Oyun'un notu: LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Mimesis sitesinden alıp olduğu gibi yayınladığımız aşağıdaki yazıda adı geçen LİNÇÇİ kişilerin bu sıfatını biz ekleyerek, bu LİNÇÇİ kişilerin adlarının üzerini "maymungötürengi" ile biz belirgin hâle getirdik!
Önemli not: Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Şubesi Başkanı LİNÇÇİ Üstün Akmen'in aşağıdaki yazısında Almanca "Willkommen Türkei" olarak yazılan söz, Türkçe olarak "Merhaba Türkiye" biçiminde çevrilmiş. Oysa, "Willkommen" sözcüğünün Türkçe karşılığı "hoş karşılama, hüsnükabul, hoş karşılanan, sevindirici, hoşa giden, makbule geçen"dir! (Kaynak: langtolang.com)
***
Bakanım Civanım, Fazıl Say'ın Canını Daha Fazla Sıkmayalım
LİNÇÇİ Üstün Akmen
Duydunuz mu bilemiyorum, Schleswig Holstein Festivali bu yıl 50-60 konserlik bir “Türkiye Yılı” yapmakta. Bu festival dünyanın en büyük müzik festivallerinden biri sayılıyor. Ne büyük bir gurur! Elbette büyük bir gurur, gurur olmasına büyük gurur da, festival yönetimi Türkiye’den bekledikleri yardımın yüzde 10’unu bile alamamış durumda. Kültür Bakanlığı’ndan 50 konserin üçünü bile karşılayamayacak bir bütçe çıkmış, biraz da İKSV yardım etmiş, hepsi o kadar! Ama en komiği Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın festival yönetimine gönderdiği mazeret açıklaması: “Orada bizim istediğimiz sanatçılar çalmıyor!”
Bakanım Karakaşlımın: “Orada bizim istediğimiz sanatçılar çalmıyor” lafının muhatabı Fazıl Say elbette! Dahi Besteci ve İcracımız Fazıl Say, yeni eseri “Hayyam Klarnet Konçertosu”nun dünya prömiyerini Schleswig-Holstein Müzik Festivali’nde yaptı. Anlaşılıyor ki, Bakanım Civanım bu prömiyerden haberdar edilmedi. O da o hırsla: “Orada bizim istediğimiz sanatçılar çalmıyor” deyiverdi, ama istediği sanatçılar kimlerdir söylemedi.
Schleswig Holstein Uluslararası Müzik Festivali’nin bu yılki konuk ülkesi Türkiye ve festival 9 Temmuz-28 Ağustos 2011 tarihleri arasında “Willkommen Türkei / Merhaba Türkiye” sloganıyla düzenlenmekte. Benim Bakanım Kaplanımın bu davranış biçimi, 2009 yılındaki “La Saison de la Turquie en France / Fransa’da Türkiye Mevsimi”ndeki tutumuyla pek benzeşti. Anımsayınız! Öyle değil mi?
Diğer taraftan unutulamayan bir gerçek daha var ki, Fazıl Say’ın bestelediği “Nâzım Hikmet Oratoryosu”nun Frankfurt Kitap Fuarı’nın 2008 yılı konuk ülkesi Türkiye projesi programında yer alacağı çok önceden açıklanmıştı. Açıklanmıştı da, yapılan bir değişiklikle, eserin yerine “Yunus Emre Oratoryosu”nun Frankfurt’ta çalınması kararı alınmıştı. Mümtaz medyamızın mangalda kül bırakmayan köşe cengâverleri: “Eee, karardır bu, alınır da satılır da” dedi, pek aldırış etmedi. Gel gelelim, Bakanım Canavarım; Piyanist Fazıl Say’a, şiirleri seslendiren LİNÇÇİ Genco Erkal'a, Vokalist Zuhal Olcay’a, Bariton Güvenç Dağüstün’e haber bile vermek gereğini hissetmedi, en azından özür bile dilemedi. Kültürümüzden sorumlu Bakanım Kahramanım: “Yahu bu sanatçılar, ekim ayı programlarını Frankfurt Kitap Fuarı’na göre oluşturmuşlardır, böyle bir halt edersek bunlar maddi manevi kayba uğrarlar” diye düşünmedi. Bakanım Fırtınam sanatçıya o zaman da saygısızlık etmişti.
Bakanım Yadigarım bu kere de: “Orada bizim istediğimiz sanatçılar çalmıyor” dedi.
Kendisinin ve hükmedenlerin Fazıl Say’a söz söyletmeme/hükmetme isteklerinin son örneğini verdi.
Bana sorarsanız, Bakanım Aziz Gardaşım Ertuğrul Günay gene hata etti.
Evrensel
(Kaynak: Mimesis)