14 Temmuz 2009 Salı

Kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için İdil Biret ile Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür, Ortaylı'nın odasında barıştılar

Alperen Ocakları başkanı ile İdil Biret'in buluşmasının perde arkası


Geçen cumartesi gecesi Topkapı Sarayı önünde başlayan protesto gerginliği, yine sarayda gerçekleşen buluşma ile sonbuldu. Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür, ünlü piyanist İdil Biret'e bir demet çiçek takdim etti. Bazı çevrelerce abartılarak 'az daha Madımak gibi olacaktı' şeklinde yorumlanan olay böylece tatlıya bağlanmış oldu.

Ünlü piyanist İdil Biret ile Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür, Topkapı Sarayı'nda buluştu. Gürgür, elinde bir demet çiçekle geldi. Sarayda Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın odasında Biret'e çiçeği takdim etti. Yaşanan üzücü olaylardan dolayı sanatçıdan özür diledi. Böylelikle cumartesi akşamı Biret'in Topkapı Sarayı'nda verdiği konser öncesinde yaşanan gerginlik son buldu. Hatırlatmak gerekirse, etkinlik öncesinde Alperen Ocakları'ndan bir grup, sarayda içkili konser verilmesini protesto etmişti. Bu olay kamuoyunda geniş yankı buldu. Eylem, ardı ardına yapılan açıklamalarla kınandı.

Peki bu buluşma nasıl gerçekleşti? Pazartesi günkü yazı işleri toplantısında Alperen Ocakları'na mensup bir grup gencin eylemini uzun uzun tartıştık. Bu tür eylemlerin kimseye bir yarar sağlamadığı konusunda hepimiz hemfikirdik. Hem eyleme hem de eylemin içeriğine ve ritüellerine karşı çıktık. Tek tesellimiz, olay büyümeden grubun dağılmasıydı. Eylemin ertesi günü yani pazar günü haber televizyonlarının olayı manipüle eden, aşırı yorumlarla insanları tahrik eden, inciten yayınları ise üzücüydü. Bu grubun eylemini rejim meselesine dönüştürenler, 'laiklik elden gidiyor' diyenler, hatta 'az kaldı Sivas gibi olacaktı, canımızı zor kurtardık' şeklinde yorumlar ürkütücüydü.

Toplantıdan sonra Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür'e ulaştık. O da eylemden büyük üzüntü duymuştu. Alperen Ocakları'nın illegal bir örgüt gibi yansıtılmasına epey içerlemişti. Eylemi hiçbir zaman tasvip etmediğini söyledi; televizyonların ve gazetelerin yayınlarının bir linç mantığıyla ele alınmasından yakındı. Ben de bunun üzerine "İdil Biret'i ziyaret edip özür dilemeyi düşünür müsünüz?" diye sordum. "Neden olmasın." dedi. Sıra İdil Biret'i ikna etmeye gelmişti. Gazeteci büyüğümüz Hürriyet Gazetesi yazarı Doğan Hızlan'ı arayıp, İdil Biret için devreye girmesini rica ettim. Hızlan, bundan sonra böyle üzücü hadiselerin olmaması için bunu seve seve yapacağını söyledi. 10 dakika sonra da geri aradı ve, "İdil Hanım da kabul etti. Yarın saat 17.00'de bekliyor." dedi.

Bu olayın şimdilik yazılmaması konusunda ikimiz de anlaşmıştık. Ancak olayı daha sonra Ertuğrul Özkök duymuş. Doğan Bey'e yazmasını rica etmiş. Ben bu buluşmanın selameti ve topluma vereceği mesaj açısından yazılmasından yana değildim; ancak Özkök'ün biraz habercilik refleksi, biraz da 'Tansiyonun düşürülmesi açısından daha hayırlı olur' mülahazaları neticesinde haberi hem Hızlan hem de ben yazdık. Dün Hürriyet'te ve Zaman'da bu ziyaretin haberi çıktı. Sabahtan itibaren haberciler, İdil Biret'in İstanbul'daki evinin önünde nöbet tutmaya başlayınca, son anda buluşma yerinin Topkapı Sarayı olmasına karar verdik.

Gürgür, İdil Biret'ten özür diledi

Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür, Topkapı Sarayı'nda görüştüğü ünlü piyanist İdil Biret'e çiçek sunarak, 3 gün önceki konser sırasında yaşanan olaylarla ilgili özür diledi. Gürgür, Biret'e ayrıca merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatının anlatıldığı bir kitabı da hediye etti. İdil Biret de Gürgür ve beraberindekilere, kendi hayatının anlatıldığı "Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanisti: İdil Biret" adlı kitabı ile bir CD'sini verdi. Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın odasında gerçekleşen buluşmaya İdil Biret, eşi Şefik Büyükerşen ile birlikte geldi. Sıcak bir atmosferde geçen buluşmada Gürgür, Büyükerşen'e protesto sonrası yaptığı "İkinci bir Madımak olacaktı" benzetmesi karşısında üzüldüğünü söyledi. Şefik Büyükerşen ise, "O protestoyu görünce terörize oldum, ne söylediğimi bilemedim, söylediklerimi geri alıyorum." dedi. ZAMAN
ABDULLAH KILIÇ