16 Şubat 2011 Çarşamba

LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Lisesi Hizbî liderlerinden Cüneyt Yalaz, Ertuğrul Timur, Orhan Kurtuldu'nun örgütlendiği okul!

Kendisi de bir Sabetaycı olan araştırmacı-yazar Ilgaz Zorlu, Şişli Terakki Lisesi hakkında çok önemli şeyler söylüyor!


Bulunmaz Tiyatro sanatçısı Oğuzcan Önver'in notu: Aşağıdaki bazı yerleri kırmızı renkle ben belirginleştirdim.


***


ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ’NİN TARİHÇESİ


Ilgaz Zorlu


Şişli Terakki Lisesi’nin tarihçesi sözkonusu edilince hemen daima 1879 tarihindeki büyük ve tam kuruluşlu Terekki Mektebi esas olarak alınmakta , bu hareketin ilk adımı sayılması gereken Şemsi Efendi Mektebi bir yana bırakılmaktadır ( 1879). Halbuki Selanik’te ilk olarak Şemsi efendi’nin öncülüğü ile Şemsi Efendi Mektebi kurulmuştur. (100. Yıl Şişli Terakki Lisesi /Yenilik Basımevi / 1979). Hakikaten Atatürk’ün de okuduğu ve anılarında sık sık sözünü ettiği gibi Selanik’te kurulan Şemsi Efendi mektebi, Şişli Terakki’nin temelidir.

Bir Sabetaycı haham olan Şemsi Efendi (Şimon Zwi) bu okulu o dönemde hem cemaatleri toplamak ve hem de dini eğitimle birlikte gençleri her yönden yetiştirebileceği bir okul olarak kurmuştu. Daha sonra cemaatle arasında yaşanılan sorunlar nedeniyle okuldan ayrıldı. Fakat okul bir cemaat okulu kimliğini kaybetmedi. 1907 Kayıtlarına göre Sabetaycı cemaatin Kapancı koluna mensup şu kişiler okulun yönetimindeydiler; Dr. Rifat Efendi, Namık Kapancı, Osman Fıtri Bey ve Ata Derviş Beyler. 1924 senesinde ki mübadele sonucunda okul İstanbul’a geldi. 1927 de Şakayık Sokağındaki Halil Rıfat Paşa konağına yerleşti. Okulu her dönemde o yılların hayırsever aileleri desteklemiştir. Okul Selanik’teki kuruluşundan başlayıp hep bir encümen tarafından idare olunmuştur. Bu encümene alınan kimseler ya eski kurucuların çocuklarından, ya da daha sonra okulun gelişmelerine yardımı dokunmuş kişiler arasından seçilirdi. 1933 ten sonra encümen 44 kişiye kadar ulaşmıştır.

1933 yılında okul son şekli olan “Mabeynci Konağı’na” taşınır. 1934 de Selanikli Mecdi Derviş Bey buradaki yapıları kendi satın almıştır. 21.05.1935 de de bunu okulun yönetimi için kurulan Limited Şirkete devrediyordu.1879 yılında okulun temel felsefesi “Terakki Mektebi ticaret maksadile müesse olmayıp hayır için yaşadığı gibi hayır ile de yaşar” dı. (100. Yıl Şişli Terakki Lisesi /Yenilik Basımevi / 1979 s: 55). Limited Şirketin kurucuları Fahri Refik Refiğ (Yönetmen Halit Refiğ’in amcası), Halil Ali Bezmen, Aziz Refik Refiğ ve diğerleriydi.

Okul daha 1967 yılında 903 sayılı Kanunla Vakıf Halne gelmiştir. Bu tarihten sonra da mütevelli heyeti tarafından yönetilmektedir. Bugün artık bir cemaat okulu kimliğini kaybetmiştir. Ancak yönetim kurulu üyeleri halen cemaat kurallarına göre seçilmektedirler. Örneğin Mütevelli heyetine girebilmenin yolu bu heyet üyelerinden birinin önerisi ile olmaktadır. Vakıf ana senedinde yapılan bir değişiklikle mütevelli heyeti üyeleri ömür boyu bu görevde kalmaktadırlar!

YAPILMASI GEREKENLER

Şişli Terakki Lisesi bir cemaat okuludur. Bu okuldan pek çok ünlü insan yetişmiştir. Konu bir an önce masaya yatırılmalıdır. Ancak bu yapılırken kat’i surette konunun bir inanç istismarı haline getirilmemesi ve hiçbir şekilde de antisemitizm ( yahudi düşmanlığı) yapılmaması gerekmektedir. Çünkü bu yapılırsa karşı taraf haksız durumdayken haklı duruma getirilir. Ayrıca olayda taraf olanlar arasında halen Türkiye’de önemli görevlerde bulunan insanların olması ve bu büyük yolsuzluğa karışmaları da olayların kapatılması riskini doğurmaktadır. Konunun T.B.M.M gündemine alınarak aşağıdaki soruların ilgili bakanlıklara sorulması gerekmektedir:

