18 Mart 2010 Perşembe

İşin zor kısmı...

Kınay, işin en zor kısmının topuklu ayakkabı ve ince çorap giymek olduğunu belirtiyor.

Banu Duran / VATAN


Makyaj insanı iyi hissettiren bir şey ama topuklu ayakkabı ve çorap eziyet aşk her yerde oyununda kadın kılığına girmesi nedeniyle oldukça dikkat çeken Emre Kınay, işin en zor kısmının topuklu ayakkabı ve ince çorap giymek olduğunu belirtiyor. Bu oyundan sonra kadınları daha iyi anladığını ve onlara artık daha çok iltifat ettiğini söyleyen oyuncu rolü için bol bol evlilik programları izlemiş, bol bol gözlem yapmış. Ve 3 ay sonra ortaya Myrtle Banbury adlı kadın çıkmış.

* Niçin Duru Tiyatro olarak “Aşk Her Yerde” oyununu tercih ettiniz?

Öncelikle bir komedi oynamak istiyorduk. Bu tekst 10 yıldır elimdeydi ve uygun zamanı bekliyordum. Geçen sezon başladık, şimdi 2’nci sezonu oynuyoruz. Seyiricinin yüzde 80’i komedi istiyor. Özellikle 80 sonrası kuşakta “tiyatro eşittir komedi” gibi bir algı var maalesef. 70 milyonluk ülkede düzenli olarak tiyatroya giden ise sadece 300 bin kişi.

* Oyununuz nasıl gidiyor peki?

Beklediğimden daha fazla sevildi. Oyun içinde oyun gibi bir mantıkla oynuyoruz. Yönetmeni de ben olduğum için alışılagelmiş anlayıştan uzak bir şekilde, tüm samimiyetimizle oynuyoruz. “Biz kendimizi evimizin salonunda hissettik, anneme ne kadar benziyorsunuz” gibi tepkiler alıyoruz. Eğer seyirci yakınındaki birine sizi benzetiyorsa “tamam” demektir. Sinema gibi değil tek kopyayla oynuyoruz biz ve 50 bini buldu seyirci sayısı. Sinema filmleri ise 100 kopya çıkıyor. Eğer biz 100 kopyayla sinema filmi olarak çıksaydık 500 bin seyircimiz olurdu garanti. Oyun o kadar sevildi ki belki filmini de yaparız.

* Kadın olmak için nasıl hazırlandınız?

Bol bol evlilik programları izledim, oradaki kadınlara baktım. Dergileri karıştırdım. Sesi bayağı aradım. Sonuçta bu kadın 3 aylık çalışmamın sonucunda ortaya çıktı. Kostümlerimi ise Sadık Kızılağaç dikti. Elbisenin kumaşı İngiltere’den geldi. Dikimi bir buçuk ay sürdü. İçinde göğüs aparatları, omuz dar görünsün diye yapılmış hileler var. Ayakkabılarımı da özel yaptırdım, 44 numara.

* Nasıl tepkiler geliyor izleyicilerden? Mesela sizin kadın rolüne gireceğinizi bilmeyenler bayağı şaşırıyordur...

Başka oyuncu muamelesi yapanlar oldu. “O kadın oyuncu kim?” ya da “O kadın selama çıkmadı mı?” diyenler var. O zaman çok keyifleniyorum tabii.

Shakespeare oynasalar Yavuz Bingöl’e rol vermezlerdi

* Kadın rolüne girdikten sonra kadınlarla ilgili ne keşfettiniz?

Makyaj insana iyi hissettiren bir şey, onu keşfettim. Ama o topuklu ayakkabı ve çorap eziyet. Ne gerek var? Kaç kere kaçtı çorabım. Eğer bu eziyeti bizim için çekiyorsanız çok kutsal bir şey yapıyorsunuz ama kendiniz için yapıyorsanız insan bu kadar narsist olmamalı diyorum. Ben de kadına döndükten sonra, güzel olmuş muyum diye soruyorum; güzel oldun denince de hoşuma gidiyor. Kadın güzel de olsa, “Sen ne kadar güzelsin aşkım” demek önemli bir şeymiş. Artık daha çok iltifat ediyorum etrafımdaki kadınlara.

