"Hangi oyunu olursa olsun, herhangi bir Shakespeare oyununu daha okumaya başladığım anda, yüzüme yumruk yemiş gibi hissettiğim şey, bir karakter ortaya çıkarmanın, hadi biricik demeyeyim, ama başlıca öğesi olan 'dil' yokluğudur; o dil ki, herkes kendine ait olanı, kendi karakterine özgü olanı konuşur. Shakespeare'de bu yoktur. Bütün Shakespeare kişileri kendilerine ait olmayan, hep aynı tumturaklı, doğal olmayan Shakespeare diliyle konuşurlar: Bu öyle bir dildir ki, yalnızca o oyun kişisi değil, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir canlı yaratık hiçbir zaman öyle bir dille konuşmaz, konuşamaz."
Tolstoy, "Sanat Nedir?", çev. Mazlum Beyhan, T. İş Bankası Kültür Yayınları, sf. 332
***
Türkiye tiyatrosu, duygu yoksunu kişiler tarafından yönetildiği için, tabii ki, duygu yoksunu William Shakespeare'i kendisine yakın, hattâ kendinden biri olarak algılıyor.
Türkiye tiyatrosu, düşünce yoksunu kişiler tarafından yönetildiği için, tabii ki, düşünce yoksunu William Shakespeare'i kendisine yakın, hattâ kendinden biri olarak algılıyor.
Türkiye tiyatrosu, ideoloji yoksunu kişiler tarafından yönetildiği için, tabii ki, ideoloji yoksunu William Shakespeare'i kendisine yakın, hattâ kendinden biri olarak algılıyor.
Türkiye tiyatrosu, estetik yoksunu kişiler tarafından yönetildiği için, tabii ki, estetik yoksunu William Shakespeare'i kendisine yakın, hattâ kendinden biri olarak algılıyor.
Türkiye tiyatrosu, eylem yoksunu kişiler tarafından yönetildiği için, tabii ki, eylem yoksunu William Shakespeare'i kendisine yakın, hattâ kendinden biri olarak algılıyor.
Türkiye tiyatrosu hakkında herhangi bir görüş belirtmek için, öncelikle, bu tiyatroyu Shakespeare'le imtihan etmek gerekir.
Türkiye tiyatrosu yada herhangi bir tiyatro, kendi içerisinden özgün yapıtlar üretmek yerine, sadece Shakespeare'in kıçından ayrılmayan bir sinek gibi yaşamaya devam ederse, o tiyatroya ithalatçı tiyatro, o tiyatroya işbirlikçi tiyatro demekten başka çaremiz yoktur.
Türkiye tiyatrosu, genelde Anglosakson tiyatro hegemonyası ve özelde Shakespeare çocuklarının boyunduruğu altında kıvrandıkça, bir adım bile ilerleyemez.
Türkiye tiyatrosu, kendilerine "Türk Oyuncular" denilen sanatsal şovenistler tarafından yönetilmeye devam ettikçe, "Türk tiyatrosu" kalmaya mahkûm olacak ve hiçbir zaman için "Türkiye tiyatrosu" olamayacaktır!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Kevin Spacey, Türk Oyuncuları Beğendi
Büşra Pekin ve Tuğrul Tülek'le birlikte, Kevin Spacey'nin İstanbul'daki atölye çalışmasına katılan oyuncu Murat Eken "Spacey, Shakespeare'in oyunundaki duygu değişimlerini çok doğru yakaladığımızı söyledi" dedi
Amerikalı aktör Kevin Spacey'nin, 9 Ekim'de İstanbul'da düzenlediği 'Richard's Rampage' (Richard'ın Çılgınlığı) isimli atölye çalışmasına katılanların isimleri; önceki gün richardsrampage. com adresinde yayınlandı. Katılımcılar arasında BKM Mutfak ekibinden Büşra Pekin ve Murat Eken'in yanı sıra DOT'ta performans sergileyen ünlü oyuncu Tuğrul Tülek de yer aldı.
KEVIN TAM BİR CENTİLMEN
Genç oyuncu Murat Eken, Kevin Spacey'nin atölye çalışmasıyla ilgili şunları anlattı: "Her şeyden önce Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde ve 'III. Richard'ın setinde bir oyun oynamak, benim için büyük bir onurdu. İzleyici bizi skeçlerle tanıyor ama bu atölye sayesinde klasik bir şey çalışmanın da ne kadar iştah açıcı olduğunu gördük. Kevin Spacey, tam bir centilmen ve çok efendi biri. Karşısına çıktığım zaman çok heyecanlandım. Shakespeare'in yazdığı oyundaki duygu değişimlerini çok doğru yakaladığımızı söyledi. Bizi çok beğendi ama daha fazla anlatmayayım. Kendimi övmüş gibi olmayayım."
ONLARLA İFTİHAR ETTİM
İstanbul Tiyatro Festivali Direktörü Dikmen Gürün; atölye çalışmasıyla ilgili şunları söyledi: "Başvuran 120 kişi arasından önce 30, ardından da 15 kişi belirlendi. Eğitimlere katılan Büşra Pekin, Murat Eken ve Tuğrul Tülek gibi oyuncular gerçekten çok başarılıydı. Harika Shakespeare yorumları vardı. Onlarla iftihar ettim. Hem hoca, hem de öğrencileri muhteşemdi.
(Kaynak: tiyatrodunyasi.com)