24 Eylül 2011 Cumartesi

Zaman Gazetesi'nde gayet net bir yorumun küçük bir parçası!

Dün (23 Eylül 2011), yerel saatle 23.05'de havalanan Türk Hava Yolları (THY) uçağıyla Hong Kong'dan İstanbul'a yolculuk etmeye başladım. Yaklaşık olarak on bir saat süren yolculuğum sırasında garipsenecek bazı insan manzaralarıyla karşılaştım.

THY'na ait uçağın 30. sırasındaki B koltuğunda ben otururken, oğlum da aynı sıranın A koltuğunda oturuyordu ve oğlumun tam önündeki koltukta oturan bir ukalâ, neredeyse hostesleri taciz edercesine ikide bir alkollü içecek istiyordu. Daha ilk kadehte "Çok az!" alkol verdiği için hostese diklenen ukalâya çok içerlediğimden, hostes hanıma biraz şaka yapıp bozulan moralini onarmak ve biraz da, önümüzdeki sırada oturan ukalâya dersini vermek için, o ukalânın sözlerini değiştirerek, hostes hanıma seslenme gereksinimi duydum:

"Bana elma suyu verir misiniz? Ama sek ve sert olsun!"

Biraz önce kendisinden "Bana bir viski, sek ve sert olsun!" ukalâlığına muhatap olan hostes hanımın yanıtı, oldukça misafirperverdi:

"Bir bardak elma suyu yeter mi?"

"Siz bilirsiniz..."

Ve, ben sustukça, hostes hanım, ağzına dek dolu tam dört bardak elma suyunu, masama dayayıverdi. Ben de, yorgunluğumun verdiği rahatlıkla, buz gibi elma sularını teker teker mideme indirdim.

İmdi, benim yaşadığım bu subjektif durum, Türk Hava Yolları'nın bütün politikasını belirleyen objektif bir durum olamaz!

Ancak...

Zaman Gazetesi yazarı, iktidarda olmanın verdiği "gönül rahatlığı" ile eline almış olduğu kalemin subjektifliğini, bize objektiflik gibi yutturarak, âdeta süte su katıyor...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


(...)

İçki içmeyenlerin suçu ne?

11 Eylül'ün 10. yıldönümünü takip etmek için New York'taydım. THY ile çok rahat iki yolculuk yaptım. Sizi bilmem ama ben bir Türk olarak THY ile gurur duyuyorum. Hele yanımdaki yabancı yolcunun, uçuş güvenliği filminde oynayan Manchester United'lı futbolcuları izlerken nasıl dikkatle ve hayranlıkla baktığını görünce çok sevindim. Eskiden Swiss Air efsanesi vardı. Batınca Lufthansa yerini aldı. Uzun yollarda British Airways ile uçmak bir statü göstergesi idi. Hatta sadece British Airways ile yatarak uçmak için aktarma yapmayı göze alan medya yöneticileri biliyorum. Ama artık THY, hem uçaklarının kalitesi hem de servisi ile her kesime hitap etmeyi başardı.

Ancak yemek servisiyle ilgili benim bir şikâyetim var. Yıllardır söylenir. İster business olsun ister ekonomi sınıfı, içecek olarak alkolsüz bir şeyler istediğinizde size bardağın yarısı ile lütfen bir şey verilir, şişenin dibinde asiti kaçmış kola yüzünden kavga çıktığını bile hatırlıyorum. Lakin birçok alkollü siparişte önünüze tak diye şişesi konulur. Aynı sınıfta, aynı parayı ödeyen yolcunun suçu alkol almamak mı? İkinci bardağı istemeye de çekiniyor insanlar. Yanlış anlaşılmasın, mesele içki içip içmemek değil. Alkol kullanıyor olup o an yemek servisinde içmek istemiyor da olabilirsiniz. Eskiden uçaklar için üretilmiş teneke kolalar vardı. Başka çözümler de düşünülebilir. Bu haksızlık mutlaka giderilmeli. Madem aynı parayı veriyorum aynı kalite benim de hakkım...

(...)

(Kaynak: Zaman)