1 Temmuz 2011 Cuma

Bulunmaz, Tiyatro... Tiyatro... temsilcisi Levent Çağlayan'a yanıt verdi!

Oyun'un notu: Bu yazının yayınlanmasının hemen ardından, LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından LİNÇÇİ yayıncı Mustafa Şükrü Demirkanlı, LİNÇÇİ Levent Çağlayan'a ait olduğu iddia edilen yazıyı yayından kaldırırsa, alçaklığı, şerefsizliği derhal ve hemen kabul etmiş sayılacaktır!

***


Levent Çağlayan - Taksim'de Biri Günah Çıkarıyor


Hilmi Bulunmaz - Taksim'de kim günah çıkarıyor?


Levent Çağlayan - Merhaba,


Hilmi Bulunmaz - Aleykümselam!


Taksim'de kim günah çıkarıyor?


Levent Çağlayan - Uzun zamandır tiyatro camiasından, ayrı kalmaya çalışsam da serde sanat severliliğin verdiği tatla bir göz atayım dedim neler oluyor.


Hilmi Bulunmaz - Ulan dangalak, ulan hıyar, sen ne zamandan beri, gerçek anlamda tiyatroyla, estetik düzeyde sanatla ilgileniyorsun ki? Sen, ancak, tiyatro düşmanı ve LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı amcan sayesinde, LİNÇ ordusunda rütbesiz askerlik yaptın. Senin tiyatral komutanın LİNÇÇİ Mustafa amcan, sana "yat" dedi yattın, "kalk" dedi kalktın, "LİNÇ KAMPANYASI için imza ver" dedi imza verdin. Senin, kendine özgü bir iraden bile yok, be şabalak!


Taksim'de kim günah çıkarıyor?


Levent Çağlayan - Asker de, askerlerin gülmesi biraz zordur, yaklaşık 372 günlük askerliğim içinde kahkaha dolu bir gün geçirdiğimi bilmem.


Hilmi Bulunmaz - Herkesin bildiği şeyleri buraya sıralayarak, nereye varmak istiyorsun be Türkçe özürlü dangalak?! Mevzuya gel, uygun adım marş!!!


Taksim'de kim günah çıkarıyor?


Levent Çağlayan - Bereket versin ki bazı ismini anmak bile istemediğim kişiler, her günümü kahkaha dolu geçiriyormuşum gibi beni çok güldürdüler.


Hilmi Bulunmaz - Allah bin bereket versin! Bu isimlerini anmak istemediğin kişiler kim? Bu kişiler, senin nerene parmak atıyorlardı da, bunca kahkaha dolu gülücükler saçıyordun askerî etrafa?!


Taksim'de kim günah çıkarıyor?


Levent Çağlayan - Hatırlarsanız bundan bir yıl önce HHB’la İstanbul’da tanışmıştım.


Hilmi Bulunmaz - Lan dangalak oğlum, kim bu HHB? Bu üç harfin işâret ettiği kişi, sakın ben olmayayım: HHB = Hüseyin Hilmi Bulunmaz... Benim adımın baş harflerini kullanmana karşın, benim adımı veremeyecek kadar korkak biri misin sen be şabalak? Neden benim adımı, adam gibi, delikanlı gibi, insan gibi açıklama şerefine nail olamıyorsun ki? Bu üç harfin, aslında benim adımın baş harfleri olduğunu sen söyleme şerefine nail olamayıp da, senin yerine bir başkası söylerse, onun, şerefsiz biri olduğunu dile getiririm! Aman dikkatli olun!!


Ha, bu arada, şunu hemen belirteyim: Sana, size bu denli sert yanıt vermemin nedeni, bana noter onaylı ihtarname yollamanızı, beni savcılığa şikâyet etmenizi, beni mahkemeye vermenizi istediğimdendir.


Dilerseniz, bana noter onaylı ihtarname gönderen LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'ne, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin patronu Nihat Haluk Bilginer'e ve LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin pespaye yönetmeni LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'a, benim nasıl bir adam olduğumu sorabilirsiniz!

Dilerseniz,
beni savcılığa şikâyet eden avukat Burhan Gün'e, LİNÇÇİ Gülhan Avşar'a, LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'a, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'ya, LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek'e, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin patronu Nihat Haluk Bilginer'e, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'ne, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'a, benim nasıl bir adam olduğumu sorabilirsiniz!

Dilerseniz,
beni mahkemeye veren LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'ne, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin pespaye yönetmeni Kemal Aydoğan'a, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin patronu Nihat Haluk Bilginer'e, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'a, benim nasıl bir adam olduğumu sorabilirsiniz!

