27 Ocak 2011 Perşembe

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz İKOvizyon Dergisi'ne de röportaj verdi

Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'la yıllarca birlikte sahne sanatları uygulaması yapan Turan Reis, Bulunmaz'la yapılan röportajı okurken... (Fotoğraf: Hilmi Bulunmaz)

***

İKOvizyon Dergisi adına benimle röportaj yapan muhabirin, Aydın Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu olmasına karşın, tiyatro sanatına uzaklığı nedeniyle, benim söylediğim sözlerin bazıları eksik ve/ya yanlış olarak yayınlanmış. Bu eksik ve/ya yanlışları biraz olsun düzeltmek amacıyla, parantez içlerine eklediğim ve kırmızı renkli harflerle yazdığım uyarılar bana aittir. Aşağıdaki röportajın, belki beş, belki on katı olan bir söyleşiden, hiçbir bağlam gözetmeksizin yapılan "kurgu", tam anlamıyla anlaşılır hâle gelmesi için, günlerce bu röportajın üzerine yoğunlaşmam gerekiyor. Ancak, işlerim, hiç de bu yoğunlaşmayı kaldırabilecek durumda değil. Bütün yanlış anlaşılmalar için, okurlarımızdan özür dilerim! (HB)

***

Sahneye altın tozu saçılıyor


Bulunmaz Kuyumculuk'un Sahibi (Bulunmaz Kuyumculuk Yayıncılık Gösteri Sanatları Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi sahibi) Hüseyin Hilmi Bulunmaz, uzun yıllardır tiyatroyla iç içe bir yaşam sürüyor. Bulunmaz, bugüne kadar birçok oyun yazdı ve yönetti.

Hüseyin Hilmi Bulunmaz birçok (birkaç) tanınmış ismin (Aziz Nesin, Bertolt Brecht, Nâzım Hikmet, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, vb. yazarların) eserlerini yönetti ve (onlarla) birlikte sahne aldı (almadı). Ayla Algan (ile "Labirent 1 Karar Anı" oyununda birlikte oyunculuk çalışmaları yaptı.), Beklan Algan (Bulunmaz, 1985/86 tiyatro mevsimi sürecinde "Labirent 1 Karar Anı" adlı doğaçlama tekniğiyle kotarılan ve Beklan Algan'ın yönettiği oyunda oyuncu olarak görev aldı.), Ferhan Şensoy (Ferhan Şensoy'un yazıp yönettiği "Afitap'ın Kocası İstanbul" adlı oyunda sadece oyunculuk yaptı ve bu oyunda Ferhan Şensoy oynamamıştı), Taner Barlas (Beklan Algan'ın yönettiği oyunun pandomimlerini oluşturdu.), Ergüder Yoldaş (Beklan Algan'ın yönettiği oyunun müziğini oluşturdu.) bu isimlerden sadece bir kaçı (birkaçı). Tiyatro'yu (Tiyatroyu) bütün sanatların bileşkesi olarak tanımlayan Bulunmaz Kuyumculuk'un Sahibi (Bulunmaz Kuyumculuk Yayıncılık Gösteri Sanatları Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi'nin sahibi) Hüseyin Hilmi Bulunmaz'la tiyatrocu kişiliği hakkında bir söyleşi yaptık.

Tiyatroya ne zaman nasıl başladınız?

Sanat, din, toplumsal ilişkiler ve müzik gibi tiyatro da böyle bir gereksinmedir. (Elimizde ses kayıt cihazı olmamakla birlikte, sosyalist bir kişinin "din" olgusunu doğal bir gereksinme olarak sunması, pek anlaşılır değil. Zâten tümcenin anlamsızlığından ve bağlamsızlığından, "din" sözcüğünün tümce içerisinde "böyle" kullanılması hiç akla yatkın bir durum değil.) Açıkçası, ben tiyatronun neye yaradığını düşünerek (tiyatroya) başlamadım. 3 Aralık 1972 yılında (tarihinde) tiyatroya başladım. 17-18 (17) yaşımdan bu yana (kendi irademle hiç) ara vermeden 38 yıldır bu mesleği (sanatı) sürdürüyorum. Kesinlikle bir şeyden ilham alarak başlamadım tiyatroya. Ben başkasının sesiyle değil, kendi sesimle konuşan bir insanım.

Ailede tiyatroyla ilgilenen kimse var mı?

Ailede tiyatroya ilgi benden sonra başladı. Şu anda kardeşim var benden bir kaç (birkaç) yaş küçük Cengiz Bulunmaz. Onun dışında oğlum var 28 yaşında. O da küçük yaştan beri tiyatroyla ilgileniyor.

İlk kiminle ne zaman bir tiyatro oyununda birlikte yer aldınız?

1972 yılında Bayrampaşa Buket Düğün Salonu'nda (Tiyatro oyuncusu olarak değil, komedyen olarak.) "Cırcır Böcekleri" adıyla çıktığımızda bizden önce -ışık içinde yatsın- İsmail Dümbüllü (Tiyatro oyuncusu olarak değil, komedyen olarak.) çıktı. O zamanlar meddahlık, ikili komedyenlik vardı. 1972 yılında İsmail Dümbüllü'yle aynı sahneyi paylaştım diyebilirim. Dümbüllü, yanılmıyorsam 1973 yılında öldü. Ortaoyunun temsilcisiydi.

