.......................................T.C.
..................................İSTANBUL
...4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI’NA
KONU: YARDIMCI DİLEKÇE............YANITLAR / AÇIKLAMALAR
Mahkemenizce başlatılan yargılama sürecinde sanık olarak adlandırılmayı, tarafıma yapılan hiçbir suçlamayı, asla doğru bulmuyor ve kesinlikle kabul etmiyorum.
Mahkemenizde bulunan ilgili dosyaya eklediğim belgelerde de görülebileceği gibi, benim, müştekiye yönelik olarak, herhangi bir kastî düşüncem ve bu düşünceye bağlı olarak herhangi bir kastî niyetim yada herhangi bir eylemim asla ve kesinlikle bulunmamaktadır.
Müştekiyle, sadece tiyatral anlamda fikir ayrılığımız mevcuttur. Diğer fikir ayrılıklarımız, tamamıyla ikincildir. Müştekiyle aramızdaki bu tiyatral fikir ayrılığı, tiyatro kamuoyunda zâten sık sık gündeme gelmektedir. Örnekse, tam 400 yıldır dünya tiyatro sahnelerini kirletip dünya tiyatro izleyicilerini yanlış bir mantıkla güdümleyen William Shakespeare konusundaki uzlaşmaz tiyatral çelişkimiz, tüm tiyatro kamuoyunca gayet yakından bilinmektedir. Müştekiyle aramızdaki bu tiyatral uzlaşmazlıklar, Anayasa'ya ve Anayasa’dan gücünü alan diğer ilgili yasalara muhalefet etmeye niyetli olmayacak bir biçimde, sadece ve tamamıyla tiyatral düzlemde sürmektedir. Ancak müşteki, aramızdaki bu uzlaşmaz tiyatral durumu, hiç de anlamı ve gereği yokken, âdeta siyasallaştırmış ve neredeyse bir "kan davası" hâline getirmiştir.
Müşteki, daha önceki savunmalarımda sunduğum, çeşitli entelektüel linç girişimlerinin üzerlerini örtmek düşüncesiyle, şimdi de, benim, hukuka katkı sunma isteğiyle gösterdiğim yalın delil ve kanıtları, sanki hukuk dışı belgelermiş gibi göstererek yargıçlığınızdaki davayı, kendi lehine dönüştürme gayretindedir, davalar boyunca, hiç de iyi niyetli olmadığını, tamamıyla art niyetli olduğunu gösterir pek çok girişimleri olmuştur.
(Aslında, hukukî ortamda olmasa da, tiyatral ortamda, gerçek müştekiler tam 1100 kişidir yada 1100 kişinin imzaladığı ve beni sanal ortamda LİNÇ etmek istedikleri bir manifestoya güvenerek, mahkemenizde sadece bir kişi olarak görünmeyi yeğlemektedirl! Yani işledikleri toplumsal suçu, bir kişi üstlenerek, işin hafifsemesini sağlamaktadır!!!)
“Dava”ya, bütün bu bilgiler ışığında bakıldığında, bana sanal âlemde, Internet ortamında uygulanan entelektüel ve mesleki LİNÇ KAMPANYASI sürecinin çok ince bir duyarlılıkla mercek altına yatırılmadan, yani modern hukuk biliminin / bilincinin zorunlu kıldığı neden-sonuç ilişkisi göz önünde bulundurulmadan, müştekinin elde etmek istediği ilkel ve öç duygusuyla ulaşılmak istenen “başarıların” önüne set çekebilmek, tamamıyla olanaksızdır.
Bana karşı uygulanan ve tam 1100 kişi tarafından sistemli bir biçimde oluşturulan bu entelektüel ve mesleki LİNÇ KAMPANYASI, bütün dünyada kullanılan ve adına "ENTELEKTÜEL LİNÇ" denilen kavramla birlikte düşünüldüğünde, benim durumumun çok, hem de pek çok vahim olduğu, kendiliğinden ortaya çıkar. Türkiye ve dünyadaki tiyatro, sinema, edebiyat gibi sanatsal alanlar incelendiğinde, pek çok gerçekçi sanatçıya, yine başka “sanatçılar” tarafından, maalesef çeşitli çıkar amaçları doğrultusunda benzer ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI düzenlendiği açıkça görülebilir. Ancak bu entelektüel linçi düzenleyen insanların, bir de üstüne mağdur kişiye, bu duruma karşı kendini savunduğu için dava açmaları, sanırım Türkiye’de değil, dünyada benim vakamda bir ilk ve tek örnektir.