Dilerseniz, beni, benim iki yıl hapsimi isteyen LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin patronu Nihat Haluk Bilginer'e ve benden tam tamına 25.000,00 TL isteyen LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'a, benim nasıl bir adam olduğumu sorabilirsiniz!
Dilerseniz, bütün bu soracağınız kişilerin arkasında durarak, LİNÇ kültürünün gelişmesine katkıda bulunan avukat Burhan Gün'e, avukat Süleyman Anıl'a, avukat Uğur Demirci'ye ve diğer LİNÇ KAMPANYASI avukatlarına, benim nasıl bir adam olduğumu sorabilirsiniz!
Sahi...

Taksim'de kim günah çıkarıyor?


Levent Çağlayan - Konunun tamamına girmiyorum, çünkü bu defalarca yazıldı çizildi.


Hilmi Bulunmaz - Sen değil konunun tamamına, küçücük bir kıymığına bile giremeyecek kadar zavallı bir dangalaksın be LİNÇÇİ Levent kardeşim! O, defalarca yazıp çizenler, yazıp çizdiklerini, münasip yerlerine sokup saklamak zorunda kaldılar canım LİNÇÇİ Levent kardeşim. Sen de, benim bu sert yazımdan sonra, LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın sitesindeki bu pespaye yazıyı silmek zorunda kalacaksın. Sen de, diğer 1100 alçakla birlikte, noter onaylı ihtarname alınca, bir postacı senin de eline bir savcılık şikâyetnamesi verdiğinde, sen de savcılık kanalıyla kendini bir yargıcın karşısında bulunca, sen de tıpkı diğer alçaklar gibi yazılarını teker teker ve ivedilikle, kedi pisliğini örter gibi, köpek kemiğini gizler gibi, silip imha edeceksin.


Levent Çağlayan - Beni ve arkadaşım Hakan Urcu’yu İstanbul’a davet eden HHB’la tanışmam, onun küçük sahne yaptığı ve videolarını çektiği, provalarda ne yapmaya çalıştığını kimsenin çözemediği sahnesinde Hakan arkadaşımla iki ya da üç saat kaldık.


Hilmi Bulunmaz - Lan dangalak oğul, sizi, ben, silah zoruyla mı çağırdım? İstanbul'a gelme arzusu içerisinde olduğunuzu, LİNÇÇİ Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) sana "alçakça" davrandığını dile getirdikten sonra, yol parası ve yolluk vermem için, salya sümük yalvararak beni ikna ettiniz ve yanında bir "tanık" olmasını arzu ettiğin için, peşine Hakan Urcu'yu da takarak benim yanıma gelme kurnazlığında bulundunuz. Ben, nasıl ki, ezilen her kişiye yaptığım gibi, senin gibi bir alçağa bile katkıda bulundum.


Levent Çağlayan - onra sağ olsun HB, bizi evine davet etti Sultanahmet’de köpekli bahçesinde çiçekleri, duvarlarında kızının yaptığı resimlerle kaplı güzel bir evi var.


Hilmi Bulunmaz - Lan alçak oğul, seni evime dek davet etmek suç mu? Duvarlardaki resimlerin çoğu benim ve bir kısmı kızımındır. Lan hıyar, ben sana anlatmıştım ya bu resimlerin kim tarafından yapıldığını. Oysa sen, hangi alçağın hempası, hangi şerefsizin omuzdaşı, hangi dangalağın yoldaşı olarak, evime dek geldiğin belli olmadığı için, beni dinleyeceğine, yüreğindeki kapkara alçaklıkları dinlediğin için, resimleri mesimleri değil, benden ne türlü ruh hırsızlığı yapacağının hesabını yapıyormuşsun meğer!...


Levent Çağlayan - Haa unutmadan söyleyeyim bir de pek konuşmayı sevmeyen mimar karısı.


Hilmi Bulunmaz - Madem bu kadar "mahrem" konulara girebilecek kadar alçalabiliyorsun, bari, gece uyumayıp, yandaki odadan gelen seslerin de kaydını yapsaydın be alçak, be dangalak, be şerefsiz!


Levent Çağlayan - Çok sevdiğim ve saygı duyduğum Ertuğrul Timur ağabeyimle bunları paylaştım, tabi bunları paylaşmam, kişiliğimize ve onurumuza hakaret edeceğini henüz çözemediğim Sayın HHB’ı tanıyana kadar bize küfür edeceğini henüz kavrayamamıştım.


Hilmi Bulunmaz - Sizin gibi alçaklara, günde beş vakit küfür etsem bile azdır, ama ben, yine de küfür etmiyorum. Çünkü ben, sizin gibi alçak, sizin gibi çaresiz, sizin gibi lanetli, sizin gibi şerefsiz, sizin gibi yalancı değilim!


