30 Ekim 2011 Pazar

Akranları ekranlara tutsak olurken, Oğuzcan, Cemil Meriç okuyor!

Cemil Meriç, bu ülkenin yani hepimizindir!


Oğuzcan Önver
30 Ekim 2011


''Kemal, bu ülkenin yani hepimizindir.'' *


Cemil Meriç, bu topraklarda yetişmiş sayılı düşünürden biri. Öyle bir ülke ki burası, düşünürlerine gereken ilgi bir türlü gösterilmiyor. Nâzım Hikmet'e, Kemal Tahir'e yapılanların bir benzeri de Cemil Meriç'e yapılıyor. Zorlu hayat koşulları Meriç'i çok genç yaşta olgunlaştırıyor ve Meriç, düşünce dünyasını kitaplarla zenginleştirmeye başlıyor. Bu süreç, tarifi zor bir hazineyi meydana getiriyor ve Cemil Meriç; Türkiye edebiyatı, Türkiye felsefe cenahı için bir mihenk taşına dönüşüyor.

Cemil Meriç, günümüzde sağ'ın sahiplendiği bir yazar olsa da, kendini solcu olarak lanse edenlerin kesinlikle okuması gereken bir filozof. Cemil Meriç, sol ve sağ kavramlarının Batı'da oluştuğunu dolayısıyla Batı'ya ait olduğunu, Türkiye'de sınıflı toplumun Batı'daki gibi gelişmemesi sebebiyle de burada sağ/sol kavramlarının bulanık olduğunu söylüyor. Bu söylemin hemen hemen aynısını, bu ülkede yetişen bir diğer sıkı "filozof" Kemal Tahir'in eserlerinde de görüyoruz. Sol'un çok iyi okuması ve çok iyi anlaması gereken bir mevzuyla karşı karşıyayız. Cemil Meriç, "Bu Ülke" kitabında Kemal Tahir bölümünde, Tahir'in şu ifadelerini kullanıyor:

''Her ülkenin sosyalistleri kendi yollarını kendileri bulmak, daha açıkçası sosyalizmlerini kendileri yaratmak zorundadırlar.''

Batı'dan hazır alınan bir sosyalizm düşüncesi, Batı'ya özgü olacağından buraların nesnel koşullarına uyum sağlayamayabilir ve bu, sol'un yenilmesi anlamına gelir. Bize bunu, hem tarih defalarca gösterdi, hem de Hegel:

''Tarihten öğrendiğimiz tek şey, tarihten bir şey öğrenmediğimizdir.''

Jean-Paul Sartre, nasıl ki okuma sevdası yüzünden gözlerini yitirdiyse, aynı durumu Cemil Meriç de yaşadı. Kitap sevdası bu kadar üst düzeyde olan bir adama hiç olmazsa büyük bir saygı duymamız gerekiyor.

Cemil Meriç'in yazdıklarını okurken, şunu çok iyi anlıyoruz: Batı etkisinde o kadar fazla kalmış ki Türkiye edebiyatının ilk temsilcileri, edebiyatımızın bir temeli oluşmamış. Şu an, edebiyatımızdaki sorunların birçoğu, kültürümüzün derin yarıklar içinde büyümesi yüzündendir.

Cemil Meriç'in "Freud" hakkındaki düşünceleri de oldukça yetkin ve sol için öğretici. Sol için öğretici çünkü: Sol'da son yıllarda büyük bir ''Freud'' hayranlığı peydahlandı. BİRGün Gazetesi yazarı(?) tiyatro eleştirmeni(!)
Yaşam Kaya, twitter hesabı üzerinden Freud'un düşüncelerini paylaşıp duruyor. Yaşam Kaya ve diğer tüm tatlısu solcularının okuması gereken Freud'la ilgili pasajlar Cemil Meriç'ten geliyor:

''Psikanaliz kârlı bir mit. Kilisesi, rahipleri, ayinleri var. Şuuraltı, her istediğini kolayca elde eden mutlu azınlığın imtiyazı. Yığının bu gibi inceliklerden haberi yok.

Upanişat
'Tanrısın' diyor insana; Freud 'İtsin'
diyor. Hangisi haklı?''

Kimin haklı olduğu medeniyet için hep merak konusu ama Freud'un ve
Yaşam Kaya'nın haksız olduğunu şimdilik söyleyebiliriz.

Cemil Meriç, Kemal Tahir için ne düşündü ve söylediyse, biz de, onun için aynısını yapabiliriz, yapmalıyız:

Cemil Meriç, bu ülkenin yani hepimizindir!

* Cemil Meriç, Bu Ülke, Sayfa: 253, İletişim Yayınları, 34. Baskı/2010