ERTUĞRUL GÜNAY, KADİR TOPBAŞ, LEMİ BİLGİN VE AYŞENİL ŞAMLIOĞLU'NUN GÜÇLERİ, LİNÇÇİ MUSTAFA DEMİRKANLI KADAR KİRLİ BİR UNSURU TAŞIMAYA DAHA NE KADAR YETECEK?
İşte facebook'taki son duvar yazımız ve altına eklenen tartışmalar:
MUSTAFA DEMİRKANLI, HİLMİ BULUNMAZ'A BİZİ ÖNEMSEMEDİĞİNİ ŞÖYLE SÖYLÜYOR:
"Siz -siz ve Büktel- hayatın sizin etrafınızda döndüğünü mü sanıyorsunuz?"
İşte yukarıdaki sorunun altına eklenen yorumlar:
COŞKUN BÜKTEL:
Bize karşı dava açan, bize iftira atan, linç kampanyası başlatan, takma isimlerle saldıran, fotomontajlarımızı yayınlayan linççiler; nedense, bizi önemsemediklerini belirten ifadeler kullanmaya çok özeniyorlar. Hakkımızda yüzlerce sayfa iftira üreten linççiler meğer bizi hiç önemsemiyor ve Kendimizi "hayatın merkezi" sandığımızı sanıyorlarmış. Hayır, kardeşim, biz kendimizi "hayatın merkezi" sanmıyoruz. Bizi "hayatın merkezi" sanan sizsiniz. Biz, yalnızca sizin tescilli yalancı, iftiracı, linççi hilekarlar olduğunuzu sanıyoruz./biliyoruz: Çünkü onlarca belgesi var. Madem, bizi önemsemiyordunuz, bize karşı kampanya açıp imza toplamak, bizi yıpratmak için aleyhimizde düzinelerce fotomontaj ve iftira üretmek ve masrafa kıyıp avukatlar tutarak mahkemeye koşup bize karşı dava açmak için niye zahmet ettiniz, be linççi dangalaklar?
COŞKUN BÜKTEL:
İşte bizi "hayatın merkezi" yaptığınızın bazı belgeleri (Siz hâlâ Kış Ortasında Yaptığınız Bahar Temizlikleriyle silip yok edince, belgeler tamamen kaybolup örtbas edilmiş oluyor sanıyorsunuz, di mi?
http://tiyatrofanzini.blogspot.com/2009/12/iftirac-lincci-ve-sansurcu-tiyatro.html
http://www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2007/10/burak-caney-fotoraf-sergisi.html
http://coskunbuktel.com/linkdemirkanliyalanlari.htm
http://www.coskunbuktel.com/tehditsayfasi.htm
BU KADARI YETERLİ Mİ, YOKSA DEVAM EDELİM Mİ? HİLMİ'NİN, SİZLER İÇİN SİTESİNDE AÇTIĞI ÖZEL BÖLÜMLERDEKİ YAZILARINIZ, HÂLÂ DURUYOR. BENCE, HİLMİ'NİN "ÇÖP KUTUSU" ADINI VERDİĞİ O BÖLÜMLERDEKİ "YÜZLERCE" YAZINIZI TEKRAR GÜNDEME GETİRMEK, SİZİN BİZİ NASIL "HAYATIN MERKEZİ" YAPTIĞINIZI OKURLARA GÖSTERMEK AÇISINDAN ÇOK YARARLI OLUR. EVET, SİZ BİZE KARŞI GÜNLERCE MESAİ HARCAYARAK, BİZİ "HAYATIN MERKEZİ" YAPARAK, İFTİRALARLA DOLU O YÜZLERCE YAZIYI YAZDIKTAN SONRA; (BAKTINIZ Kİ, OLMUYOR, BAKTINIZ Kİ DUVARA TOSLADINIZ, BAKTINIZ Kİ KONJONKTÜR SÜREKLİ ALEYHİNİZE DEĞİŞİYOR) TUTUP O İFTİRA DOLU YÜZLERCE YAZIYI ÇÖPMÜŞ GİBİ SİLİP ATTINIZ AMA; HİLMİ, SİZİN ÇÖPLERİNİZİ BİLE NOTER GİBİ KORUYUP SAKLADI.