Levent Çağlayan - Yaptığı misafirperverliğinin karşılığını alamayan sayın HHB deliye döndü.


Hilmi Bulunmaz - Ben, senin ima etmeye çalıştığın gibi, ihanet karşılığı misafirperverlik yaptımsa, tam bir orrrospu çocuğuyum!


Ben, ihanet karşılığı misafirperverlik yapmadımsa, yani her zaman olduğu gibi, dürüst davrandımsa, senin ne olduğuna sen karar ver!

Levent Çağlayan - Sabahlara kadar uyuyamayan, sinirinden köpeğini döven, aç bırakan, emekli maaşını artık eve bırakmayan HHB etrafa saldırmaya başladı.


Hilmi Bulunmaz - Ben, LİNÇÇİ alçaklara değil, halkına hizmet sunan bir sanatçı olduğum için, yatağa girer girmez uyumayı becerebilen bir devrimciyim. Sizin gibi alçaklarsa, değil uyumak, yolda yürümekten bile acizsiniz.


Ben, herhangi bir zaman, herhangi bir biçimde, sözcüğün tam anlamıyla herhangi bir köpeğimi dövdümse, tam bir orrrospu çocuğuyum!

Eğer ben, herhangi bir zaman, herhangi bir biçimde, sözcüğün tam anlamıyla herhangi bir köpeğimi dövmedimse, senin ne olduğuna sen karar ver!

Ben, köpeklerimi aç bırakan bir insansam, tam bir orrropsu çocuğuyum!


Eğer ben, köpeklerimi aç bırakan bir insan değilsem, senin ne olduğuna kendin karar ver!

Ben, değil emekli maaşımı, bütün emeğimle elde ettiğim gelirin, neredeyse tamamını evime bırakmıyorsam, tam bir orrrospu çocuğuyum!

Eğer ben, değil emekli maaşımı, servetimin hemen hemen tamamını evime bırakıyorsam, senin ne olduğuna kendin karar ver!

Ben, etrafa saldıracak kadar alçak, şerefsiz biriysem, tam bir orrrospu çocuğuyum!

Eğer ben, etrafa saldıracak kadar alçak, şerefsiz biri değilsem, senin ne olduğuna kendin karar ver!

LİNÇÇİ Levent Çağlayan - Kesinlikle şüphe duymadığım, adım gibi kendi olduğu ve kendi reklamını yapmak için ortaya attığı Burak Caney HHB ta kendisidir.

Hüseyin Hilmi Bulunmaz - Ben, Burak Caneysem, ben orrrospu çocuğuyum! Bana, Burak Caney demesine karşın, benim Burak Caney olduğumu kanıtlayamayan herkes orrrospu çocuğudur!


LİNÇÇİ Levent Çağlayan - Kendi kendine senaryolar üreten, kendine yazan ve küçük bir çocuk gibi kendini büyütmeye çalışan HHB kendisinin yazdığı, ürettiği ve sadece kendisinin okuduğu abuk sabuk senaryolarıyla herkesin kafasını karıştırdı bu güne kadar.


Hilmi Bulunmaz - Lan dangalak, lan hıyar, lan salak, lan şabalak, madem ki ben, kendime yazıyorum, neden öyleyse, herkesin kafası karışıyor? Sen ve senin gibi alçaklar, nasıl oluyor da, böyle zavallıca yazılar yazabiliyorlar? Lan oğlum, benden aldığın bu yanıt sonrası, sen de, ister istemez, diğer alçakların yaptığı gibi, bu yazını münasip bir yerine sokmak zorunda kalacaksın!


Levent Çağlayan - Şu apaçık bir gerçek ki HHB bazı kişileri kandırmayı (kendisini bile) çok rahatlıkla başarmıştır.


Hilmi Bulunmaz - Madem ki, apaçık, neden adımı apaçık yazma yürekliliğini gösteremiyorsun? Noterden mi, polisten mi, savcıdan mı, yargıçtan mı korkuyorsun? Yoksa götünden mi korkuyorsun?!


Levent Çağlayan - Başardığı bir şey daha var, çocukluğunda Müslüman, büyüdüğünde orta yolcu, yaşlandığında ise kapitalizme bulaşmış sosyalist oluşudur.


Hilmi Bulunmaz - Delikanlı adam, eleştirdiği, çamur attığı, bok attığı kişinin adını, delikanlı gibi yazar. Öyle şerefini yitirmiş alçaklar gibi davranmaz! Bir insanın Müslüman, orta yolcu, kapitalist olması, o insanın, alçak, şerefsiz, orrrospu çocuğu olmasından çok daha iyidir!


