27 Kasım 2009 Cuma

Coşkun Büktel
27 Kasım 2009


FERİDUN ÇETİNKAYA'DAN TÜRK TİYATROSUNDA YAZILMIŞ "EN EĞLENCELİ" ELEŞTİRİ YAZISI:

Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin istifa etmelidir

Aşağıda Çetinkaya'nın yazısından bir "fırt" sunuyoruz. Sunduğumuz bölümde de göreceğiniz üzere, "Feci felsefeci" Bileyci Kurhan, Feridun'un yazılarından "kesinlikle" yararlanıyor; ama okurların da yararlanmasını istemediği için, Feridun'a cevap hakkı bile tanımayan "yalan makinası" Mustafa Demirkanlı'nın sansürüne karşı çıkmak yerine, tam tersine, arka çıkıyor.

"Feci felsefeci" Bileyci Kurhan'ı felsefeci sanıp da "bir felsefeci nasıl olur da sansürü destekleyebilir?" diye sakın şaşırmayın! Bileyci Kurhan, her şeyden önce bir tehditçidir ve tehdit, sansürün en tehlikeli biçimlerinden biridir. Bileyci Kurhan ayrıca linç kampanyacısıdır ve bütün linççiler sansürcüdür.

İşte Feridun'un yazısından sunduğumuz tadımlık:

(...) Kurhan'ın aynı konuyu ele aldığı ve Tiyatrom.com adlı internet sitesinde yayımladığı "Bir Takım Azizlikler Kimin?" başlıklı yazısında "birtakım" sözcüğünü sürekli olarak "bir takım" biçiminde ayrı yazdığına, "birtakım" sözcüğünü "bir kerecik bile doğru yazamadığına" dikkat çekmiştim. Kurhan'ın Genco Erkal tarafından kitap olarak da yayımlanan "Birtakım Azizlikler" adlı oyununun adını yazarken dahi bu sözcüğü "Bir takım" diye yazmakta ısrar ettiğinin altını çizmiştim. Ayrıca, yine Tiyatrom.com internet sitesinde yayımlanan "Saban-Özinel Polemiği ve Yine Irkçılık" başlıklı yazısının altına da 2009 yılında olmamıza rağmen 2010 diye tarih atan Kurhan'ı bu tür dikkatsizlikleri konusunda nazikçe uyarmıştım.

Her ne kadar Ömer Faruk Kurhan bana hâlâ "parazit" falan diye küfrediyor olursa olsun, hakkaniyet anlayışım ve fikri takip ilkem gereği, bu konuda bir güncelleme, bir düzeltme yapmak zorundayım: Ömer Faruk Kurhan, yine Tiyatro... Tiyatro... Dergisi internet sitesinde yayımlanan "Aziz Nesin’in Başına Gelen Azizlikler" başlıklı son yazısında, bu sefer "birtakım" sözcüğünü hiç sektirmeden, her defasında doğru yazmayı becermiş.

Bu da gösteriyor ki, Kurhan aslında çabuk öğrenebiliyor, aslında güzel konuşma ve yazmaya istidadı var. Bugüne kadar "birtakım" yazmayı bile öğrenememiş olması demek ki onun kabahati değilmiş. Demek ki isteyince oluyormuş. Belli ki Kurhan'a yıllarca eğitim ve öğrenim gördüğü Galatasaray Lisesi ile Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'ndeki hocaları yeterli gelmemiş. Ona benim gibi ömür boyu unutmayacağı dersler verecek bir hoca gerekiyormuş. Galatasaray Lisesi ile Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'ndeki hocalarının 10-12 senede öğretemediklerini, Kurhan benim bir yazımla hemen kavradı, hemen öğrendi. Hatta öğrendiklerini birkaç günde cümle içinde kullanmayı bile becerdi.

Eğlence konusu olanlar için değilse de, tüm gerçek "tiyatroseverler" için olağanüstü eğlenceli bu Feridun Çetinkaya yazısını (Özellikle, finaldeki "Kurhani" esprisi müthiş yaratıcı) orijinal sayfasında ve tümüyle okumak için, lütfen...

TIKLAYINIZ!

NOT: Çetinkaya/Kurhan polemiğinin cemaziyülevvelini öğrenmek için, lütfen TIKLAYINIZ!