İlk oyununuzun adı neydi?

1974 yılında eğer yanılmıyorsam İbn-ü Refik Nuri Bey'in "Delinin Oğlu" ("Veli'nin Oğlu") adlı oyunda oynamıştım. Düğün salonlarında, gazinolarda yaptığımız sahne sanatıydı. Daha sonra Ferhan Şensoy'un tiyatrosunda (Nöbetçi Tiyatro) iki sezon oynadım. Ferhan Şensoy'un yazıp yönettiği "Afitap'ın Kocası İstanbul" adlı oyunda nöbetçi tiyatroda (Nöbetçi Tiyatro'da) oynadım. O çalışmalar sürerken -ışık içinde yatsın- Ayla Algan'ın eşi Beklan Algan'la birlikte Bilsak Tiyatro Atölye'de çalıştım. 14. Uluslararası İstanbul Festivali'nde "Labirent (1) Karar Anı" diye bir oyun hazırladık.

Kendi Tiyatronuzu (tiyatronuzu) ne zaman ve nasıl kurdunuz?

Tek başıma ne kadar üstün bir oyunculuk sergilersem sergileyeyim halk çocuklarına ve ezilen insanlara herhangi bir katkım olamayacağına inanıyorum. "Ben, onlarla bir çalışma yürütebilmek" amacıyla tiyatromu kurdum. Yaklaşık 22 yıldır ücretsiz oyunculuk ve yazarlık çalışmaları yaptırıyorum. Tiyatromuz Çemberlitaş tramvay durağının hemen arkasında Gedikpaşa Camii Sok. No: 57'de her cumartesi günü 17.00-20.00 arasında ücretsiz oyunculuk ve yazarlık çalışmaları yaptırıyor. Herkes katılabilir. Yaş sınırı yok. 10 yaşında olan bir kardeşimiz de var. 53 yaşında olan bir kardeşimiz de...

Kaç öğrenci yetiştirdiniz?

İki bine yakın...

Şimdiye kadar hangi isimlerle çalıştınız?

Ayla Algan, Beklan Algan, Ferhan Şensoy Taner Barlas, Ergüder Yoldaş, onun dışında ortak ilişkilerimiz olan insanlar da var. Aziz Nesin'in "Sen Gara Değilsin, Yaşasın Kavuniçi, Hazır Ol, Üç Baş Üstüne Beş Üzünç Gerekir (Burada "Gerekir" sözcüğü fazla.) Toros Canavarı, Sakın Alma" gibi oyunlarını yönettim. Kendisi de geldi, izledi. Ve Melih Cevdet Anday'la entellektüel (entelektüel) anlamda da olsa "Mikadonun Çöpleri, Dikkat Köpek Var" gibi oyunlarını yönettim.

Kendi yazdığınız oyunlar var mı?

30 civarında oyun yazdım. Üç kitabım var. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesiyim; ama kendimi yazar olarak görmüyorum.

Hangi ülkelerde tiyatro çalışmalarınız oldu?

Her ne kadar eğitim sözcüğünü sevmesem de eğitsel ve yönetsel anlamda yurt dışında bulunuyorum. Rusya ve Hindistan'da zaman zaman eğitim veriyorum.

Çok severek yönettiğiniz bir oyun var mı?

Aziz Nesin'in yazdığı ve yaklaşık beş yıl oynadığımız tahminen 1 milyon kişi tarafından izlenen "Sen Gara Değilsin" ve Nazım (Nâzım) Hikmet'in yazdığı Türkiye'de profesyonel anlamda ilk kez benim yönettiğim "İnek" oyunu. Bu iki oyunu yönettiğim için çok mutluyum.

Şu an yönettiğiniz bir oyun var mı?

Bilinç Altında Ölümcül Anlar. (biLİNÇaltında ölümcül anlar) Deniz Altında Yirmi Bin Fersah'tan esinlendik. Ama tema olarak da linç (LİNÇ) kültürü ve etkilerini işliyoruz.

Tiyatronun dışından ilgilendiğiniz başka bir sanat dalı var mı?

Resim yapıyor ve şiir yazıyorum. Polemik yazıları yazıyorum. Bir romana başladım; ancak hala (hâlâ) bitiremedim.

Kuyumculuğa nasıl başladınız?

1965'te cebimde beş kuruş yokken başladım. Babadan gelen bir meslek değil, yoksulluktan bu işe girdim. Çırak olarak başladım sonra kalfa ve usta oldum.

Kuyumculukla tiyatroyu nasıl bağdaştırabiliyorsunuz?

İkisi de güzel sanatlar aslında. Kuyumculuk, basit bir şey değil.

Kuyumculardan tiyatroyla ilgilenenler var mı?

Hiç yok. Sadece kuyumculardan Leon Cem Yankes (Yunkes), zaman zaman gelerek provalara katılıyor. Onun dışında tiyatroyla ilgilenenler oluyor; ama gel-geç duygularla...

Kuyumcularla bir oyunda yer almak ister miydiniz?

Çok istedim; ancak bugüne kadar gerçekleşmedi.

(Kaynak: İKOvizyon, Aralık-Ocak 2011, sayı 30, sf. 54-55)