Herkes, ihtiyaç duyduğu işe yönelir!
Karanlık işçileri linç kampanyası başlatırken...
Erbil şiir yazıyor...
Okuyunuz, okutunuz!
Erbil Göktaş'ın
"İnsanolmayışlardan Soyunurken"
kitabından bir şiir:
ÖMRÜMÜZÜN TİYATRO PERDESİ
Hiçbir şey geri gelmez diyorsun
Ya bu şiir neyin nesi
Sahnede oynadığımız oyun
Çocukluğumuzun sesi
Gençliğimizin öfkesi
Yaşlılığımızın nefesi
Görüyorsun ya nasıl da
Yeniden yaşatıyor herkesi
Yeniden yeniden yeniden
Öperken ben seni
Ferhat’ın özlemi
Mecnun’un susamışlığı
Romeo’nun zehriyle
Kapanıyor oyunun birinci perdesi
Aydede gülümserken yediverenlerin arasından
Babamın ışıkları söndüren sert sesi
Şaşırtıyor hepimizi
Çünkü rolü yoktu bu sahnede
Demek ki onu da oyuna sokmuş
Göklerdeki en büyük oyun yazarı
Metnin dışına çıkmak isterken
Doğaçlama yapıp uyanık kalmak isterken
Mecburen kapatıyoruz göz kapaklarımızı
Tiyatronun perdeleri nasıl kapanırsa
İçimizden dua ediyoruz
Perdeci rolünü unutsun diye
Bilmiyoruz ki perdeci işine aşkla bağlı
Perdeci görevine tutkun
Bir güzel uykuya dalarken seninle
Annem sıcacık elleriyle örterken üstümüzü
Sızarken gözlerimizin arasından büyüme isteği
Büyüyeceğimizi bilmiyoruz
Güneş ilk ışıklarıyla yakarken tenimizi
Birden duyuluyor gecenin en çocuk yerinde
Tiyatrodaki çığırtkanın çıngıraklı sesi
“Kırk yıl sonra” diyor
“Amatör tiyatromuzun ikinci perdesi”
Birden anlıyoruz ki
Örtmezse o zamana kadar bizi kefen bezi
Geriye kalanlarla oynayacağız piyesimizi
Belki güldürecek
Belki ağlatacağız
Hayat denilen seyircimizi