* Daha önce 2006 yılında Afife Jale En İyi Erkek Oyuncu ödülü almıştınız. Bu rolünüzle de ödül bekliyor musunuz?

Afife Jale jürisinden ve Sadri Alışık jürisinden bir kişi bile bu oyunu izlemeye gelmedi ki. Bir ay daha bekleyeceğim. Gelmezlerse kurum olarak ödüllere katılmama kararı alabiliriz. Jüri üyesinin ya da eleştirmenin oyun izlemeye üşendiği bir ülkede tiyatroyu sevdiremezsiniz.

* Siz de ünlü birini oynatsaydınız ya oyununuzda; bakın 72. Koğuş’ta Yavuz Bingöl’le Azra Akın oynuyor.

Ünlü diye değil de rolün altından kalkabilir mi diye bakıyorum ben. Shakespeare yapsalardı Yavuz’u oynatmazlardı zaten. 72. koğuş oynadıkları için Yavuz’u oynatıyorlar.

* Mesela Hülya Avşar’a ya da Beren Saat’e teklif götürseydiniz?

Hülya’nın bu rolün altından kalkabileceğini sanmıyorum. Hülya’nın oynayabileceği tiyatro oyunu çok kısıtlı. Tiyatroyu çok seven biri de değil. Oyununu izledim, çok fenaydı. Beren’le ise çalışmak istiyorum. Hatta başka bir oyun için görüştüm.

İmajım zedelenir diyenlerin kaygısı parayla ilgili

* Mesela Kenan İmirzalıoğlu’na kadın rolünü oynar mısın diye soramam.

Bence sorun, Kenan böyle bir rol isteyebilir. Oyunculukla ilgili iddiası var çünkü. Bir dizi çok tuttuğunda başka bir sürü nedeni oluyor. Sadece aktör yüzünden tutmuyor o dizi. Ezel’i bu ülkede birçok oyuncu oynasaydı zaten tutardı; çünkü senaryosu çok sağlam, iyi çekiliyor. Bir tek kişinin başarısı yok yani ortada, oysa tiyatro toplu yapılmasına rağmen daha bireysel.

* Kadir İnanır etek giydi olay oldu...

Oyunculuk cesur olma meselesidir. Kadir Ağabey bir sürü büyük büyük konuşan adamların yanında son derece cesaretli davranmıştır. Sadece onun öfkesini bildikleri için üzerine çok gittiler. “Ben rolümü yaptım o kadar” demeliydi.

* Polat Alemdar (Necati Şaşmaz) da kadın rolünde oynamaz mesela...

Ama zaten oyuncu değil ki o arkadaş. Onun hayatı boyunca oynayacağı tek rol o. Başarılı bir dizi ama oyunculuk başka bir şey. Oyuncunun cesaret edemeyeceği bir şey olmaz; tüm yapacağı şey o süre içinde rolüne adapte olup, rolü gereği gibi canlandırmak. Bunu yapamam diyen için zaten oyunculukla ilgili konuşacak bir şey yok, o zaman akademik kariyerimi reddederim. Bir de, imajım zedelenir kaygısı var. Bu parayla ilgili bir kaygı. Ben bunu yaparsam bir daha bu işten para kazanamam demekle aynı şey.

Evlilik defterini kapattım, boyumun ölçüsünü aldım

Çok istiyorum ama aşk yok. Zamanım da yok. Tiyatrocu birine katlanacak kadını bulmak hele ki çocuklu bir adamla beraber olmayı kabul edecek kadın bulmak zor. İlk aşkım kızım çünkü. Evlilik benim için kapanmış bir defterdir. Boyumun ölçüsünü aldım evlilikte.

20 yıllık tiyatrocuyum, Kültür Bakanı’yla hiç görüşemedim

* Tiyatro sahibi olmak çok büyük bir cesaret gerektiriyor değil mi?

Deli olmayı gerektiriyor. Koskoca gazetelerin başyazarları tiyatro izlemiyorlar, popüler bir tiyatro değilse. Ben 20 yıldır tiyatro yapıyorum. Bu ülkenin önemli gazete yazarlarını, siyasilerini ne gala da ne özel temsilde görmedim, gelmezler. Bir tek Süleyman Demirel geldi. Meclis’teki kültürel kalitenin ne olduğunu tespit edersek, ülkenin kültürel kalitesini tesbit etmek çok kolay.

