Oyun'un notu: Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, yazının en altında sunmuş olduğumuz video konuşmasında Esra Dicle'yi eleştirirken "faşist" sözcüğünü asla ve kesinlikle kullanmamasına karşın, Esra Dicle, Hilmi Bulunmaz'ın kendisini eleştirirken "faşist" sözcüğünü kullandığını iddia ediyor. Bu nedenle, Esra Dicle'nin bize gönderdiği e-postadaki yanıltıcı olarak ve tam dört (4) kez kullandığı "faşist" sözcüğünü, okurlarımız daha kolay anlayabilsinler diye, "maymungötürengi" ile biz belirgin hâle getirdik!
***
kimden Bulunmaz Diamond Tools info@bulunmaz.com
kime tiyatroyun@gmail.com
tarih 04 Ağustos 2011 20:28
konu FW: bilginize
Özellikle ileti dizisindeki kişilerden dolayı önemli.
ayrıntıları gizle 20:28 (2 saat önce)
From: esra dicle [mailto:dicleesra@gmail.com]
Sent: Thursday, August 04, 2011 4:59 PM
To: info@bulunmaz.com
Subject: bilginize
Sayın Hilmi Bulunmaz,
Ben blog adresinizde, "Halkevleri Dönemi Tiyatro Oyunlarında Milli Eğitim Projesi" başlıklı yazımı ve tavrımı "faşist" olarak tanımladığınız, Esra Dicle.
Size bu maili yazmamın nedeni fikirlerinizi eleştirmek değildir. Sadece, yazdığım makalede tiyatro oyunlarından yaptığım alıntıları, ulus devlet yapısının ürettiği çarpık eğitim ve vatandaşlık projesinin birer delili ve eleştirisi olarak değil de kendi fikrimmiş gibi sunduğumu düşünmeniz beni fazlasıyla üzdü. Makalede alıntılarla somutlaştırılan, kuramsal ve tarihsel çerçeveyle desteklenen mesele, tam da bu faşizan eğitim politikaların dilini ve yöntemini ortaya çıkarmaktır. Tamamladığım ve makalenin de ufak bir bölümünü oluşturduğu tezim, bütün bu modern ulus devlet projesinin söylemini ve bu söylemin ortaya çıkarttığı eserleri çözümlemek, eleştirmek, gözler önünme sermek için yazılmıştır. Makalemde bunun açıkça görüldüğünü düşünüyorum. Belki yeterince sert ve kavgacı bulmamış olabilirsiniz üslubumu, fakat bu beni faşist olarak tanımlamanız için yeterli, geçerli bir neden değildir.
Bu yaşıma kadar her alanda, eğitimde, edebiyatta, aile içinde, dost meclisinde, siyasal sistemler içinde, iki kişi arasındaki ilişkide, kısacası bulunduğum her alanda faşizan düşünce ve politikalarla kendi üslubumca mücadele etmiş birisi olarak, faşist tanımını reddediyorum. Bu sözün ismimle birlikte anılmasına müsade edemeyeceğim için de dailymotion sitesine videonun kaldırılması için başvurduğumu size ben bildirmek istedim.
Saygılarımla.
***
kimden Bulunmaz Diamond Toolsinfo@bulunmaz.com
kime tiyatroyun@gmail.com
tarih 04 Ağustos 2011 21:56
konu FW: ek
Özellikle ileti dizisindeki kişilerden dolayı önemli.
ayrıntıları gizle 21:56 (13 dakika önce)
From: esra dicle [mailto:dicleesra@gmail.com]
Sent: Thursday, August 04, 2011 6:52 PM
To: info@bulunmaz.com
Subject: ek
Sayın Bulunmaz,
Tekrar meşgul ediyorum e-posta adresinizi. Bunun nedeniyse merak ettiğim bir soruya cevap bulabilme ümidi. Makalenin yazarının "Kemalizm güzellemesi yaptığı" fikrine acaba şu satırları okuyarak mı kapıldınız?
