8 Eylül 2009 Salı

Ayşe Nil Şamlıoğlu, işini "mevzuat hazretleri"ne bırakıp topu taca atıyor yada Şamlıoğlu'nun Kazmacıbaşı'dan farksız olduğu ortaya çıkıyor!*

OYUN'un notu: Zaman gazetesinden aktardığımız aşağıdaki röportajın bazı yerlerini biz kırmızılaştırdık!


'Her şey hazır, mevzuat hazretlerini bekliyoruz'


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın yeni genel sanat yönetmeni Ayşe Nil Şamlıoğlu, yeni sezonda birçok projeyi hayata geçir-meyi hedefliyor. Kukla ve gölge tiyatrosu, dans tiyatrosu ve tiyatro araştırma laboratuvarını bir an önce faaliyete geçirmeyi düşü-nen Şamlıoğlu, önlerindeki tek engelin mevzuat olduğunu, ancak kısa süre içinde tüm sorunların çözüleceğine inandığını söylüyor.

Geçtiğimiz mayıs ayında Orhan Alkaya'nın yerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği koltuğuna oturan Ayşe Nil Şamlıoğlu, yeni tiyatro sezonunun başlamasına sayılı günler kala yoğun bir koşuşturmaca yaşıyor. Bu sezon önemli icraatları hayata geçirmeyi planlayan Şamlıoğlu'nun tek sıkıntısı kendi deyimi ile 'mevzuat hazretleri'. Kukla ve gölge tiyatrosu, dans tiyatrosu ve Tiyatro Araştırma Laboratuvarı'nı yeni sezonda işler hale getirmek için uğraşan Şamlıoğlu, her şeyin hazır olduğunu ve mevzuatla ilgili sorunları aşmaya çalıştıklarını söylüyor. Geçtiğimiz dönemlerde yaşanan tartışmalara değinen Şamlıoğlu, kendisi için ölçünün 'sanatsal yetkinlik' olduğunu ifade ediyor. Bu sezon kendisi de bir oyun yönetmeyi düşünen Şamlıoğlu ile yeni dönemi ve projelerini konuştuk.

Bu yılki repertuvarda yerli ve yabancı oyunların oranı ne? Önümüzde bir 2010 süreci var, şehir tiyatroları bu süreçte neler yapacak?

Repertuvarımızda yerli oyunlar bir hayli ağırlıklı. Göreve geldiğimde 2010 konusunda bir hazırlık yapılmadığını gördüm. Büyük bir proje hazırlamak için geç kalınmıştı ama yine de 2010 yılının Ocak ayından itibaren bütün sahneler İstanbul oyunları ile perdelerini açacak. Sokaklar dahil olmak üzere birçok mekanı harekete geçireceğiz. Bu sayede çok sayıda yerli yazım gündeme gelecek. Bunların içinde eski yazımlar da olacak, yeni yazımlar da.

Önceki dönemlerde birçok tartışma yaşandı. Yeni repertuvarı belirlerken bu tartışmalar sizi engelledi mi?

Hayır, bu kendi kendini sansürlemek olur. Bir oyunu seçerken bir ilke vardır; sanatsal yetkinliğinin olup olmadığı. Sanatsal yetkinliğini net olarak okuduğum her türlü metne ve çalışma biçimine açığım. Varsın tartışılsın, sanat zaten tartışmaya açık olandır.

Göreve geldiğiniz günlerde kukla ve gölge tiyatrosu kuracağınızı söylemiştiniz. Bu konuda bir gelişme var mı?

Mevzuat hazretleri izin verirse kurulacak. Bir şey yapmak istediğimde 'vay sen bunu nasıl yaparsın' diyen yok. Ama gelin görün ki tüm bu işler için eleman gerekiyor ve bu da mevzuatla yürüyor. Kukla ve gölge tiyatrosu kuruyorum, dediğin zaman gönlünü ve ruhunu bu alana veren sanatçıları bir araya getirmek gerekiyor. Dans tiyatrosu denildiğinde durum daha kritik. Orada koreograf yöneticilerinin yanında dansçı alınması gerekiyor. Atacağımız adımlar mevzuattan alacağımız cevaplara bağlı.

Diyelim ki mevzuat izin verdi, sizin hazırlığınız var mı?

Evet, var. Örneğin dans tiyatrosu İhsan Oktay Anar'ın Amat'ından uyarlanan bir gösteri ile ilk eserini verecek. Şu anda bir metin oluşturulmaya çalışılıyor. Eğer eleman alımı gerçekleşirse böyle büyük bir eseri sahneye koyduktan sonra ekibi küçük projelere bölüp; çağdaş dans tiyatrosunun farklı eserlerini verebiliriz. Neden dışarıdan koreograflar gelip bizim sanatçılarımızla birlikte eser vermesinler?

Muhsin Ertuğrul Sahnesi daha önce belirtilen tarihte açılabilecek mi?

Çok büyük bir aksilik çıkmazsa 29 Ekim'de açılacak. Sahnenin kullanım alanları oldukça genişledi. Çağdaş bir bina olacak. Ama ben yine de bir sanatçı, bir mimar ve bir İstanbullu olarak, eskiyi yıkıp yerine yenisini yapmak gibi bir alışkanlığı hoş karşılamıyorum. Diğer mekanlarla ilgili de örneğin Kağıthane Sahnesi'nin çok büyük bir fuaye alanı var. Burası boş kalmamalı, burada bir yazım atölyesi planlıyoruz ve orayı yaşayan bir fuaye haline getireceğiz. Diğer fuayelerimizde de böyle etkinlikler planlıyoruz. Ayrıca konservatuvarlarla ilişkiye girip fuayelerde müzik dinletileri yapmayı da düşünüyoruz. Diğer yandan bir yalı kiralayıp içinde oyunlar oynamayı düşünüyoruz. Bir yandan tiyatro oynansın diğer yandan seyirciler gezsin, oyunculara dokunabilecek kadar yakın olsunlar.

Tiyatro Araştırma Laboratuvarı, yani TAL ne zaman açılacak? Buranın işleyişi ile ilgili aklınızda neler var?

TAL konusunda çalışmalar devam ediyor ve pek bir mevzuat sorunu yok. TAL'ın sağlıklı olarak hayata geçebilmesi için Muhsin Ertuğrul'un bitmesini bekliyoruz. Çünkü buradaki büyük stüdyolardan birisi TAL olacak. TAL'ın kendi bünyesinde vereceği ürünlerin haricinde; Ayla Algan, Şahika Tekkan stüdyoları, geleneksel Türk tiyatrosu atölyesi gibi yerler olacak. Oyuncular burada ders görecek, bir nevi yüksek lisans alanımız olacak.

Aynı zamanda ülkemizin önemli tiyatro yönetmenlerinden birisisiniz. Bu sezon bir oyun yönetecek misiniz?

Evet yöneteceğim. Oyun şu anda dramaturglar tarafından yazılıyor. Büyük ihtimalle ikinci dönemde seyirci ile buluşacak. Adı Şehirler Kraliçesi olacak. Mitolojik dönemden alarak, işgal altındaki İstanbul'a kadar bu şehri anlatacağız. Ama beni tarih ilgilendirmiyor. Masallar ve efsanelerle ilgileniyorum. Büyüklere bir İstanbul masalı anlatmak istiyorum. ZAMAN
ALİ PEKTAŞ İSTANBUL
08 Eylül 2009, Salı

***

* Başlık bize ait. / OYUN