7 Kasım 2010 Pazar

TERAKKİ VAKFI TEKNİSYENİ olarak hayatını sürdüren LİNÇÇİ ve iftiracı alçak Ahmet Ertuğrul Timur (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) yalanlarını sürdürüyor!...

Oyun'un notu: Yazı yazabilecek bir donanıma sahip olmadığı için, son derecede savruk bir dil kullanan LİNÇÇİ ve iftiracı alçak, TERAKKİ VAKFI TEKNİSYENİ Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) aşağıdaki yazısını, bariz yazım yanlışlarını düzelterek yayınlıyoruz!

LİNÇÇİ ve iftiracı alçak, TERAKKİ VAKFI TEKNİSYENİ Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) yazısının, yazım yanlışlarından arındırılmamış, ham ve özgün hâlini okumak için, lütfen, tıklayınız:

"Yalan Makinesi Mustafa Demirkanlı'nın kankası, Burak Caney ruhlu Vandal Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) dayanılmaz çöp kutusu / 84"


***


ATÇ, ÖZGÜR TİYATRO VE BAZI BEYİN BULANIKLIĞI YAŞAYANLARA AÇIK MEKTUBUMDUR


A. Ertuğrul Timur
20 Mayıs 2009


BUNU FARK EDEMEYECEK VAR MI?

Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ı bizlerin ve bir düzine tiyatro yayıncısının, 9 tiyatro derneğinin kınama nedenlerinden bir somut örnek... Bizler için kınama nedeni olan Hüseyin Hilmi Bulunmaz için, bugün bile hâlâ övünme, gurur kaynağı. Bugün dahi bu iftiracılığıyla övünç duyabiliyor.

Bir iftira atıyor, küfür ediyor, "www.tiyatrom.com sitesine yazanlar o....ç... dur" diyecek kadar ileri gidiyor, ortaya çıkardığım onca belgeli kanıtta, Hilmi Bulunmaz'ın tutarsız tavırlarını belgeleyen olaylara, gerici işbirlikçisi, AKP yanlısı, eylem kırıcı suçüstülerine karşılık yanıt veremediği her konuya karşılık tam bir belden aşağı, iftiraya dayalı saldırı içerisinde.

Ve bununla da övünç duyuyor. "Ertuğrul Timur, Google'da bizim yazdıklarımızla bulunuyor" diye haftada birkaç kez övünerek gurur duyuyor. Peki, onların sayesinde nasıl bulunuyor? "Ertuğrul Timur penis büyütücü satıyor" şeklindeki en basit en mesnetsiz iftirasıyla... Varın bu adamın iftirasıyla övünç duymasını siz değerlendirin. Varın bu adamın ruh durumunu akli dengesini siz değerlendirin. Ben psikologlara da danıştım onun akli dengesi, ruh durumu konusunda bir fikir aldım.

Bir sosyalist olduğunu iddia eden bir kişiye asla ve asla yakışmayacak ve zâten aslen sosyalizmin kırıntısını yaşam şeklinde görmediğimiz bu adamın kendi iftirasıyla, bu tartışmayı belden aşağıya çeken tutumunu varın siz değerlendirin.

Tanıdığım, tanımadığım, hayatımda hiçbir bağlantım olmamış kişiler, dernekler, yayınlar da dahil, bini aşkın kişi, bir düzine yayıncı, 9 tiyatro örgütü, yaşananlara kısaca bakarak dahi "evet bu adam bir dengesizdir, küfürbazdır, iftiracıdır" deyip tepki gösteriyorsa, ama bu adam bir hata yaptım deyip geri dönmek yerine, hâlâ belden aşağı, aşağılıkça iftirasıyla övünç duyabiliyorsa, varın onun seviyesini de, üslubunu da, ahlakını da, sosyalistliğini de siz değerlendirin.

Kaldı ki, bu elbette sadece bana karşı tutumu değildir. Bu, onun iftiracı, ahlak dışı seviyesiz tutumunu somutlayan sadece ve sadece bir tek örnektir.

Kendisiyle bugüne dek hiç, ama hiç tartışmaya girmemiş kişilere de ne kadar aşağılıkça saldırdığını defalarca satır satır gösterdik. Tüm tiyatrocuları köpek yerine koyup resmettiğini, oysa aynı bakanlık desteğini kendisinin de aldığını gösterdik. Ölen yada ölüm döşeğindeki sanatçılara nasıl küfürle hakaretle dil uzattığını gösterdik.

