28 Temmuz 2009 Salı

LİNÇÇİ MİTOS BOYUT BOYKOT'una Büktel katkısı!

Hilmi Bulunmaz, Mitos Boyut yayınlarına karşı boykot başlattı.


SATIN ALMA!

SAKIN ALMA!


Bu sabah kalkıp Hilmi'nin geceyarısı koyduğu boykot haberini okuyunca, haber önce hoşuma gitti. Ama biraz düşününce bu boykotun bizzat Mitos Boyut'a yarayabileceğini düşündüm. Çok fazla düşmanımız vardı ve acaba Mitos Boyut reklamı yaparak düşmanlarımızı Mitos Boyut müşterisi olmaya kışkırtmış olmuyor muyduk? Ayrıca, habere Metin Balay'ın kitabını koyarak, Metin Balay'ın "Düzmece Müzikal" kitabını okumayın, demek mantıklı mıydı? Metin Balay linç imzacısı değildi. Onu niçin protesto ediyorduk? Linç imzacısı Mitos Boyut'ta kitap yayınlattığı için... Bu bana haklı ve mantıklı görünmüyordu.

Bu kaygılarımı Hilmi'ye aktardığımda, Hilmi, bize karşı olanlar kitap okumadıkları için, Mitos Boyut müşterisi olmazlar, dedi. Bu cevap bana pek mantıksız görünmedi. Gerçekten de, lince imza veren insanların şu ya da bu biçimde mecbur olmadıkları sürece, bir oyun metnini okumaya kalkacaklarını hele de oyun okumak için ceplerinden para harcayacaklarını düşünmek zordu.

Bir oyun metni okumak uğruna öğle ya da akşam yemeğinden vazgeçip parasını o metnin kitabını satın almaya ayıracak ve bunu yapmayı hayatı boyunca süren bir alışkanlık haline getirecek bizim gibi "enayiler", asla linççi olamazlardı. Linççilerin içindeki ahlaksızlar ve iftiracı sapıklar arasında bol miktarda ahmaklar vardı ama bizim gibi "enayiler" bulunamazdı. Bizim gibi "enayilerin", daha çok bizim okurlarımız arasında bulunacağını düşünmek mantıklıydı.

Peki ama bir oyun metnine yayınevi bulmanın imkânsıza yakın zorluğu ortadayken, oyunlarını Mitos Boyut'ta yayınlamış ya da yayınlayacak (linç imzacısı da olmayan) yazarları satın almayın demek ne kadar mantıklıydı? Bazı insanlar iftirayla (örgütlü vandalizmle) savaşma gücünü kendilerinde bulamayabilirdi. Onların iftiraya (vandalizme) katılmamış (imza vermemiş) olması yeterli değil miydi? Biz, Hilmi'yle benim olanaklarımıza (kültürel, psikolojik ya da ekonomik gücümüze) sahip olmayan insanları bizim gibi (ya da bizim kadar ilkeli) davranmadıkları için satın alınmamalarını önererek cezalandırma hakkına sahip miydik? Örneğin, Metin Balay'ın satın alınmamasını niçin istiyordu, Hilmi Bulunmaz?

Hilmi, bu konuda bana bir şeyler söyledi ama ben pek ikna olmadım. Onun bu konudaki düşüncelerini en iyisi ben burada aklımda kaldığı kadarıyla anlatmayayım da, en sağlıklı açıklamayı kendi kalemiyle kendisi yapsın ve bu metnin altına daha sonra dipnot olarak ekleyelim.

Hilmi'nin boykot haberini okumak için, lütfen...

TIKLAYINIZ!