HİLMİ'YLE KONUŞTUM VE BİRKAÇ LİNKLE O YÜZLERCE ÇÖP YAZIYA ULAŞMANIN MÜMKÜN OLUP OLMADIĞINI SORDUM. HİLMİ, ÇÖPLERİN BİRKAÇ LİNKLE ULAŞILAMAZ OLDUĞUNU, BİRAZ DAĞINIK BULUNDUĞUNU AMA BİRAZ MESAİ HARCAYARAK ÇÖPLERİ BİRKAÇ LİNK ALTINDA TOPLAYIP BİR ARAYA GETİRMEYE ÇALIŞACAĞINI SÖYLEYEREK, BU KONUDA BANA SÖZ VERDİ. HİLMİ, İFTİRA SUÇLARINIZIN BELGELERİYLE DOLU OLDUĞU İÇİN ÇÖPMÜŞ GİBİ SİLİP ATTIĞINIZ ÇÖP YAZILARINIZIN LİNKLERİNİ BANA GÖNDERDİKÇE; BEN DE, BURADA YAYINLAYIP, TEKRAR GÜNDEME GETİREREK, BİZE NASIL TAKTIĞINIZI, BİZİ NASIL "HAYATINIZIN MERKEZİ" YAPTIĞINIZI, BİR KEZ DAHA OKURLARIN ÖNÜNDE BELGELEMEYE SÖZ VERİYORUM: LÜTFEN ARADA BİR, EN KISA ZAMANDA EKLEMEYE BAŞLAYACAĞIMIZ ÇÖP LİNKLERİNİ BURADAN KONTROL EDİNİZ!
MUSTAFA DEMİRKANLI:
Geçekten, baş edilemez bir vakasın... Soru1: Sizin, yani Hilmi'nin beraat kararını ilettiniz de yayınlamadık mı? Bir gün sonra öğrenince yayınladık. Soru 2: Sen ve Hilmi yalana neden bu kadar sığınıyorsunuz? Hilmi, aklınca zarar vermek için sürekli, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin yayınlanmadığı yalanını yayınlıyor, sen de bilmene rağmen -sana da resmi faturayı göndermiştim- susarak, yok sayarak "yalan"a destek vermekten çekinmiyorsun ve "yok yahu öyle bir şey göndermedin, Hilmi yalan söylemiyor" da demiyorsun, demeyeceksin... Gevezelik yaparak, "yalan" söylediğini bildiğin birine destek vereceksin sonra da "gerçekçi Bütel" diyeceksin kendine, bu satırları okuyanlar da yutacak... Utanma diye bir duygu sizin oralara uğramıyor değil mi? Sonra da bize "iftiracı" dediniz diyeceksin. Biriniz -Hilmi- "iftira" atıyor, diğeriniz -sen- bilmene rağmen "iftiraya" susarak sahip çıkıyorsun. "İftiracı" değilsiniz de nesiniz ki? Yanıt vereceksen, kıvırma bu konuya yanıt ver... ama vermeyeceksin... artık öğrendik... konuyu değiştirip, sen de şunu yapmıştın diyeceksin... İflasın belgesi olacak, bu satırları okuyanlar için. "Mertçe, Türkçe" yazamayacaksın..." Evet Hilmi sana iftira atıyor ama ben onu suçlamam, o benim arkadaşım" diyemeyeceksin... ÇAP: BURAYA KADAR... Dürüstlük dediğin de bu kadar işte... Bana ne kadar düşman olursan ol, düşmanına bile iftira atılıyorsa, sahip çktığın zaman güvenilir olursun, hesap yapmadan doğrunun yanında yer alabildiğin zaman... Sanırım mealen senin insanları kandırmak için kullandığın cümleler ifade ettiklerim, hadi cümlelerine sahip çık, çık da sana inanmaya devam etsin, okuyanların...