Ama siz bunu hâlâ estetik, sanatsal yaklaşım farkı, ideolojik yaklaşım farkı, yada kişisel kavga polemik sayıyorsanız size de pes demek, yuh demek gerek!

Neredeyse eksiksiz tüm tiyatro dünyası, tiyatro dernekleri, yayınlar 2 yılı aşkın zamandır gayet yakından gördükleri bu ruh hâlini, bu küfürbazlığı, bu saldırganlığı, bu aşağılık karakterleri zâten mahkûm etti.

Peki kimler bunu garip açıklamalarla geçiştirmeye çalıştı? Kimler görmezden gelmeye çalıştı? Açıkça bakalım, açıkça konuşalım. Ulvi Alacakaptan (bu bizi hiç şaşırtmadı) Yeni Tiyatro Dergisi (Bu da artık şaşırtmıyor, zira aralarında bir ticari ilişkinin yansıra Erbil Göktaş'ın Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne karşı içinde yaratıp biriktirdiği Tiyatro... Tiyatro Dergisi kırgınlıklarının yada rakip olarak görmesinin de getirdiği ruh hâlini ve bunun yansımasını çok güzel sergiledi)

Evet, bunlar yadırgatmıyor bizi. Geriye bu aşağılık, bu çirkef, bu iftiracı tarzı açık ve net şekilde kınamayan taraf olmaktan kaçınan iki kesim kalıyor. Birisi Özgür Tiyatro çevresidir, diğeri Amatör Tiyatro Çevresi (ATÇ).
Özgür Tiyatro çevresi henüz bu konuda bir açıklama yapmadı (yapacaklarını belirttikleri hâlde) tarafsızlığı yada konuyu görmezden gelmeyi seçiyorlar. ATÇ ise, arabuluculuğa soyunur gibi yaparken, bu her gün övünçle sergilenen aşağılık tavrı, onlarca, yüzlerce kişiye yönelmiş küfürü hakareti sövgüyü ve aslında ne sanatla, ne ideolojiyle, ne başkaca hiçbir şeyle açıklanamayacak ve iki kişinin kirli ve bozuk ruh hâlinden başka hiçbir anlamı olmayan durumu, sanatsal, estetik farkı, ideolojik yaklaşım farkı vb. gibi yuvarlak cümlelerle açıklamaya kalkıyor!

BEYLER!

Sizlerin belli konularda sıkıntıları olabilir, belli konularda belli kesimlere kırgınlıklarınız olabilir, fakat sapla samanı, armutla elmayı karıştırmayınız! Başka konularda birilerine karşı karın ağrılarınızı gidip orada o konular çerçevesinde çözersiniz. Diyelim ki, İstanbul Alternatif Tiyatro Platformu - Girişim'e (İATP-G) kırgınlığınız, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne karşı içinizdeki ukte yada varsa bana karşı kırgınlığınız ayrıdır; konuşulacaksa her biri ayrı mecrada konuşulur, tartışılır. Fakat içinizdeki bu uktelerden dolayı bir başka konuda bunlara göre tavır geliştiremezsiniz! Küfürün, hakaretin, sövgünün, aşağılamanın ve bozuk ruh hâllerinin bu derece yansıtıldığı bir ortamda bunu sanatla, estetikle, ideolojiyle açıklayamazsınız. Hele ki kişilerarası kavga gibi hiç gösteremezsiniz! ,

Evet, bir dönem bu bozuk ruhların saldırı yoğunluğu bizlere daha çok yönelmiştir, ama sadece bizlere değildir; daha onlarca yaşayan, ölmüş kişiyedir, buna tanık olmadınız mı? Hâlâ mı görmüyorsunuz?

Dün övdüklerini bugün aşağılayabilen bu bozuk ve intikamcı ruhları hâlâ mı göremiyorsunuz? Hâlâ mı bunun kişisel tartışmalar olduğunu zannediyorsunuz?

O halde, bu despot, bu saldırgan, bu küfürbaz, bu ananıza küfür etmeye dek varan, kadın cinsiyetini toptan aşağılayan cümlelerle küfür kurmaktan kaçınmayan , insanları toptan şerefsiz ilân eden, tüm bir site yazarlarına "şerefsiz o. ç..." diyebilen, yılların tiyatrocularını çanak yalayan köpekle resmedebilen bu tutumlardan bir gün ille de payınıza düşmesini mi bekleyeceksiniz?
Bütün bu kesimlere küfürlerini, hakaretlerini gözden kaçırıp kendi yarattıkları konusunda her gün biraz daha ikna olduğumuz bir hayali kişiyi öne çıkarıp biz sadece ona küfür ettik, biz sadece bizi dansöz montajı yapanlara küfür ettik demelerine inanıyor musunuz?

YAPTIKLARI TÜM AŞAĞILIKÇA SALDIRILARA, İFTİRALARA, KÜFÜRLERE, AŞAĞILAMALARA VE ASLINDA BOZUK KİRLİ RUHLARINA SİTELERİNDE ALABİLDİĞİNCE YER VERDİLER VERMEYE DEVAM EDİYORLAR AMA EN UFAK BİR KARŞI TEPKİDE VE AŞAĞILIKLARI SERGİLENDİĞİNDE KENDİLERİNİ MAĞDUR GÖSTERİP ONLAR DA BİZE ŞUNU YAPTI GİBİ BİR SAHTE SANAL ŞEREFSİZİN YAPTIKLARINI BAHANE GÖSTERİYORLAR VE SİZ DE BUNA İNANIP KARŞILIKLI OLMUŞ YADA CANIM ONLAR SADECE BUNA KÜFÜR ETMİŞ... DİYEBİLİYORSUNUZ.

www.tiyatrom.com yazarları mı onları dansöz montajlı yaptı da, "şerefsiz o. ç..." oldular?

Genco Erkal mı onlara dansöz montajı yaptı da, çanak yalayan köpek gibi hicvettiler?

Bir dizinin oyuncuları mı onları böyle hicvetti ki, bu dizi oyuncularına gericiler saldırılıp sakatladıklarında "oh iyi olmuş" saldıranlarla dayak yiyenler aynı türü garip bir ruh hâli yansıttılar?

Lale Oraloğlu mu bunları dansöz kıyafetli montajladı da, burjuvazinin uşağı, soytarı ölüm döşeğinde yazdılar?

Mehmet Atak mı bunlara karşı bir tek satır yazdı ki, herkes ölüm haberini okuyup içi burkulurken bunlar aşağılıkça başlık attılar?

Demokratik haklarını kullanıp protesto eden bini aşkın kişi mi bunları dansöz yaptı ki, bunlar imza atanlara orostopol, linçci diye hakaret ediyorlar

Küfürü, iftirayı, sövgüyü savunabilecek bir ideolojik görüş, bir sanatsal akım, bir dünya duruşu var mıdır? Tüm insanlığın tereddütsüz ortak lanetleyeceği tutum değil midir iftira? Her şeyi bırakınız nerede sizin insan tavrınız?

Lütfen şimdiye kadar yaptığınız gibi ya sessiz kalınız ya da böyle ne şiş yansın ne kebap, ne onları kırayım ne de ötekilerin hışmına uğramayayım mantığıyla garip ucubik açıklamalar yapmayınız!

SİZ GÖRSENİZ DE GÖRMEZDEN GELSENİZ DE BU BEYNİ KİRLİ, RUHU KİRLİ, KALEMİ KİRLİ 2 ADAM VE BİR İKİ UŞAĞI ZÂTEN MAHKUM EDİLDİ

ZÂTEN BİNİ AŞKIN SAYGIN İNSAN BUNLARI TESCİLLEDİ

12 TİYATRO YAYINI, 9 TİYATRO DERNEĞİ, ZÂTEN BUNLARA; "SİZ KÜFÜRBAZSINIZ, İFTİRACISINIZ" DEDİ VE ÖMÜR BOYU ANILARINDA TAŞIYACAKLARI HAK ETTİKLERİ YAFTAYI BOYUNLARINA ASTI

AMA SİZİN BU TUTUMUNUZ SADECE VE SADECE SİZİN KENDİNİZE DÖNECEK BİR TUTUMUNUZ OLARAK SİZİN TARİHİNİZDE BİR OLUMLU YADA OLUMSUZLUK OLACAKTIR BU NEDENLE BİR KEZ DAHA DEĞERLENDİRMENİZİ ÖNERİRİM.

ERTUĞRUL TİMUR

Gönderen Özgür Sanat zaman: 01:18

(Kaynak: http://ozgursanat.blogspot.com/2009/05/atc-ozgur-tiyatro-ve-bazi-beyin.html)


***


Ayrıca bakınız: