30 Temmuz 2011 Cumartesi

LİNÇ imzacısı Mehmet Tekkanat, aynaya bakmadan yazıyor!

MERSİNLİ SANATÇININ ÇIĞLIĞI!


Mehmet Tekkanat
(Mersin büyükşehir Belediye Şehir Tiyatrosu Gen. San. Yön.)


Bilindiği üzere Akdeniz Belediyesi kapsamlı bir şenlik düzenleyecekti.

Son anda “ertelendi”.

Mersinli sanatçılar, büyük bir heyecanla beklerken, son anda gelen bu haberle düş kırıklığı yaşadılar.

İşte bu sanatçılardan, müzisyen Serdar Türkmen, bir yazı kaleme aldı.

Noktasına virgülüne dokunmadan paylaşıyor ve altına imzamı atıyorum.

“GÜNCEL BİR AKDENİZ BELEDİYESİ YERGİSİ VE ÖZÜR

Serdar Türkmen (müzisyen)

Yani mesela ben, o mikrofon aracılığıyla “böyle meclise kıçımı bile dönmem” diyemedim.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sanatla ilişkisi, arada sırada İbrahim Tatlıses, Ebru Gündeş gibilerine tomarla para verip, milletin kulaklarına tecavüz ettirmeyi aşmadığını, “Sanata Heee” şiarının, AKP’nin demokrasi balonları kadar gerçeği yansıttığını hepimiz biliyoruz.

Kaldırımcı Yenişehir Belediyesi… Parklara ‘şehit’ isimleri koyarak, ‘en büyük bayrağı biz yaptık’ propagandasıyla sanata ve sanatçıya büyük destek veren Toroslar Belediyesi… Güneş Festivali yapıp da bir tane bile Mersin yerelinden sanat grubuna yer vermeyen Mezitli Belediyesi… Bu anlamda epey bir ‘şenlik’li Mersin’in belediyeleri.

Geriye Akdeniz Belediyesi kalıyor. Kentin sanatçılarını düzenledikleri etkinliklere katmaya çalışan, salonlarını ücretsiz kullandıran ve sanat üretimlerine katkı sunan Akdeniz Belediyesi. Bu anlamda, ana akım olmayan bütün organizasyonların ilk uğrağı Fazıl Türk oluyor.

Fakat bu yazı Akdeniz Belediyesi’ne bir övgü değil, yergi yazısı!

* * *

KonuKomşu Müzik ve Tiyatro Festivali neden yapılmadı?

Belki duydunuz, 27 Haziran ile 11 Temmuz tarihleri arasında Akdeniz Belediyesi sınırları içerisinde, Çamlıbel’den Huzurkent’e, Kazanlı’dan Çilek’e kadar uzanan bir hat boyunca 18 yerde tiyatro ve müzik etkinlikleri yapılacaktı. Bu etkinlikler hem sanattan yoksun bırakılmış insanlarla sanatı, hem de kendini ifade olanağından yoksun bırakılmış kentin sanatçılarıyla da kenti buluşturmaya kalkışmıştı. Benzerini daha önce görmediğimiz bu organizasyon, özellikle biz kent sanatçıları oldukça heyecanlandırdı ki işe dört elle sarılıp, afişlerin yapılmasından, el ilanlarının dağıtılmasına, bilgilendirme çalışması yapılmasından, etkinliğin planlanmasına kadar hazırlık aşamasındaki hemen her süreçte çok büyük bir çaba içindeydik.

Etkinlikten iki gün önce bir telefon… “Etkinlik ertelendi”. Siz ‘iptal edildi’ diye okuyun.

Mahallelerdeki olası durumlar… Elbette bir sürü itiraz ettik, “Olmaz böyle şey, bir sürü emek verdik”li, “Biz zaten bu savaşın içinde üretiyoruz sanatımızı”lı savunular yaptık ama nafile.
Öyle bir durum oluştu ki, bütün belediye yetkilileri bizle aynı fikirde(ymiş!) ama etkinlik yapılamıyor. Hayret…

Oysa sanat ile uğraşan insanların duyarlı olmadığını söylemek mümkün mü? Hatip Dicle’ye ve dolayısıyla blok adaylarına oy verenlere yapılan bu haksızlığın dile getirilmesi gerekiyordu. Sanatçılar kendilerini en iyi sanatlarıyla ifade eder. Fakat bu ifadeye izin verilmedi. Yani mesela ben o mikrofon aracılığıyla “Böyle meclise kıçımı bile dönmem” diyemedim.

‘Hevesli Gençler’

Afişler hala duvarda, etkinliğin başlaması gereken günün (27 Haziran) akşamında hala pankartlar asılı, web sitesinde duyurusu var ve ertelenmesi –siz iptali diye okuyun- ile ilgili tek bir haber, açıklama dahi yok! Siz insanlarla dalga mı geçiyorsunuz? Devlet bir tokat atıyor, yetmiyor, bir tokat da biz kendimize vuralım! Büyükşehir Belediye’sinin ‘sinek özrü’nün yanına Fazıl’ın ‘şenlik özrü’nü yazın.

Neyse, daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, emeklerimize yazık olduğu gibi, satırlara da yazık olmasın!

Kentin sanatçılarına resmen ‘hevesli gençler’ muamelesi yapıldı. Düşünsenize, bir etkinliğin hazırlık aşamasının en küçük ayrıntısında bile oradasınız, bütün kararları beraber aldığınıza seviniyorsunuz ki, iki tane adam geliyor “3-5 gün sonra yapın” dedirtiyor öteki adama. Cahilliğe mi kızarsın, üsluba mı, değersizleşmiş haline mi yanarsın? Cevap: Hiç biri, acı bir tebessüm ve boşa enerji harcamamak için geliştirilen bir sessizlik.

Ben kendi adıma, etkinliğin duyurusunu yapıp heveslendirdiğim esmer çocuklardan, “Konser alanındayız, etkinlik yok mu” diye beni arayan arkadaşlarımdan, etkinliğin organize edilmesinde görev almam dolayısıyla bir anlamda Akdeniz Belediye’sine kefil olmuş gibi olduğum için de diğer sanatçı arkadaşlarımdan özür diliyorum.”