COŞKUN BÜKTEL:
Şu yazdıklarına neden cevap vermek zorunda olayım, be dangalak?! Ben bile hiçbir şey anlamadım. Okurlar zaten hiçbir şey anlamadı. Fatura göndermiş de, Hilmi'nin iftira attığını kanıtlamışmış. Ne faturası? Ne iftirası? Ne diyorsun sen? Niye kanıtlı, belgeli, kaynaklıı, belirli, "açıkça, mertçe, Türkçe" konuşmaya yanaşmıyorsun
İşte burada yazdın! Okurlar ne anladıysa, Hilmi'nin iftirasını kanıtladın(!) Bu sana neden yetmiyor? Neden ille benim bu satırlardan anlam sökmemi ve Hilmi iftira ediyor dememi bekliyorsun? Bana ne ihtiyacın var ki? Sana sansürsüz, özgür bir ortam sunmuşum. Açıkça, mertçe, netçe anlat Hilmi'nin suçunu! Koy buraya belge dediğin şeyin metnini, ver orijinalinin kaynak linkini! "Açıkça, Türkçe, mertçe, netçe" anlat derdini! Böyle belirsiz konuşarak, dumanlı havadan medet ummak, bulanık suda balık avlamaya çalışmak yerine, koy belgelerini, kanıtla meseleni! Kim engelliyor seni? Ben söyleyeyim: Yalancı olman engelliyor seni. Çünkü daha dün, ne demiştim:
Yalanın yalan, doğrunun doğru olduğunu söyleyenler, kanıt/belge/kaynak göstererek konuşabilir çünkü "yalanın yalan, doğrunun doğru olduğu" belgelenebilir. Yalanın doğru, doğrunun yalan olduğunu söyleyenler ise asla kanıt/belge/kaynak göstererek konuşamazlar çünkü "yalanın doğru, doğrunun yalan olduğu" belgelenemez. Biz o yüzden hep kanıt/belge/kaynak göstererek konuşuyoruz. Linççi iftiracılar o yüzden kanıt/belge/kaynak göstererek konuşamıyor.
Niye dersini almayı ve kanıtlı/belgeli/kaynaklı konuşmayı bir türlü kabul etmediğinin nedeni işte daha dün yazdığım, yukarıdaki satırlardır. Eğer Hilmi gerçekten iftira etmişse, niye sitende belgeleriyle yayınlamıyorsun? Yok özel mesajla fatura göndermişmiş. Özel mesajla gönderme, önemli bir şeyse sitende veya derginde yayınla! Biz senin özel mesajlarınla ilgilenmek zorunda mıyız? Niye sitende yayınlamak yerine özel mesaj gönderiyorsun! Okurlar içiin onu da açıklayayım: Hilmi senin sitende (veya derginde) kendisiyle ilgili bir suçlama yayınladığında, bunu tek virgül atlamadan kendi sitesinde mutlaka yayınlar ve sana hak ettiğin cevabı verir. Ama senin kendi sitende yayınlamaya yanaşmadığın, ya da ancak onun boykot ettiği facebook'ta yayınlamaya cesaret edebildiğin veya ona özel mesaj olarak gönderdiğin iftiralarınla hiç ilgilenmez. Bunu gayet iyi bildiğin için, okurların bilmemesinden alçakça yararlanarak, Hilmi'den cevap almayacağın mecraları kullanıyor ve Hilmi'nin seni cevaplayamadığını söyleyerek onu ve onu kınamadığım için beni de, suçluyorsun. Bizi değil, yalnızca okurları dezenforme etmeye yönelik bu alçaklıkları kurnazlık sanıyorsun! Hilmi'den cevap almaktan korktuğun için kendi sitende yayınlamaya cesaret edemediğin iftiralarını kalkıp burada, Hilmi'nin boykot ettiği facebook sayfalarında ve ancak kanıtsız, belgesiz, kaynaksız olarak, kocakarı dedikodusu