7 Eylül 2011 Çarşamba

LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) Başkanı LİNÇÇİ Üstün Akmen'in yalancı pehlivanlığı yada sevilmiş kıçın davası olmaz!

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay ile koltuğunun altına almış olduğu Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, başta LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi olmak üzere, hiçbir zaman için tam zamanında yayınlanmayan tiyatro dergilerini, verdiği reklâmlarla (avanta, bahşiş, diş kirası, iane, iaşe, sadaka, sus payı) haksız yere desteklerken, bizim bu haksızlığa karşı bir eleştiri bombardımanı başlattığımız bir süreçte, Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için, ellerindeki tüm gücü kullanan LİNÇÇİ Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı LİNÇÇİ Üstün Akmen ve yoldaşları, o tarihlerde AKP'li Ertuğrul Günay'ın yaptığı yada yapmadığı işleri eleştirecekleri yerde, "Nasıl olur da, LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne 'haksız yere reklâm veren Lemi Bilgin'i ve onun ardındaki siyasal güç AKP'li Ertuğrul Günay'ı eleştiren' Büktel'le BulunmazLİNÇ ederiz?" sorusunun derinliğinde patinaj yapıp duruyorlardı!

Oysa...

Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın elleri armut, parmakları su toplamadığı için, entelektüel güçlerine yaslanarak, 1100 kişilik kişiliksiz kişiden oluşan LİNÇ KAMPANYASI ordusunu yerle bir edince, ellerindeki LİNÇ oyuncağını yitiren LİNÇÇİ kişiler, şimdi ne yapacaklarını, kimi LİNÇ etmek için piyasa oluşturacaklarını bilemediklerinden, sanırız, AKP'li Ertuğrul Günay'ı "en zayıf halka" olarak görmüş olacaklar ki, zavallı bakanın üzerine çullanma provası yapmaya başladılar!

Ancak...

Sezgilerimiz bizi yanıltmıyorsa, buradaki yalancı pehlivanlık ve sevilmiş kıçın davasını gündeme taşımanın ardında, LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne, hiç de hak etmemiş olduğu hâlde, reklâm adı altında avuç dolusu paranın (avanta, bahşiş, diş kirası, iane, iaşe, sadaka, sus payı) tehlikeye düşme ihtimalinin ayak sesleri var gibi geliyor. Tabii ki, bu sadece ve sadece bir sezgi. Elimizde bu konuda herhangi bir belge, bilgi, delil, ispat, kanıt, şahit, tanık falan yok. Bizim bu sezgimiz gerçek çıkarsa, vay o zaman LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın hâline!

Eğer...

AKP'li Ertuğrul Günay, bu yalancı pehlivanlara karşı çıkabilecek denli bir yiğitlik gösterir de, sevilmiş kıçın davasını güden bu LİNÇÇİ kişilere karşı savaşım verebilecek hukuksal donanıma sahip olabilirse, LİNÇÇİ Üstün Akmen gibi zavallılar, değil savcılara görev verme pehlivanlığına soyunmaya, tiyatro kamuoyunun karşısına bile çıkamazlar!

Tabii ki...

AKP'li Ertuğrul Günay, yasa dışı bir iş yapmışsa, örnekse, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerden oluşan bakanlık bütçesiyle beslenen Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin eliyle, Devlet Tiyatroları'nın etkinlik programlarını sözde duyurma karşılığında, hiçbir zaman için tam zamanında yayınlanmaması nedeniyle hiç hak etmediği hâlde LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne bütçenin paralarını peşkeş çekmişse, o zaman durup, uzun uzun düşünmek gerekir. AKP'li Ertuğrul Günay, tabii ki o zaman, LİNÇÇİ Üstün Akmen'in karşısında bile süt dökmüş kediye dönebilir!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Üstün Akmen AKM ile İlgili Savcılığa Suç Duyurusunda Bulundu


Evrensel Gazetesi köşe yazarı ve Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (AITC) Türkiye Merkezi Başkanı Üstün Akmen, bugünkü köşesinde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM) projesinin uygulanmasında kendi istekleri doğrultusunda ısrarcı davrandığını, dahası AKM için ayrılan 75 milyonluk bütçeyi Bakanlığa aktarmadığını iddia etti.

“Ajans, yasalara karşın projede ısrar etmeseydi süreç acaba bu noktaya gelir miydi” diye soran Akmen, Koruma Kurulu’nun, 31 Aralık 2009 tarihinde AKM’nin mevcut haliyle onarımı yolunda aldığı karara Ajans tarafından uyulmadığını hatırlatarak, 14 Ocak 2010 tarihinde gereksinimlerle ilgili Bakanlıkça koruma kuruluna başvurularak vaziyet planı onayı gerçekleştirildiğini öne sürdü.

Ajans’ı, istediği proje gerçekleşemedi diye konuyu askıya almakla, uykuya yatırmakla; yeni bir ihale yapmak yerine, ödeneğin bittiğini söyleyip aradan sıyrılmakla suçlayan Üstün Akmen, AKM için hazırlanan projenin yanlış olması nedeniyle iptal olması üzerine gösterilen tepkinin ödeneği yok ederek “bertaraf” edilmesini sert bir dille eleştirdi.

İstanbul Atatürk Kültür Merkezi onarımı için çeşitli Bakanlıklar, kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü ve benzin gelirlerinden elde edilen maddi kaynakların bugüne kadar nerelere sarf edildiğini sorgulayan yazar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına suç duyurusunda bulundu.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 65 (a) maddesi kültür ve tabiat varlıklarını tahrip edenlerle ilgili 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulanmasına amir olduğuna göre, Atatürk Kültür Merkezi’nin bu halde bırakılmasının da kültür varlığının tahrip olması anlamına geldiğini iddia eden Üstün Akmen, ayrıca Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun ilgili maddesinin Ajans hakkında uygulanmasını İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’ndan istedi.


.......................................Haber Giriş Tarihi: 07 Eylül 2011

(Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr)