30 Ağustos 2009 Pazar

St.Gallen kenti, bir kültür akşamına konuk oldu!








Midi Mermer
30 Ağustos 2009
.
.
Merhaba Hilmi

Senin Türkiye'ye dönüşünden sonraki ilk yazımda, sana, burada dün akşam eşim Heidi ile yaşadıklarımızı iletmek istiyorum.

Sen buraya gelmeden bir hafta önce, sana anlatmıştım; St. Gallen şenliği olduğunu. Cuma günü akşamından başlayarak, pazar sabahına kadar sürmüştü bu şölen. Bütün yaz boyunca kötü olan hava yüzümüze gülmüştü bu kez. Adını sayamayacağım değişik ülkelerin yemek büfeleri, şehir merkezinin hemen her sokağına kurulan ve insanlari sürekli olarak oynamaya davet eden müzik sahneleri, müşterilerini sokaklarda ağırlayan restaurantlar, unutulmayacak bir yaz şölenine tanık olmamizi sağlamıştı.

***
.
Bu hafta sonu da "das fest- festival" başlığı altında St. Gallen Konser ve Tiyatrosu aktivitelerini ücretsiz olarak halkın hizmetine sunuyorlardı. Önce, seninle birlikte kahve içtiğimiz Concerto Kahvesi'nin önünde klasik openair konseri verildi; St. Gallen Senfoni Orkestrası tarafindan, yaklasık iki saat boyunca. Tahmin edebileceğin gibi, kahvenin önü tamamen sahne haline dönüştürülmüş, ön taraftaki tüm park ise seyirci tribünü olarak hazırlanmıştı. Yanılmıyorsam 2 binin üzerinde seyirci vardı. Sana çekebildiğim fotoğrafları göndereceğim ayrıca. Bu konserden sonra, Şehir Tiyatrosu'nun içinde solo bir piyano konseri verildi. Arkasından politik kabare diye tek kişilik bir oyun sunuldu. Tek bir sanatçı tarafindan, sana sözünü ettiğim yedi kişilik bakanlar kurulu ("Cumhurbaşkanı" dahil), tek tek sahneye taşındı ve tek boş koltuğun olmadığı tiyatroda bol bol güldü insanlar.

Klasik konserin ardından, Concerto'nun önünde, bu kez caz konseri sunulurken, tiyatro içinde de çeşitli etkinlikler, tiyatro denemeleri, kulislerin halka açılışı, tek kişilik oyunlar, sanat üzerine konuşmalar, tiyatroda kullanılan tüm gereçlerin insanlar tarafindan denenmesi ve buna benzer daha birçok etkinlik, insanları yaşadıkları dünyadan, birkaç saatliğine de olsa, alıp başka diyarlara götürdü.

Ben ve eşim Heidi, gece yarısı eve gelirken, bir yandan güzel bir akşam huzurunun bilincine varmanın tadını çıkarırken, bir yandan da senden sözettik:
.
"Ne güzel olurdu; Hilmi de burada olup, bu güzel akşamı bizimle birlikte yaşasaydı!"

Gerçi, seninle yaptığımız gezi için hazırladığımız programın tamamını yaşama geçiremedik. Belki de böyle olması daha iyi. Eğer gezi programını tam olarak gerçekleştirmiş olsaydık, belki bir daha İsviçre'ye gelmeye gerek duymayabilirdin, diye düşünüyorum. Heidi de az önce "Midi, en geç önümüzdeki ilkbahar da Hilmi ve ailesini ziyaret etmemiz gerek" diye sesleniyordu mutfaktan. Bakalım, gelecek ilkbahara kadar, neler çıkar önümüze?

Görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kal.

Midi