* Pek çok ünlü emlak zengini. Siz de tiyatro açacağınıza gidip ev alsaydınız ya.

Ama bu bir misyon. 5 yıllık bir tiyatroyuz ama bu tiyatrodaki kimsenin gönüllülük dışında maddi katkısı yok. Devletin de desteği yok. Bu tiyatronun maliyeti 300 bin TL. civarında ve Kültür Bakanlığı’nın tek bir kuruş katkısı yok. Kültür Bakanı’yla da hiç görüşmedim, görmedim. Zaten kendisine bir tiyatro oyunu izlerken de rastlamadım. Sokakta görsem de tanımam. 20 yıldır profesyonel olarak tiyatro yapıyorum ve 20 yıldır gördüğüm en kötü kültürel yönetimi yaşıyor bakanlık bence. Şu anda 30 liralık biletin 17 lira 90 kuruşu vergi. Koltuk başına tiyatroya kalan ücret 1 lira bile değil. Cebimden destekliyorum mecburen, başka türlü dönmez.

* Yeni oyunlar var mı?

Şubatın ilk haftasında Ahu Türkpençe’yle After The End (Sondan Sonra) adlı bir gerilim tiyatrosu oynayacağız. Mart ayında ise tek kişilik politik bir oyunum başlıyor.

Tepki de geldi ama kendimi zorlamayı seviyorum

* Kadını oynamak için başta tereddüt ettiniz mi?

Bende inandırmakla ilgili bir kaygı oluyor yoksa o kılığa girmekle ilgili olmaz. Bu soru hep sorulur ya: “Bir kadını oynar mısın, gay oynar mısın?” diye. Valla kendimden şüphem olmadığı sürece oynarım. Oyuncu da oynar zaten; maymunu da köpeği de oynarım. Canlı cansız her şeyi becerim yettiği sürece oynarım. Ama inandırabileceğim noktada tabii.

* Oyuncu her şeyi oynamalı evet, ama bir çok ismi şu sizin rolünüzü oynarken düşünemiyoruz?

Türkiye tek rollerin ülkesi çünkü. Bir adam bir rolle meşhur oluyor. Bakın ben Erkan Ağa olarak meşhur oldum. Erkan Ağa olarak devam etmek isteseydim televizyondan tek rolle şu anda kazandığım paranın 5-6 katını kazanmış olurdum. Çünkü bu ülkedeki aktörlerin yüzde 98’i Yeşilçam’dan beri hep aynı rolü oynadılar; aynı şekilde ağlayan, aynı şekilde oturan, aynı şekilde üzülen, hiç sosyal farklılıklar falan görmedik. Bizim ülkemizde futbolu da, oyunculuğu da herkes bilir. Tutturduysa oradan gider. Niye kadın oynuyorsun ki diye tepkiler de geldi bana. Ama oyunculuğun öbür türlü bir keyfi yok, o zaman aynı şeyi yapa yapa mahalle esnafına dönüyorsunuz. Beni zorlayacak rolleri seviyorum çünkü.

Gerçek kimliğimle ilgili bir şüpheniz varsa özel hayatımda görüşelimim sadece dış görüntümle ilgilenmesinler, o görüntüyle hangi hikâyeyi anlatmaya çalıştığımla ilgilensinler. Ben beğendiğim hikâyeleri anlatıyorum, o hikâyeyi köpek anlatıyorsa köpek olurum eşcinsel anlatıyorsa eşcinsel olurum, kadın anlatıyorsa da kadın olurum. Ben kadın oynadım diye, erkekliğimle ilgili herhangi bir komplekse mi gireyim? Hiç öyle bir kaygım yok. Ben oyuncuyum kardeşim, her şeyi oynarım. Gerçek kimliğimle ilgili bir şüpheniz varsa özel hayatı

.........................................................................26.12.2009

(Kaynak: bizimkahve.gazetevatan.com)


***


Oyun'un notu: Yukarıdaki metnin bazı yerlerini biz kırmızılaştırdık!