Levent Çağlayan - Sonuna kadar sosyalistim diyen HHB Çemberlitaş’daki dükkanında müşteriye ikram etmek için kartonlar dolusu malboro almayı da ihmal etmiyor ve çeşitli ülkelerde dükkan açıp parasına para katıyor.


Hilmi Bulunmaz - Yalanının içine sıçayım!!!


Levent Çağlayan - Mustafa Demirkanlı ve benim için ispatlasınlar, eğer ispatlarlarsa O Ç diye meydanlara çıkacağım, ispatlayamazlarsa ikiside O Ç’ dur diyen HHB, kendi kurduğu tuzağa kendi düştü.


Hilmi Bulunmaz - Evet, yineliyorum; dayanaktan yoksun yalanlarınızı kanıtlayamazsanız, hem sen ve hem de LİNÇÇİ ve yalan makinesi Mustafa Şükrü Demirkanlı orrrospu çocuğudur. Kanıtlayabilirseniz, ben orrrospu çocuğuyum!


Levent Çağlayan - Neden açıkladığım günden bu yana bu söylediklerimi çürütecek hiçbir açıklama yapmadı?


Hilmi Bulunmaz - Çünkü, öncelikle askerliğini bitirmen için bekledim. Çünkü, yazdıkların, "halkı askerlikten soğutma suçu"na giriyordu. Çünkü, belki "imana gelirsin" diye düşündüm. Çünkü, Mustafa'nın kucağından kurtulup, onun, senin ağzına verdiği biberonu emmekten vazgeçersin diye düşündüm. Ancak, sen, bugünden başlayarak, her türlü yasal yaptırıma karşı hazırlıklı ol! Zâten, bu yazıyı okur okumaz, bana iftira attığınız o deli saçması yazıyı, seve seve yada söke söke yayından kaldıracaksınız!


Levent Çağlayan - Evet bu ne anlama geliyor Sayın HHB, yarından itibaren Ttaksim Meydanı’nda bağıra bağıra kendi yarattığı repliği herkesle paylaşabilir.


Hilmi Bulunmaz - Evet, yineliyorum; sizin yazdığınız yalanlar, bir biçimde kanıtlanabilirse, ben, orrrospu çocuğuyum. Kanıtlanamazsa, siz orrrospu çocuğusunuz!


Levent Çağlayan - Eğer bir ispat gerekiyorsa o tarihlerde bulunmaz soy isminden hesabıma aktarılan yol ücretinin yeterli olacağını düşünüyorum.


Hilmi Bulunmaz - Ulan alçak, "Ertuğrul Timur'un alçaklıklarını anlatacağız, ama paramız yok, bize yol parası gönder!" dedin ve ben de, gönderdim. Ne var bunda be alçak?!


Levent Çağlayan - Yarından itibaren artık HHB kendine benzeyen birini mi bulur bilmem ama şimdiden hazırlıklara başlasın.


Hilmi Bulunmaz - Ben, hazırlıklara başladım. İlk önce, sizlerin çürük dişlerinizi söker gibi, sizin gibi 1100 alçağı Internet ortamından kovdum ve ardından, yasal süreçte sizin gibi alçaklarla kıyasıya mücadele ettim, mücadele ediyorum, tabii ki mücadele etmeye devam edeceğim.


Levent Çağlayan - Son dört ay


Hilmi Bulunmaz - Hiç istemezdim, ama, senin bu yazındaki içeriği eline geçiren savcı, ayrıca, bir de "halkı askerlikten soğutma suçu" ile bir soruşturma başlatırsa, bu "son dört ay"lar bir türlü bitmeyebilir!


Levent Çağlayan - Hoşçakalın


Hilmi Bulunmaz - Hoşgeldin! İki elim yakanızda olacak. Merhaba... Günaydın...


Mustafa Demirkanlı - Y.N: Levent Çağlayan’ın adını anmak istemediği için baş harfleriyle andığı HHB; Hüseyin Hilmi Bulunmaz’dır.


Hilmi Bulunmaz - Bana bak Mustafa, bana bak Şükrü, bana bak Demirkanlı, bu yazıyı ya seve seve yada söke söke yayından kaldıracaksın. Hem de eşşşek gibi!!!


Siz bakmayın bu yazının altında "Levent Çağlayan" imzası bulunduğuna; bu yazı, derhal, hemen yayından kaldırılırsa, şunu çok iyi biliniz ki, bu yazıyı, aslında LİNÇÇİ Levent Çağlayan değil, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı yazmış demektir!


Bir, ki, üç, dört... Sağ, sol... Hazır ol! Hizaya gel!! Yazıyı sil!!! İster seve seve, ister söke söke!!!...


(Kaynak: tiyatrodergisi.com)