15 Kasım 2009 Pazar

"Kazmacıbaşı" Orhan Alkaya ve İŞTİSAN, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nu alkışla mı yıktı, buldozerle mi yıktı?

Feridun Çetinkaya'nın çektiği fotoğrafı büyük görmek için lütfen üstüne tıklayınız!


Coşkun Büktel
8 Kasım 2009


HELÂL OLSUN KADİR TOPBAŞ'A(!)...

Muhsin Ertuğrul tiyatrosunu buldozerle yıkan "Kazmacıbaşı" Orhan Alkaya ve Alkaya'nın destekçisi İŞTİSAN, genel sanat yönetmenliği kendilerine "nâzil" olmadan çok kısa süre önce, kimselerin kolay kolay unutamayacağı şu harika sloganla Muhsin Ertuğrul tiyatrosunun yıkımına karşı imza kampanyası başlatmışlardı: "Tiyatrolar yalnızca alkıştan yıkılsın!"

İŞTİSAN, "Tiyatrolar yalnızca alkıştan yıkılsın!" başlığıyla bir bildiri yayınlamış, İŞTİSAN yönetim kurulu üyesi Orhan Alkaya ise, Birgün gazetesindeki köşesinde "Tiyatrolar sadece alkıştan yıkılsın!" başlığıyla bir yazı yazmışlardı. Belgesi mi? İşte belgelerin linkleri:

Orhan Alkaya: "Tiyatrolar Sadece Alkıştan Yıkılsın!"

İŞTİSAN bildirisi: "Tiyatrolar Yalnızca Alkıştan Yıkılsın!"

Kampanyanın başlatıldığı günün akşamı, ben ve Hilmi Bulunmaz da Muhsin Ertuğrul'un önündeki toplantıya gitmiş ve tiyatrolar yalnızca alkıştan yıkılsın diye kampanya defterini imzalayarak kampanyayı desteklemiştik. Ama sonra ne oldu?

İstanbul belediye başkanı Kadir Topbaş, "Tiyatrolar Yalnızca Alkıştan Yıkılsın!" sloganını ortaya atan İŞTİSAN'ın yönetim kurulu üyesi Orhan Alkaya'yı "Kazmacıbaşı" olarak genel sanat yönetmenliğine getirdi ve Muhsin Ertuğrul Tiyatrosunu İŞTİSAN destekli Orhan Alkaya'ya yıktırdı.

Topbaş, kocaman ve gösterişli bir maketin etrafına topladığı Orhan Alkaya, Kenan Işık, Mustafa Demirkanlı, Üstün Akmen gibi insanlara yeni Muhsin Ertuğrul'u 29 Ekim 2009'da açacaklarını, Şişhane'deki THY binasını ise "çok önemli ve ideal boyutta bir sahne" haline getireceklerini söylemişti. Onlar da buna inanmış, örneğin Üstün Akmen, Kadir Topbaş'ın kendisini "ikna ettiğini" söylemişti. Oysa Topbaş THY binasını tiyatro yapacağını söylerken bile, THY binası bizzat "Topbaş'ın katkılarıyla" ve aylar önce, nikah salonuna dönüşmüş durumdaydı. (Belgeler için, şu yazımızın 2. dipnotuna bakınız: "İŞTİSAN Bildirisine Katkı")

Helal olsun, Topbaş'a(!)... Sayın Topbaş, Muhsin Ertuğrul'u "Tiyatrolar Yalnızca Alkıştan Yıkılsın!" diyenlerin bizzat kendilerine yıktırarak, tiyatrocularımızın ne denli özsüz, ilkesiz ve omurgasız olduklarını ve Türk tiyatrosunun asıl sorununun (Büktel tarafından taa Mart 1992'deki ilk Evrensel Kültür yazısında saptandığı üzere) "insan malzemesi ve bu anlamda malzeme kalitesizliği" olduğunu, iki kere iki dört gibi, somut biçimde kanıtladı. (Bakınız: Büktel, "Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları", sayfa 33.)

Peki Topbaş'a duyduğu güvenle Muhsin Ertuğrul yıkımına imza atmış ve görevden alındığı günkü veda mesajında bile hâlâ yeni Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin 2009'un Ekim ayı içinde açılacağını söylemiş olan Orhan Alkaya, şu an utanmasına uygun bir "utanma eşiği"ne ya da samimiyet denen erdeme sahip mi acaba? Olur mu canım? Utanma yeteneği ve samimiyet gibi rantabl olmaktan uzak ve demode nitelikler, ancak gerçek şair ruhuna sahip "enayilerde" olur, şiiri kelime yapbozundan ibaret sanan şairimsi esnafta değil...

Feridun Çetinkaya, bu işin en başından beri, Muhsin Ertuğrul'u yıkanların peşini bırakmayan ve yıkıcıları demokrasi kriterleriyle sınayarak onlardan sürekli hesap soran bir arkadaşımız. Çetinkaya bu konuda bir sürü yazı yazdı. Çetinkaya bugün (8 Kasım 2009) yayınladığı son yazısında, "Yeni Muhsin Ertuğrul'u 29 Ekim 2009'da açacaklarını vadettikleri halde açmayan ve açamadıkları halde halka açıklama yapmak ya da halktan özür dilemek gibi inceliklere de gerek duymayan arsızlardan" hesap soruyor ve daha önce sorduğu hesapların tümüne tek tek link veriyor! Çetinkaya'nın son yazısını okumak için lütfen...

TIKLAYINIZ!