formatında yazmaktan ve benim vaktimi ve emeğimi çalmaktan zerre kadar utanmıyorsun! Beni burada özgürce suçlayabilirsin! Hatta bana özgürce iftira bile atabilirsin. Burada sansür sıfır! Ama eğer "insan" isen, "sıfır sansür" ilkemi insanları dezenforme etmek için, kötüye kullanma! Beni suçlayacaksan, "beni" suçla! Ama Hilmi'yi suçlayacaksan, onun boykot ettiği facebook sayfalarında değil, sitende suçla! Hilmi'nin kolayca cevaplayabileceği konuları benim ona sorarak sana burada dolaylı olarak cevap yetiştirmek gibi bir görevi hangi hakla bana yüklemeye kalkıyorsun, a dangalak! Her defasında duvara tosladığın, şapa oturduğun, küle osurduğun halde; niye düzinelercesini teşhir ettiğimiz bu iğrenç yalan ve hilelerinden bir türlü vazgeçemiyorsun? Mazoşist misin yoksa yalnızca beni vandalca meşgul etmeyi kâr mı sayıyorsun?
Adam gibi, belge ve kanıtlarla, kaynaklara link vererek, açıkça, mertçe, Türkçe, anlat derdini, herkes öğrensin! Ama yok! Boşuna konuşuyorum! Ortada sözü edilecek bir konu olmadığı için, sen mecburen, sanki varmış gibi yaparak, kanıtsız, belgesiz, kaynaksız ve "belirsiz" cümlelerle konuşacak, yanılsama yaratacaksın! Alçaksın! Dergine reklam almaya devam edebilmek için, kendini Coşkun Büktel'e saldırmak zorunda hisseden bir alçak! Yıllardır dilimizde tüy bitti, kanıtlı/belgeli/kaynaklı ve "açıkça/mertçe/Türkçe" konuş diye! Ama nafile! Yalanların doğru olduğu belgelenemez ki! Sen, yalan, iftira ve sahtekârlıklarını aynı minval üzere sürdürmek zorunda olan, ekmeğinin derdine düşmüş, zavallı bir kuklasın! Sende kabahat yok! Kabahat, senin yalan, iftira ve sahtekârlıklarını reklamla besleyen DT genel müdürü Lemi Bilgin, İBBŞT genel sanat yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu ve seni reklamla beslesinler diye onları orada tutan "duygusal" Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve İstanbul Büyük Şehir belediye başkanı Kadir Topbaş'ta... Bakalım senin kadar kirli bir unsuru taşımaya güçleri daha ne kadar yetecek!
COŞKUN BÜKTEL:
Hilmi Bulunmaz, linççilerin bizi "hayatın merkezi" yaptığını kanıtlayan, (sonradan çöpmüş gibi silip yok etmek zorunda kaldıkları ama Hilmi'nin, zamanında noter gibi tek tek yayınlayıp kaydını tuttuğu ve asla silmediği) çöp yazıların linklerini çok yakında kendi sitesinde yeniden yayınlayacak ve biz de bu sayfaya aktaracağız. Bu konuda yukarıda verdiğimiz sözümüzu, linççi Mustafa'nın saptırması yüzünden unutmuş değiliz. Onlar sildi, biz kaydettik, kardeşim! Yakında, suçlarını örtbas etmek amacıyla inççilerin silip yok ettiği bütün çöp yazılar, yeniden gündeme gelecek. Hilmi'nin sözü söz!
SAYFANIN KAYNAĞI: http://www.facebook.com/notes/co%C5%9Fkun-b%C3%BCktel/g%C3%BCnay-topba%C5%9F-bilgin-ve-%C5%9Famlio%C4%9Flunun-g%C3%BC%C3%A7leri-demirkanli-kadar-kirli-bir-unsuru-ta/10150890115405711)
(Kaynak: www.coskunbuktel.com)