15 Eylül 2011 Perşembe

LİNÇÇİ Fırat Güllü Efendi, LİNÇ lekesine aldırmadan "Broadway" istiyor!

Saint-Joseph Fransız Lisesi Tarih Öğretmeni LİNÇÇİ Fırat Güllü


***


Oyun'un notu: Aşağıdaki tadımlık yazıyı, LİNÇÇİ MİMESİS
sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık.



(...)

Söz konusu olan Türkiye olduğunda Yahudi bir kadın yazarın oyunlarının, repertuar kurullarında ne tür zorluklar yaşayabileceği tahmin edilebilir. Bu yıl düzenlediğimiz Kültürel Çoğulcu Tiyatro Günleri kapsamında gerçekleştirilen “Saroyan ve Tiyatrosu” başlıklı etkinlikte konuşan Maral Aktokmakyan Saroyan’ın çok okunan bir yazar olması nedeniyle Broadway ve off-Broadway toplulukları arasında bir dönem çok revaçta olduğundan, ancak Bitlis’ten Amerika’ya göçmüş bir ailenin mensubu olarak göçmen kimliğinden kaynaklanan farklılık üzerinde ısrarla durduğu için bu ilginin zamanla sönümlendiğinden ve yazdığı oyunların birçoğunun okunmak için yazıldığından bahsetmişti. Oysa bizim bir Broadwayimiz bile yok! Sonuçta kültürel çoğulculuğu resmi ideolojisi olarak benimsemiş bir ülkede bile eğilimler bu şekilde cereyan ediyorsa bizim “küçük tiyatro evrenimizde” ana-akımı teşkil eden teatral kuruluşlardan alternatif bir duruş beklemek mucize kabilinden olacaktır. Anısına düzenlenen günün sonunda bir ara yan yana yürürken şöyle demişti: “Bazıları beni Yahudi olduğum için önemsemezdi ama sizler de Yahudi olduğum için fazla değer veriyorsunuz.” Mütevazılıkla karışık bir soru işareti vardı bu ifadede. Biliyoruz ki yeni jenerasyonun onu tanıma yolundaki çabalarından büyük keyif almaktaydı ama diğer yandan bu tanışmanın bu kadar gecikmiş olmasını da anlayamıyordu ve anlamak için bir uğraş veriyordu. Tabii ki yanıt değişen Türkiye’de gizli. Tek kültürlülüğün çatırdayan çatısında, yanıtları otoriteler tarafından belirlenmiş soruların yeniden sorulmaya başlanmış olmasında. İşte bu yüzden alternatif tiyatro hareketlerine, tarihe gerekli şerhi düşme konusunda bir görev düşüyor. Alternatif tiyatro hareketleri egemen kalıpları sarsabilir, yeni doğrular için mücadele verebilir, vermelidir. Bu mücadele Hagop Vartovyan’ın, Can Yücel’in ve anısı çok taze olan Beki L. Bahar’ın biz yaşayanlara bıraktığı mirasın bir parçasıdır.

(Kaynak: Mimesis)