Müştekinin de içinde bulunduğu, hattâ organizatörü olduğunu tahmin ettiğim bu entelektüel linç kampanyası, kamuoyunun gündemine defalarca ve sık sık taşınmış, çok sayıda insan, tarafıma karşı korkunç ve tüyler ürpertici bir örgütlenme içerisine girmiştir. Yakın zaman önce ressam Bedri Baykam’a yapılan bıçaklı saldırının ve benim sahibi bulunduğum Bulunmaz Tiyatro’ya bağlı olarak yayınlanan OYUN Dergisi’nin dağıtımı sırasında, bize karşı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu’nun inisiyatifindeki Fatih Reşat Nuri Güntekin Sahnesi amiri, güvenlik görevlisi ve “27. GENÇ GÜNLER” sorumlusunun yaptıkları saldırı, benzer bir ruh durumunun sonucunda oluştuğunu, müştekinin de içinde bulunduğu grubun tarafıma karşı maalesef benzer bir kampanya yürüttüğünü göz önünde bulundurursanız, mağduriyetimin vahametini daha iyi anlayabileceğinizi umuyorum.
Tarafımdan gösterilen ve bu davaya konu olan tepki, müştekinin göstermek istediği gibi, asla ve kesinlikle sıradan bir hakaret tepkisi değil, müştekinin de içerisinde bulunduğu büyük bir kitle tarafından, uzun süren saldırıların karşısında oluşmuş, tamamıyla doğal, entelektüel ve gayet haklı bir karşı-hakaret tepkisidir.
Yukarıda anlatmaya özen gösterdiğim düşünceler ışığında oluşan bu durumda, oldukça içtenlikli ve haklı gerekçeleri olan benim müşteki olmam gerekirken, ne var ki ben, hiçbir kimseyi savcılığa yada yargıçlığa vermeme ilkem nedeniyle, tabii ki, müşteki, kendisini “güçlü” ve dolayısıyla “haklı” görmeye başlayıp, “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” mantığıyla hareket etmiştir.
"Entelektüel Linç" öznelerinden sadece ve yalnızca biri olan (LİNÇ KAMPANYASI öznelerinin 1100 kişi olduğunu bir kez daha anımsatırım!) Ömer Faruk Kurhan, arkasına aldığı Boğaziçi Üniversitesi rüzgârının sağladığı toplumsal nüfuz alanına güvenerek ve benim, hiçbir kimseyi savcılığa yada yargıçlığa asla ve kesinlikle vermeme ilkemden yararlanarak, yukarıda belirtmiş olduğum gibi, tiyatral ayrılıklarımızı siyasal ve giderek hukuksal ayrılıklara dönüştürüp, deyim yerindeyse, âdeta bu "Entelektüel Linç" kavramını yasal olarak da tescil ettirme, "Entelektüel Linç" işleyişinin Türkiye Şubesi olma gayreti içerisindedir.
