9 Ekim 2011 Pazar

Boğaziçi Üniversitesi Gölgesinde Yetişenler'in yayını LİNÇÇİ Mimesis, Tiyatro Fanzini sitesi sahibi Feridun Çetinkaya'dan özür dilemek zorunda kaldı!

Türkiye'de nesnel bir tiyatro tarihi yazmaya kalkan kişi yada kişiler, çok çetin bir ölçümleme sorunuyla karşı karşıya kalacaklar. Eğer Türkiye tiyatro tarihi, üzerine bir deri gibi, bir ten gibi, bir kalıcı dövme gibi nüfuz ettirdiği resmî üniformasını sıkı sıkı korumayı sürdürürse, LİNÇÇİ Mimesis sitesi de, bu tarih içerisinde cici bir aktör, görkemli bir faktör olarak anılmaya devam edecektir. Türkiye tiyatro tarihi, üzerindeki haki renkli resmî üniformasını çıkarır da, nesnel bir duruş sergilemeye başlarsa, bütün LİNÇÇİ kişi ve LİNÇÇİ kuruluşları olduğu gibi, LİNÇÇİ Mimesis sitesini de sanık sandalyesine oturtup yargılayacak ve tabii ki, sonsuza dek mahkûm edecektir.

Amerika Birleşik Devletleri Emperyalizmi ile Avrupa Birliği Emperyalizmi hamağı kurulan "Boğaziçi Üniversitesi ağaçları" arasında yetişmenin verdiği tatlı huzurla, emekçi kitlelerden uzak, işçi sınıfının iktidar özleminden habersiz yaşayan LİNÇÇİ Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun küçük kardeşi LİNÇÇİ Mimesis, yanına aldığı LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ve onun kurucusu "Türkiye tiyatrosunun ensesindeki Kırım Kongo Kenesi" LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, yazar Coşkun Büktel'le Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imhâ etmek için, Türkiye tiyatro tarihinde hiçbir zaman için değil uygulanması, düşünülmesi bile olanaksız bir "Turkish Mc Carthizm" uygulamıştır.

Biz, LİNÇ KAMPANYASI düzenleyebilecek gözü dönmüş 1100 kişilik kişiliksiz kişiye karşı, onların hak ettikleri bir dille savunma yapıp saldırı düzenlemeseydik, şu anda, değil yazı yazmak, belki yaşamıyor bile olacaktık.

Bizim verdiğimiz sosyalist sanat mücadelesi sonucu, kuyruklarını arka bacaklarının arasına sıkıştırmak zorunda kalanlar, şimdi, topu orta sahada gezdirip, demokrat pozları verdikleri tarih kamerasına gülümseme taklitleri yapıyorlar.

LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Mimesis'in aşağıda yayınladığımız "özür yazısı" okunur okunmaz, şu soruları sorduruyor:

1 - LİNÇÇİ Mimesis sitesine yorum yapan Feridun Çetinkaya'nın kendisine ait bir sitesi olmayıp, LİNÇÇİ Mimesis sitesini teşhir etmemiş olsaydı, bu "özür yazısı" yazılabilir miydi?

2 - LİNÇÇİ Mimesis, neden, hemen değil de, çok uzun zaman sonra, "özür yazısı" yazmak zorunda kalmıştır?

Soruların sayısı artırılabilir. Ancak, cürmü kadar yer yakmanın ötesine geçemeyen LİNÇÇİ Mimesis sitesi için, daha fazla söz söylemenin şimdilik hiçbir yararı yok!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


“Okuyucu Yorumları” Tartışmaları


Mimesis Sahne Sanatları Portali olarak yaklaşık bir buçuk senedir sahne sanatları dünyasındaki gelişmeleri sizlerle paylaşmak için uğraşıyor, kültür-sanat eleştirilerine yer veriyor, çeviri araştırma faaliyetleri yürütüyor ve katılımcı ve düzeyli bir yayıncılık anlayışı oluşturmaya çalışıyoruz.

Okurlarımızın da dikkat ettiği üzere köşe yazılarımızın ve bazı haberlerin alt kısmında kamusal bir tartışma platformu oluşturmak adına “okuyucu yorumları” bölümü eklemeyi uygun buluyoruz. Amacımız yayınlanan yazılara yapılacak yorumlarla okuyucunun da katkıda bulunabileceği bir tartışma zemini sunmaktır. Fakat hakaret, aşağılama içeren yorumlara seviyeli bir yayıncılık anlayışı adına yer vermediğimizi belirtmek isteriz.

Yaşam Kaya’nın 12.09.2011 tarihli “ ‘Keşanlı Ali’ Ne Zaman ‘Kürt Cemali’ Olacak?” başlıklı köşe yazısı önemsediğimiz bir tartışmayı başlatmıştır. Bu köşe yazısına 20.09.2011 tarihinde Feridun Çetinkaya tarafından bir yorum girilmiştir. Site editörleri olarak, bu yorumun ilk paragrafının tartışmalara katkı sunmadığını ve hakaret içerdiğini düşündüğümüz için, ilgili bölümü budayarak, yorumun geri kalan bölümünü ise aynen koruyarak yayınlamıştık.

Bunun üzerine yorumun yazarı durum hakkında kendi blogunda bir yazı kaleme almıştır.

Daha sonra editörler olarak yaptığımız tartışmalarda bir yorumun hakaret içerse dahi yazan kişiye bilgi vermeden bir kısmının budanarak yayınlanmasının ilkelerimiz açısından uygunsuz bir uygulama olduğu kanaatine varmış bulunuyoruz. Söz konusu durumda yapılması gereken, yazarı bilgilendirip yorumun hakaret içerdiği takdirde yayınlanamayacağını iletmek olmalıydı.

Düzeyli ve sorumlu bir yayıncılık anlayışı adına okuyuculardan özür diliyor, bundan sonra benzeri durumlarda daha dikkatli davranacağımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz.

(Kaynak: Mimesis)