4 Eylül 2011 Pazar

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, işçi sınıfının yeşillenmesi için siyasal bilinç geliştirirken, Zaman Gazetesi edebiyattaki izini derinleştiriyor!

Hep böyledir... Kim iktidara gelirse, onun borusu öter... Hangi ideoloji iktidarın nimetlerini yönetmeye başlarsa, o ideolojinin çevresine öbeklenen edebiyatçılar, kendilerine ayrılan vitrindeki yerlerini alırlar...

Hep böyledir... Edebiyatçıların ezici çoğunluğu, hangi ideolojinin iktidara gelebileceğini sezebilecek denli duyarlı bir bilince sahip olduklarından, o ideolojinin kayığına zıplayıp, bu kayığın küreğine asılırlar...

Hep böyledir... Örnekse Etyen Mahçupyan, Hilmi Yavuz, Selim İleri, Şahin Alpay gibi edebiyatçılar, yazarlar, sağcıyla sağcı, solcuyla solcu, futbolcuyla futbolcu oldukları, yani kendilerine özgü bir yazınsal evrenleri bulunmadığı için, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla birlikte şaha kalkan Zaman Gazetesi'nde yazmanın tatlı huzurunu yaşarlar...

Hep böyledir... İktidara gelen ideoloji, kendisinin beslediği ve kendisini besleyen medyadaki izdüşümüyle kitleleri yönlendirir... Zaman Gazetesi de, beslediği ve beslendiği iktidarın yazınsal türevlerini vitrine taşımak için, yedi dereden su getirir...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Edebiyatımızın 'dokunulmazları'ı kimler?


Bir süre önce Şavkar Altınel, Notos dergisinde Oğuz Atay'ın "sığ ve yapay" olduğunu yazınca edebiyat dünyası hareketlenmişti.

Haber gazete sayfalarına taşındı; Altınel, bazı Oğuz Atay hayranları tarafından cüretkârlıkla hattâ İngiliz casusluğuyla suçlandı. Bu olay farklı düşünceye tahammülsüzlüğün yanı sıra "edebiyatımızın dokunulmazları" kavramını da akla getiriyor. Kitap Zamanı, yarın yayımlanacak yeni sayısında, 'dokunulmazlar'a el uzatıyor. Edebiyatımızda gerçekten bir tür "dokunulmazlık" taşıyan, eleştirilemez, hak ettiğinden daha fazla itibar gören yazarlar/eserler var mı? Böyle bir yaklaşımın sebepleri neler? Kitap Zamanı, kapak dosyasında şairlere, yazarlara ve eleştirmenlere soruyor ve 'edebiyatımızın dokunulmazları'nı çembere alıyor. Şiirimizin usta ismi, Soğuk Otların Altında'nın, Sıragöller'in şairi, edebiyatımıza çevirmen ve yayıncı kimliğiyle de büyük katkılar yapan Ülkü Tamer ile Can Bahadır Yüce söyleşti. Tamer, Yaşamak Hatırlamaktır adlı anılarının yeni baskısıyla uzun süren sessizliğini bozmuştu. Kitap, şairin sımsıcak çocukluk anılarının yanı sıra Necatigil, Yaşar Nabi Nayır, Orhan Kemal gibi usta edebiyatçılara ilişkin anekdotları da bir araya getiriyor. Ülkü Tamer söyleşisi, şiir sevdalılarına yeni bir şiir kitabının da müjdesini veriyor.

2011 yazını, 68. sayıyla geride bırakan Kitap Zamanı, bu ay biraz buruk çıkıyor okurun karşısına. Türk şiirinde unutulmayan zaman dilimlerinden biri olan bu yaz Hulki Aktunç, Didem Madak derken geçtiğimiz günlerde Seyhan Erözçelik'i de kaybettik. Geçtiğimiz nisan ayında Kitap Zamanı'nın sayfalarına konuk olan Erözçelik, Kemâl Yanar'a verdiği söyleşide, geçmişi hatırlamış ve "Kuşlar, yağmur yağınca nereye gider?" diye sormuştu. Seyhan Erözçelik'i (Ahmet Bahri'yi) çok yakın dostu ve o kuşağın bir başka önemli şairi V. B. Bayrıl'ın hatıralarla dolu yazısıyla anıyor Kitap Zamanı.

"Bir Kitabın Hikâyesi" sayfasında Müge İplikçi, neredeyse iki gün süren rötarlı bir uçak yolculuğunun 'lütfuyla' ortaya çıkan 'Transit Yolcular'ın hikâyesini anlatıyor. İplikçi, Transit Yolcular için "Yaşamda her şeyin bir anlamı olduğunu bu sayede bir kez daha anladım." diyor. Ustalar, Recai Güllapdan ve İrfan Külyutmaz'ın Ramazan'la birleşen tatilleri devam ederken Eylül'ün 'ağır' isimleri Borges, Zweig, Flaubert, Nizar Kabbani, Marguerite Yourcenar... Kitap Zamanı, yarın Zaman ile birlikte gazete bayilerinde. İyi okumalar.

(Kaynak: Zaman)