13 Ağustos 2011 Cumartesi

Kendisine yapılan faşizan baskıları büyük bir yüreklilikle savuşturmayı başaran Oğuzcan Önver, anti-Shakespeareyen bir şiir yazmanın tadını çıkarıyor!

küfretmek çok ayıp prenses

duydun mu
bak
dalgakıranın sesi boğulmuş kendi rüzgârıyla
ve madem ki kapanmış bir davaydı ölüm
korkusu neden tortu hâlinde acıtıyor dünyamı
ey sen genç sevgili
nerede sonlandırdın içindeki son yolculukları
bana bak bayım
küfretmek çok ayıp prensesin huzurunda
prenses uykusuz
prenses bir tiyatro oyunu yazdırıyor
sırmakeşhaneli shakespeare diye birine
prenses duyarsız insanlık hâllerine
sen
niçin sustun
ve
sen
niçin açtın o anlamsız kutuyu
ve
niçin kaçtı pandora pinokyonun yatağına
sen
niçin sustun
soruma cevap vermedin
oysa
çok basit bir soruydu bu
dalga geçmiyorum
dalgakıranın sesi boğulmuş kendi rüzgârıyla
bana
bak
bayım
bana
bak
bayan
salıncaklar bomboş
salıncaklar yok olmuş
sokak çocukları kimsesiz
sokak çocukları imgesiz
bu çağda böyle görüyor onları
uyur gezer prenses
sancaklarda nöbetçiler

kayıp etmiş albaylar
hapishaneler piç dolmuş
boşalamamış bulutlar
soytarılar idam sehpasının birikmiş tozunu yutmuş
bana
bak
bayım
bana
bak
bayan
bana
bak
uyur gezer prenses
senin...
küfretmek çok ayıp prensesin huzurunda

ek: dirseklerim sağlam ama kanamış

oğuzcan önver
on iki ağustos iki bin on bir

(Kaynak: Oğuzcan Önver)