İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT) reklâm kulelerine bakarak bir tiyatro oyunu izleme planı yapmak isteyenler, İDT reklâm kulesindeki "SABAH HEYECANI / Kahvaltının Yıldızı / nutella" afişiyle karşı karşıya kalmanın şaşkınlığını yaşıyorlar! Ancak, Devlet Tiyatroları kurumundan bir beklentisi olduğu için, bu şaşkınlığın ayrımında olmayan tiyatro esnafının duyarsızlıklarını duyumsadıklarında, şaşkınlıkları öyle bir artıyor ki; "Oha!" ünlemini ağızlarından kaçırıveriyorlar!!! (Fotoğraf: Hilmi Bulunmaz)***
Türkiye, garip bir ülke!
Türkiye, neden garip bir ülke?
Çünkü...
Türkiye, baştan aşağı, sağdan sola, tepeden tırnağa, usdışı alışkanlıklarla ayakta durma taklidi yapan bir ülke...
Ben, ne zaman yurtdışına çıksam, bu ülkenin garip, hem de çok garip bir ülke olduğunu, kılcal damarlarıma dek duyumsuyorum.
Ben, işim gereği, sürekli olarak yurtdışına çıkan bir insan olduğum için, Türkiye'nin garip, hem de çok garip bir ülke olduğunu her daim tespit edebilme yeteneğine sahip biriyim.
Arnavutluk'dan Bulgaristan'a, Çin'den Dubai'ye, Fransa'dan Hindistan'a... gezmiş olduğum onlarca ülkeden Türkiye'ye döner dönmez, her zaman, ama her zaman, bu ülkenin garipliğini kendime itiraf etmenin derin üzüntüsünü yaşamaya devam ediyorum.
Dün (14 Kasım 2011 Pazartesi günü) Sırbistan'dan Türkiye'ye dönünce, yine, bu ülkenin garipliğini bir kez daha gözlemlemiş oldum.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü bünyesinde, bu kurumun inisiyatifinde bulunmasına karşın, bu kurumun inisiyatifine bir türlü tam anlamıyla verilmeyen İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kulelerinin, bu kurumun kullanımına teslim edilmesini uzun yıllardır savunmama karşın, söylediğim sözlerin osuruk kadar bile değeri bulunmuyor olmalı ki, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay, AKP'li bakanın emrindeki Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin ve AKP'li bakanın emrindeki Lemi Bilgin'in emrinde çalışan İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Şakir Gürzumar, kendilerinin bünyesinde ve inisiyatifinde bulunan bu kulelere asla ve kesinlikle sahip çıkma niyetinde değiller!
Ancak...
Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen bu kişiler, bu adamsendeciliklerinden, bu başarısızlıklarından, bu beceriksizliklerinden, bu idareimaslahatçılıklarından, bu ilkesizliklerinden, bu inisiyatifsizliklerinden, bu özensizliklerinden, bu umursamazlıklarından, bu vurdumduymazlıklarından vazgeçip, benden, halkımdan, tüyü bitmemiş yetimden özür dileğinceye dek, bu kişilerin yakasını asla ve kesinlikle bırakmayacağım...
Uyarmadı denilmesin!!!
Çünkü...
Benim, Devlet Tiyatroları kurumundan hiçbir beklentim olmadığı için, tabii ki, bu reklâm kuleleri meselesini kendi meselem hâline getirdim ve bu meselenin hâlline dek, bu meselenin peşini asla ve kesinlikle bırakmayacağım!!!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
