiz kişi, benim hiç kimseye, hiçbir zaman için iftira atmamama karşın, ruhlarındaki alçaklık bulutunun etkisinde kalmış olduklarından, bana "iftiracı" diyerek, kendi iftiracılık mesleklerini kanıtlamış oldular.

Tabii ki bizim verdiğimiz sert mücadele ve sürekli muhalefet nedeniyle, bu alçaklar da, hem tiyatro alanında ve hem de hukuk alanında betonda ot yolmaya başladılar.

Hulasa...

Nitelikli okurlarımız, dürüst izleyicilerimiz sayesinde, "işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet" gelebileceği izlenimi oluşmaya başladı!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz