22 Eylül 2010 Çarşamba

Yeni Tiyatro'dan, tartışma yaratacak bir sayı

Erbil Göktaş'ın yönetmenliğini sürdürdüğü Yeni Tiyatro, yazdıkları kadar söylemi ve söyledikleriyle dikkat çeken bir isimle söyleşiyi kapağına taşıyor.

Cumhuriyet Haber Portalı

İstanbul- Sema Göktaş'ın Coşkun Büktel'le yaptığı söyleşi dikkatle okunmayı ve uzun süre tartışılmayı hak ediyor.

Dergide, Troyalı Kadınlar başlıklı eleştirisiyle Yeşim Dinçer, Ruhun Ölümü ile Funda Özşener, Spolin’in Doğaçlama Tekniği Üzerine ile Burcu Aksakal dikkat çekiyor. Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş “(…)ancak işimiz “toplumsal” bir iş; o yüzden “bireyselmiş” gibi görünen “acılarımızı” içimize atıp bunları “zamanın şaşmaz yargısına” bırakıyoruz; okurlarımız da elbette görüyorlar durumu. Görmeyenlere sözüm yok; çünkü onlar çoğu şeyleri de görmüyorlar; Nâzım Hikmet’in de dediği gibi onlar “bir değil,/beş değil,/ yüz milyonlarca…” maalesef!.. Biz, görevimizin “onlar”a da ulaşmak olduğunu ve “onlar”ın başta tiyatro olmak üzere, sanatın iyileştirici, geliştirici ve dönüştürücü özelliklerinden “yararlanmasını” sağlamak olduğunu biliyoruz. Bu sorunun da “zaman”ın sağaltıcı ve şaşmaz ellerinin desteğiyle çözüleceğine inanıyoruz. Belki on yıl sonra, belki yirmi yıl, elli yıl, bilemediniz bir asır! Ama gelecek bizimdir!..” diyor giriş yazısında. Sema Göktaş’ın Coşkun Büktel ile yaptığı “Coşkun Büktel” üzerine başlıklı röportaj, Coşkun Büktel’in dünyaya nasıl baktığını, kendisini nereye koyduğunu ve çok tartışılan Theope olayını etliye-sütlüye dokuna dokuna irdelemiş. Yaz sayısında kitap ekini de yanında bulabileceğiniz Yeni Tiyatro yine makale, eleştiri, inceleme, röportaj, deneme sayfalarına dolu dolu yer vermiş. Yankısı uzun sürecek bu Coşkun Büktel söyleşisinden yeni tartışma yaratacak bi bölümü paylaşmak isteriz:

"Sema GÖKTAŞ: Özdemir Nutku’dan başlayabiliriz, evet.

Coşkun Büktel: Bana uzlaşmaz diyenleri anlayabiliyorum ama aslında çok uzlaşmacı bir adamım. Mesela ben Özdemir Nutku’dan, bu iftirayı öğrendikten sonra, Özdemir Nutku’nun bu iftirasını… özür dilemesini istedim sadece. Özür dileseydi şu anda ben bile unutmuş olacaktım bu olayı, kimse hatırlamıyor olacaktı.

(…)

Sema GÖKTAŞ: Oyun yazarlığınız konusuna geçmek istiyorum. Bu konudaki kendi görüşlerinizi öğrenmek istiyorum. Kendinizi bir oyun yazarı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Nitelik ve nicelik…

Coşkun BÜKTEL: Evet buraya girdiğimiz zaman benim psikopat gibi ya da megaloman gibi görünmemem zor. Alçak gönüllü de konuşamam. Bildiğim tek şekilde konuşabilirim, yani dürüstçe ne düşünüyorsam onu söyleyebilirim. Bir kere Türkiye’de Türkiye’nin en iyi yazarı olduğumu düşünüyorum. 2., 3., 5., yazarın olmadığını düşünüyorum. Ancak benden sonra 6. Yazar vardır diye düşünüyorum. Bunlar belki ilk laflarımı çürüten şeyler olacak, linççileri sevindirecek belki, ama ne yazık ki bunları söylemek zorundayım. Başka türlü konuşamam. Böyle düşünüyorum.

Sema GÖKTAŞ: Pardon, yani Türkiye’nin birinci yazarı…

Coşkun BÜKTEL: Türkiye’nin birinci yazarıyım diyorum."

11 Eylül 2010
(Kaynak: Cumhuriyet)