6 Aralık 2010 Pazartesi

Hemen hemen her zaman ticarî kuruluşların tanıtım hizmetini gören İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kuleleri, istisnaî hâllerde İDT'ye hizmet ediyor!!!

Hilmi Bulunmaz
7 Aralık 2010


Hukuk ve sanat işlerimin aşırı yoğun olması nedeniyle, son zamanlarda, İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm panolarına yeteri kadar önem verip, yeteri kadar özen gösteremediğim için son derecede üzgünüm. Oysa, benim çektiğim fotoğrafları, videoları, benim yazdığım yazıları sürekli olarak izleyenler bilir ki, ben, öncelikle, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen devlet kurumlarına bağlı ve bağımlı olarak çalışan resmî tiyatrolardaki aksaklıkları gündeme getiririm.

Türkiye'de ve Türkçe olarak yayınlanan LİNÇÇİ tiyatro dergileri, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen devlet kurumlarına bağlı ve bağımlı olarak çalışan resmî tiyatro yöneticilerinden aldıkları avuç dolusu reklâm parasıyla (avanta, diş kirası, sadaka, sus payı) zar zor da olsa, titreyerek de olsa, felç olmuş yatalak hasta gibi de olsa, yaşadıklarından, tabii ki buna yaşamak denirse, ancak, bir sosyalist sanatçının ortaya çıkarabileceği bu ve buna benzer büyük aksaklıkları, bu ve buna benzer büyük hatâları, bu ve buna benzer yanlışlıkları duymuyorlar, görmüyorlar, konuşmuyorlar, yazmıyorlar. Türkiye'de ve Türkçe olarak yayınlanan LİNÇÇİ tiyatro dergileri, devletin şefkâtli kollarında yaşarken, dikensiz gül bahçelerinin yollarında koşarken, sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz tarafından kollarının çimdiklenmesine, yollarına taş konulmasına son derecede içerliyorlar; onların dişlerinden kıvılcım, gözlerinden ateş fışkırıyor!

Türkiye'de ve Türkçe olarak yayınlanan LİNÇÇİ tiyatro dergilerinin LİNÇÇİ yöneticileri (Örnekse LİNÇÇİ Gülhan Avşar), hızını alamayıp avukat, hattâ avukatlar tutup savcıların sıcak ilgisinin garantisine güvenerek, İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm panolarının hesabını soran sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'a noter onaylı ihtarname gönderebiliyor, Bulunmaz'ı savcılığa çağırttabiliyor, onu yargıçların karşısına çıkartabiliyorlar!

Peki, Türkiye'de yayınlanmasına karşın, Türkiye halkına hiçbir şey söyleme derdinde olmayan LİNÇÇİ tiyatro dergileri, neden yayınlanıyor?

Bence, bunun bir tek yanıtı var: Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik ve daha bir sürü devletten beslenen kişilerin verdiği avuç dolusu reklâm paralarını (avant, diş kirası, sadaka, sus payı) almak için yayınlanıyor!!!

"Hayır, biz, sadece ve sadece kendi hakkımızı, halkımızın hakkını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmak için yayınlanıyoruz! Biz, Lemi Bilgin'in, Ayşenil Şamlıoğlu'nun, Nejat Birecik'in hatâlarını, suçlarını, yanlışlarını örtmek için yayınlanmıyoruz!! Bak, hemen önümüzdeki sayı, yani Ocak 2010 tarihi itibariyle, biz de, İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kulelerinin ticarî kuruluşlar tarafından işgâl edilmesini, 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Sait Halman'a 'Emek Ödülü' verilmesini, 'Özdemir Nutku Skandalı'nın ortaya hangi koşullarda çıktığını ve daha bir sürü önemli konuyu dergilerimizin sayfalarına çarşaf gibi yayıp, bu konuların üzerini örten 'yorgan ayıbı'nı Allah'ın izni peygamberin kavliyle paramparça edeceğiz alimallah! Heeeyt ulan, var mı bize yan bakan!!!"

Evet, biz, düzensiz aralıklarla da olsa, bir tiyatro dergisi yayınladığımız için, diğer tiyatro dergilerin de bizi kadar cesur hareket edebilme ihtimalinin yakıcı gerçekliğinin izdüşümüyle yüreğimizi serinletirken, insanlığı ölmemesi gerektiği kanısı taşıyan yayıncıların varlığına ilelebet inanmak ve bu varlığı ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek istiyoruz!!!

Ne???!!!

Çok şey mi istiyoruz!!!

Ha siktir be!!!...