Bunun yanı sıra, mahkemeye sunmak istediğim, müştekinin bu yoğun saldırıları sonucunda oluşmuş bir durum var. Yıllarca sporla, tiyatroyla ve kişisel gelişime yönelik yoğun eğitimlerle uğraştığımdan dikkat ve yoğunlaşma konusunda oldukça becerikli bir insanım. Ancak, içerisine düşürüldüğüm LİNÇ KAMPANYASI, beni öyle çok yordu ki, bu süreçle birlikte başıma, hayatım boyunca gelmemiş, normal bir insanın da başına neredeyse hiçbir zaman gelmeyecek, dikkatsizliğe bağlı olaylar gelmeye başladı. Şimdilik bu durumla ilgili psikolojik bir raporu mahkemenize sunmayı pek doğru bulmuyorum. Ancak, daha bu yılın Mart ayında, sahibi bulunduğum Bulunmaz Kuyumculuk, Yayıncılık ve Gösteri Sanatları San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin katıldığı Uluslararası Basel Kuyumculuk Fuarı'na iştirak etmek üzere, oğlum Mehmet Cemalettin Bulunmaz'la birlikte İsviçre’ye gittim. Detaylarını gerektiğinde anlatabileceğim, tamamıyla sanal LİNÇ duygusunun dayatmasından kaynaklı oluşan dikkatsizliğimin bir olay sonucu, yüklü miktarda param çalındı. Bu durumla ilgili Fransız polisini raporu ekte sunulmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri’nde uzun yıllar önce yaşanan ünlü McCarthy Dönemi’ni andıran bu süreç sonunda düşünsel sağlığımı yitirme tehlikesiyle defalarca karşıya karşıya kaldım, benim haksız ve acımasız bir biçimde yargılanmamı sağlayan müştekilerin başlatmış oldukları yapay yargılanmaya neden olan mahkeme kağıtlarını gören eşim ve çocuklarım tarafından, haklı olarak, olmayacak ithamlara ve aile içi paniğe maruz kaldım; mahkeme konusundaki yazışma ve diğer resmi işlerimi oğlum takip ettiğinden, kendisinin işleri de, zaman zaman, müthiş derecede büyük bir sekteye uğradı, uğruyor ve benim bu yargılanmalarım sürdükçe, daha da uğrayacak. Yine, bana göre, hukuk dışı durumlar sonucunda, oluşan kişisel stresim nedeniyle, çeşitli hastalıklarla yüzleştim. Bu konuyla ilgili sağlık raporu da ekte sunulmuştur.
Benim, hiçbir LİNÇ KAMPANYASI öznesine asla ve kesinlikle hakaret etmediğimi kanıtlayan bilirkişi raporunu aşağıdaki ekler bölümünde dikkatinize sunmayı, hukuksal ve vicdanî bir görev bilirim. Ayrıca, bu konuyla dolaylı / dolaysız ilişkileri bulunan somut belge, delil ve kanıtları da ekte sundum.
SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda ve daha önceki savunmalarımda belirttiğim nedenlerden dolayı beraatımı, Sayın Ömer Faruk Kurhan’ın söz konusu entelektüel linç kampanyasını sonlandırmasını ve bu durumdan dolayı tarafımdan aynı mecradan (www.temiztiyatro.net) ve aynı süre boyunca özür dilenmesini arz ve talep ediyorum. 24 Mayıs 2011
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ
İMZA
EKLER
1) T.C. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biokimya ve Mikrobiyoloji Laboratuarı Sağlık Raporu
2) Fransa’da yaşadığım soygun ile ilgili Fransız güvenlik birimlerinden alınan tutanak (ATTESTATION DE DECLARATION DE DEPOT D’UNE PLAINTE CONSECUTIVE UNE INFRACTION)
3) Yazar V. S. Naipaul'un da yaşadığı, "entelektüel linç" kavramının sanat dünyasında bilinir bir kavram olduğunu gösterir gazete haberi ve bu konudaki yazım.
4) Linç kampanyasının liderlerinden ve Sayın Burhan Gün'le Sayın Prof. Dr. Nurhan Tekerek'in yakın arkadaşı bulunan Sayın Ahmet Ertuğrul Timur'un kurduğu www.tiyatrohaber.net sitesinin, Terraki Vakfı ile ilişkisini gösterir belge.
5) Bilirkişi raporu.
6) İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu’nun inisiyatifindeki Fatih Reşat Nuri Güntekin Sahnesi’nde bize karşı yapılan saldırın belgeleri.
7) LİNÇ KAMPANYASI düzenleyicilerinden Ahmet Ertuğrul Timur’un Internet sitesi www.tiyatrom.com sitesinde yazı yazan İrfan Aslanhan’dan suç ögesi taşıyan belgeler
8) Yaşam Kaya ve Ömer Faruk Kurhan’ın tehdit içeren sözlerinin belgesi
9) Müşteki Ömer Faruk Kurhan’la benim William Shakespeare konusundaki uzlaşmaz çelişkimizi kanıtlayan belgeler