"Kemalist ideolojinin yeni bir toplum yaratma şeklindeki pozitivist dönüşüm projesi de en büyük önemi eğitime verir. Eğitim, geri kalmış bir halkı ilerleterek onu tasarlanan güçlü devletin araçları haline getirme amacına odaklanır. Bütünlüklü ve kaynaşmış bir toplum tasarısında eğitim yeni toplum modelini güçlendirecek bireyleri oluşturma görevini üstlenir. Bu süreçte ulusal bütünlüğün sağlanabilmesi amacıyla zayıf ve güvenilmez bir doğası olan insanların da iyi yurttaşlar haline gelebilmesi için onları biçimlendirecek bir eğitime, özellikle yurttaşlık eğitimine gerek duyulur. Bireyler eğitilip yurttaş olduktan sonra bile onların hep yurttaş kalmaları için sürekli kontrol altında tutulması gerekir."
"Çocukluklarından itibaren Kemalist ideolojiye ve yeni Cumhuriyetin tasarladığı gençlik modeline göre yetiştirilen gençler, gerçekten de ilerleyen yıllarda sadece parti çatısı altında yürütülmesine izin verilen siyasi ve toplumsal çalışmalarda aktif rol alacaklardır. Yerli malı kullanma kampanyaları, “Vatandaş Türkçe Konuş”, kampanyasına katılımları, Hatay’ın Türkiye’ye katılması için gösterdikleri çabalar, iç düşman olarak çizilen komünizm ve İslamcılık ile dış düşman SSCB ve Yunanistan’a karşı yaptıkları protestolar; öğrenci hareketlerinin parti politikalarıyla paralel ilerlediğini gösterir. Böylece “Birinci vazife[si] Türk istiklalini Türk Cumhuriyetini, ilelebed muhafaza ve müdafaa etmek" olan gençler ülkelerine ve liderlerine layık bir karaktere bürünmüş olurlar."
"Dünyayı, ulusların durmak bilmez bir şekilde mücadele ettiği bir savaş alanı sayarak bu savaşa göre donatılmayan ulusların yok olacağı ön kabulünden yola çıkan Atatürk, eğitimin amacını da buna göre belirler. Dolayısıyla gençliğe devletin düşmanlarıyla mücadele etme bilinci telkin edilecek bir eğitim sisteminin gerekliliği ifade edilirken, Türk gençliği de cumhuriyetin koruyucuları olarak vazifelendirilir. söylemin merkezini oluşturan sürekli bir tehdit ve tehlike motifidir. Bu durumun temel işlevi, bir düşmanın varlığının işaret edilmesiyle oluşturulan sürekli bir zihinsel seferberlik durumunun toplum üzerinde egemen kılınmasıdır.
"Ders, Yurt Bilgisi dersidir. Sahne tasarımında kürsünün gerisinde büyük bir Türk bayrağının olacağı belirtilir; kız ve erkek çocuklar karışık ders okurlar. (s. 14) Henüz Kurtuluş Savaşı sürerken, cumhuriyet ilan bile edilmemişken, Yurt Bilgisi diye bir dersin müfredatta bulunması, halen Osmanlı’ya bağlı olan bir eğitim kurumunda “başı açık” bir kadın muallimin sınıfında karma eğitimin yapılması, anakronik bir bakış, bir kavrayış olmalı."
Yer yer açık, yer yer ironik yer yer de akademik mesafeyi koruyarak eleştirel bir zeminde yazılmış bu yazıyı faşizan bir kemalim güzellemesi olarak değerlendirmek ne tür bir algının sonucudur bilemiyorum. Bu, sizi ilgilendirir. Fakat tekrar ediyorum, inandığım ve savunduğum bir düşünce paralelinde faşist bile ilan edilmek umurumda olmazdı, düşüncelerimin arkasında dururum. Fakat inanmadığım, savunmadığım aksine saldırganlaşmadan, akademik üslubu kaybetmeden eleştirdiğim bir düşünceyle birlikte ve faşist sıfatıyla birlikte anılmayı reddediyorum.
Söz konusu videoyu ve yazınızı kaldırmanız için sağduyunuza güveniyorum. Aksi takdirde, herkes gibi, kişilik haklarımın korunmasını talep edeceğim.
Saygılarımla.