21 Mayıs 2011 Cumartesi

Bulunmaz Kültür Merkezi sanatçısı Soner Barbaros'un, Evrensel Gazetesi adına, Umut Sahnesi'yle yapmış olduğu bir röportajı, okurlarımıza da sunuyoruz!

Oyun'un notu: "Günlük EVRENSEL gazetesi ile birlikte 15 günde bir Çarşamba günleri ücretsiz" olarak gazeteyle birlikte dağıtılan, "Sorumlu Müdür: Fatih Polat" yönetiminde, "Yayın Kurulu: Deniz Ezgi Sürek, Nilgün Yelpaze, Vedat Yalvaç, Fırat Turgut, İlyas Coşkun, Sıla Söğütlü" adlı kişilerce oluşturulmuş "GENÇ HAYAT" ekinde, Soner Barbaros tarafından kaleme alınmış ve yaklaşık olarak iki buçuk yıl önce yayınlanmış "Umut Sahnesi Umut Dağıtıyor" başlıklı röportajı, olduğu gibi aşağıda yayınladık.

Bugün (21 Mayıs 2011) okurlarımıza sunduğumuz bu röportajda, bir kalem sürçmesi sonucu oluşmuş bir yanlışı kırmızı renkle belirgin hâle getirirken, doğrusunu yeşil harflerle biz yazdık!


***


Soner Barbaros, Çukurova Üniversitesi mezunu olmasına, İngilizce'yi "iyi" düzeyde bilmesine karşın, herhangi bir şirkette çalışmak yerine, Evrensel Gazetesi'nde çalışmayı yeğleyen biri.

Soner Barbaros, tiyatro sanatına tutkun olmasına, tiyatronun bir sanat olduğunun bilincine varmasına karşın, herhangi bir tiyatroda çalışmak yerine, Bulunmaz Tiyatro'da çalışmayı yeğleyen biri.

Soner Barbaros, tiyatro sanatının kuramsal boyutuna önem vermesine, bu sanatın entelektüel zenginliğine kafa yormasına karşın, insan ruhunu karartan herhangi bir konservatuarda okumayı yeğlememiş biri.

Soner Barbaros, bu hafta katıldığı Bulunmaz Tiyatro'daki oyunculuk ve yazarlık çalışmalarına önemli katkılarda bulundu.

Soner Barbaros, Evrensel Gazetesi'nde kısa, ama anlamlı bir röportaj gerçekleştirmiş. Bu röportajı okur okumaz, hemen yayınladım. Lütfen, siz de okuyup değerlendiriniz!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Umut Sahnesi Umut Dağıtıyor


Soner Barbaros
sonerbarbaros@hotmail.com
17 Aralık 2008

Umut Sahnesi oyuncusu olan Umut (Ahmet) Sadık Saner ile Erdal Eren’i anlattıkları oyunla ilgili röportaj yaptık. Liseli bir grup haylaz gencin müdürü attırmak için seçtikleri yöntem çok şaşırtıcı: Müdür, AB fonundan yararlanmak amacıyla haylaz çocuklara ve okulun bütün sosyal, uyanık, asi gençlerini bir sınıfa toplar ve bir oyun oynatmak ister. Gençler müdürü de attırmak için Erdal Eren’in içinde olduğu bir oyun tasarlarlar müdürden gizli. Gerisini zaten Hayat TV’den izleyeceksiniz; bu günlerde kayda geçecek. Tiyatro etkinlikleri ile gençlik mücadelesini anlatmak oldukça yararlı; 350 kişiye ulaşmak ve onlarla 1 saat boyunca konuşmak istiyorsanız mutlaka tiyatro etkinliği öneririz.

Ahmet Sadık Saner (Umut Sahnesi Oyuncusu), halka bilgi aktarabilmek için kültür ve sanat yolunun en doğru yol olduğunu düşünüyor.

Oyunun oynanması kimin fikriydi?

A.S.S.: Oyunun yazarı değerli Şahin Kelleci hocamız. Aynı mahallede oturduğum bir arkadaşım beni davet etti. Erdal Eren ile ilgili bir oyun olduğunu, bu oyunda oynamak isteyip istemediğimi sordu. Erdal Eren’i daha önce okuduğu kitaplardan öğrendiğini, Erdal Eren’le ilgili okunan şeylerin yaşı ve davranışları nedeniyle etkileyici olduğunu da ekledi.

Oyunun etkisi nasıldı?

A.S.S.: Gençler sahnede kendi yaşıtlarını gördüler. “Bu yaşta biz de oynayabiliriz” dediler. Önceden teklif edilen arkadaşlar oynayamadıkları için serzenişte bulunmuş. Belediyelerin böyle etkinliklere izin vermesi önemli; buraları kullanabilmemiz gerekiyor. Kamu malı ise bizim kullanmamızı olanaklı kılmalı. Bu oyunu gençlerin bilinçlenmesini sağlamak amacıyla oynayacağız. Mahallelerde ve liselerde arkadaşlarımızla oynamayı düşünüyoruz. Oyunu okuduğumuzda çok etkilendik ve zaten oynayan arkadaşlar tiyatro etkinliğine katılıp sosyalleşmek isteyen arkadaşlardı. Görüş alışverişleri yaptık, arkadaşlarla tiyatro aralarında tartışma imkânları buluyorduk ve oyun bittikten sonra da mutlaka görüşeceğimize dair sözler verdik. Bilet çalışmasında üniversitedeki arkadaşlar aracılığıyla dağıtımı sağladık. Arkadaşlarım biletleri dağıtabileceklerini söyledi ve benden topluca aldılar. Erdal Eren’in hayatını sordular, etkilendiler ve oyunu görmek için geldiler. Gençlerin başındaki ÖSS, onları gerek psikolojik olarak, gerek maddi olarak olumsuz yönde etkiliyor, sosyalleşmelerini engelliyor. Tiyatro gibi etkinlikler ise tam tersi bir etki yaratıyor. Bu da doğal olarak eğitim müfredatının ve uygulamalarının eleştirilmesini beraberinde getiriyor.

Anadilde eğitime yapılan vurgu, oyunu izlemeye gelen Kürt gençlerini sevindirmiştir. Okullarında da bunu dillendirmelerinin engellenmesine karşı cesaretlendirmiştir.

Tiyatroyu nasıl buldun?

Deniz Bilgin (Seyirci): Ben Çukurova Üniversitesi Biyoloji Bölümü birinci sınıf öğrencisiyim. Bence etkinlik Erdal Eren’i tanımayanlar için iyi olmuş. Oyunu seyredince insanlar kendilerine dönüp düzeni yargılamaya başlamışlardır. Profesyonel olmamalarına rağmen çok beğenerek izledim.

Biz gençlerin kendilerini gösterebilmesi adına bu imkânların olması çok önemli. Böyle imkânlar sunulursa bu fırsatlar kullanılmaya devam edilecektir...

(Kaynak: evrensel.net)