VAKIFLARLA İLGİLİ DEVLET BAKANLIĞINA SORULACAK SORULAR

1-Şişli Terakki Lisesi binası on yıldır neden boş bırakılmaktadır. Bina değerini kaybederek ucuza satılmaya çalışıldığı doğru mudur? Binanın halihazırdaki değerinin 2 Trilyon civarında olduğu doğru mudur?
2- Şişli Terakki Lisesi Vakfı’na ait malların satışı ya da üçüncü kişilere devri olmuş mudur?
3- Okul mütevelli heyeti üyelerinin ömür boyu (kaydi hayat şartı ile) göreve geldikleri ve ancak kendilerinin önerecekleri kişileri buraya getirdikleri doğru mudur? Bu koşulların sağlanması için Vakıf Ana Sözleşmesi’nin değiştirildiği doğru mudur?
4- Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün konuyla ilgili raporları nelerdir? Neden detaylı bir tetkik yapılmamaktadır.
MALİYE BAKANLIĞINA SORULACAK SORULAR

5- Şişli Terakki Lisesi Mütevelli Heyeti üyelerinin son on yıl içinde vakıf gelirlerinden aldıkları paylar nelerdir? Bu kişilerin mal varlıklarında ki artış incelenmiş midir? Sayın Haluk Arığ’ın yat, villa gibi değerli mülkleri var mıdır? Bakanlık merkezi denetim elemanları ilgili incelemeklere başlamış mıdır?

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA SORULACAK SORULAR

6- Okula öğrenci alınırken kura listelerinde değişiklikler yapılmış mıdır? Bu listeler Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde midir? Bazı öğrencilerin para karşılığı ders geçtikleri ve yönetimin bu kararlarına uymayan öğretmenlerin görevlerine son verildiği doğru mudur?
7- Okul Milli Eğitim Bakanlığı’nca en son ne zaman denetlenmiştir?

TARTIŞMALAR – İDDİALAR

Şişli Terakki Lisesi’nde başlayan tartışmaların esası nereye dayanıyor? Okulun kötü bir yönetimle mülklerinin kıymetsizleştirilerek bu mülklerin ucuz yolla satılması çabalarına karşı Şişli Terakki Mezunları Derneği başkanı Yetkin Gürsel bir çalışma başlatmıştır. Gürsel Vakıf Başkanı’nın bu kıymetli emlaki bir mütehaide verme karşılığında 1 Milyon Dolar istediğini söylemektedir ( Sabah 19.01.2000) Bunun üzerine Ilgaz Zorlu 21.01.2000 de okulla ilgili şu iddiaları gündeme getirmiştir:

-Okulun binası Haluk Arığ’ın şoförüne otopark olarak verildi
- Okul bir grubun eline bırakıldı
- Bazı öğrenciler kayıt ve sınıf geçmede kayırıldı
- Vakıf üyelerinin görev süreleri ömür boyu yapılmıştır.
Tüm bunlara karşılık sayın Haluk Arığ’ın 24.01.2000 Tarihinde Ilgaz Zorlu’ya karşı cevabı şu şeklide olmuştur:

-Ilgaz Zorlu olarak kendini tanıtan ve Şemsi Efendi’nin torunu olduğunu iddia eden şahsın iddialarını esefle karşılıyorum. Kendisi vakıftan her ay para istemiştir. Bu kişiden yargı aracılığı ile hesap sorulacağını belirten Arığ ayrıca Yetkin Gürsel’in iddialarını da cevaplamaktadır.
HALUK ARIĞ AÇIKÇA YALAN SÖYLEMEKTEDİR!
Bundan iki sene evvel ebediyete intikal etmiş sabetaycı cemaat üyelerinin yatmakta olduğu “Bülbülderesi Mezarlığı”’nın temizlenmesi için bir çalışma başlattım. Okulun kurucusu olan kişilerin burada kabirleri olması hasabiyle mezarların temizlenmesi hususunda Sayın Haluk Arığ ile görüşerek kendisinden teknik eleman talebinde bulundum. Ben kendisi gibi okulun kaynaklarından faydalanarak şoförlü bir arabaya binmiyorum. Ayrıca okuldan da bir maaş almıyorum. Şimdi kendisine sormak gerekiyor. Acaba kendisi sabetaycı olduğu iddialarını reddettiğine göre bir cemaat okulunda ne aramaktadır? Oraya kimin teklifi ile seçilmiştir? Kaldı ki diğer bir iddiası da benim Atatürk’ün ilk öğretmeni olan Şemsi Efendi’nin torunu olduğum iddialarıdır. Şemsi Efendi’nin iki kızından biri olan Yekta Hanım annemin babası olan Veli Zeren’in annesidir. Bu konuda Zincirlikuyu ve Bülbülderesi mezarlığındaki taşlar ve nüfus kayıtları ispat niteliği taşırlar. Ben Selanikliyim ve Haluk Bey gibi cemaate ait kaynakları kullanmadan cemaatten hiçbir maddi talaepte bulunmadan çalışmalarımı yaparım!
Daha ayrıntılı bilgi için, lütfen, tıklayınız!