27 Eylül 2011 Salı

Alnındaki LİNÇ lekesini hissetmeyen M. Ergün Işıldar, devrimci tiyatro adamı Günay Akarsu'nun adını ağzına alarak onun adını da LİNÇ lekesine buluyor!

Oyun'un notu: LİNÇÇİ M. Ergün Işıldar'ın (değil bir yazar olmak, annesinden mama yada meme isteyen bir bebek denli kendini ifade etmekten yoksun biri olduğu için) yazdığı yazılar, bir boka benzemiyor. Bu nedenle, ("yazar" demek için, bin şahidin bile asla ve kesinlikle yeterli olamayacağı) LİNÇÇİ M. Ergün Işıldar'ın çiziktirmelerini, biraz olsun, biz okunur hâle getirdik. LİNÇÇİ M. Ergün Işıldar'ın çiziktirmelerini "özgün hâlde" okumak isteyenler, yazının en altına verdiğimiz linki tıklayabilirler!



***


Ergün Işıldar diyor ki:
27/09/2011, 12:26

"Hakikat betimlenemeyecek kadar korkunçtur"; bu sözün, kimin olduğunu hatırlamıyorum; ancak, durumu özetliyor. Oyunların, gerçeği hiçbir zaman olduğu gibi yansıtmayacağı açıktır; – en gerçekçi olanının bile – tiyatronun nihai hedefi 'an'ı seyirciyle paylaşmaktır. Tarihsel gerçekliği en doğal hâliyle sahneye getirmeye kalkarsanız, sahnede belirli anları belgesel olarak izler gibi olur, bundan çağrışım yoluyla hazlar oluşmasını bekleyemezsiniz. Oysa sanat, hiçbir zaman kendi gerçeği dışında bir şey vaadetmez. Dünyanın tüm sorunlarının çözümü olduğunu iddia edemez…

S. Günay Akarsu, iyi ki bir ara dünyada bulunmuştun. Özlemle…

Saygılar

(Kaynak: Mimesis)