SANATÇI MUSTAFA ALABORA'DAN MEDYANIN İKİ MUSTAFA'SINA İTİRAZ
Geçen Perşembe günü Balçiçek Pamir'in "Söz Sende" programına konuk olan sanatçı Mustafa Alabora, hem programdaki bir sözünü "cımbızlayarak" kaynak göstermeden haberleştiren Star gazetesine hem de bu habere dayanarak kendisine yönelik "haksız yargı"da bulunan Vatan yazarı Mustafa Mutlu'ya itiraz ediyor...
Mustafa Alabora'nın konuya ilişkin açıklaması:
"Değerli basın mensubu,
7 Haziran 2009, Pazar günü Vatan Gazetesi köşe yazarlarından Sayın Mustafa Mutlu’nun "Başbakan Erdoğan da senin düşüncelerin için hayatını verir mi Mustafa Abi?" başlıklı şahsıma yönelik yazısına istinaden kendimi kısa bir açıklama yapmaya zorunlu hissettim.
Sayın Mustafa Mutlu’nun fikirlerime katılmasını asla beklemeyecek kadar fikir özgürlüğü yanlısı olduğum bilinmelidir. Ancak kendisinin büyük yanılgısı Star Gazetesi’nde okuduğu haberin tarafımca verilmiş özel bir röportaj veya beyanat olduğunu sanmasıdır. Öncelikle Star Gazetesi ile bir görüşmemin asla olmadığı konusunun altını çizmek isterim. Star Gazetesi, 4 Haziran 2009, Perşembe günü saat 17:00’de Haber Türk TV Kanalı’nda konuk olduğum Sayın Balçiçek Pamir’in “Söz Sende” adlı programındaki konuşmamdan "cımbızlayarak", sanki kendilerine bir beyanat vermişim gibi, kendi kalemlerine uygun olarak, sözü geçen haberi yazmıştır. Bu haber, benim haksız ve yargısız infaza uğramama neden olmuştur.
Sizlerle aşağıda, programın sadece o bölümünün deşifresini paylaşmak istiyorum;
"Balçiçek Pamir: Siz, aydınlara kızıyorsunuz
Mustafa Alabora: Kızıyorum, iki yüzlülük yapıyorlar. Ben ne zaman ayrışmaya başladım dostlarımdan biliyor musunuz? Tayyip Erdoğan bir şiir okuduğu için hapse girdi. Şimdi, sen bir şiir okuduğun için hapse girersen kötü ama, senin karşındaki başka düşüncede bir adam bir şiir okursa hapse girerse iyi… İşte orda ayrışmaya başladım arkadaşlarımla çünkü bu iki yüzlülüktür.
B.P.: Yani bir anlamda sizi AKP’li olmakla mı suçladılar? Yani böyle mahalle baskıları da var ya; sen fazla demokratsın… Öyle oluyor ya.
M.A.: Ama ben adamı savundum arkadaşlarıma karşı. O şiire hiç katılmadığım halde… Ama o bir düşünce… Voltaire’in bir sözü vardır; “EVET, SENİN FİKRİNE YÜZDE YÜZ KARŞIYIM AMA, SENİN FİKRİNİ SAVUNMAK İÇİN HAYATIMI VERİRİM…” Yani ben de o sırada Tayyip Erdoğan’ı savunmak için hayatımı veririm! Çünkü adam bir şey söylemiş… Silahı eline almamış ya da bomba atmamış; fikir söylemiş…"
Programdaki sözlerimin birebir deşifresi bu şekildedir. Ben, demokrasinin en güzel Voltaire’in bu sözleriyle anlatıldığını düşünüyorum. Dünyada demokrasiye inanan herkesin karşı fikirlere hoşgörü ile bakması gerekir. Fikirlerinden dolayı bir adam içeri atılıyorsa gerçek bir demokrat bunun karşısında durmalıdır. Gerçek bir demokrasi savunucusuysam şiir okuduğu için hapse atılan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı da savunurum. Burada Sayın Recep Tayyip Erdoğan önemli değil, insan önemli. Bu örnekle demokrasiyi anlatıyorum. Programın devamında ise “Demokrasi; bir Ermeni Kürt’ün, bir Kürt Yahudi’nin, bir Yahudi Rum’un, bir travesti homoseksüelin haklarını savunursa GERÇEK DEMOKRASİ OLUR…“ şeklindeki sözlerimle fikirlerimi pekiştiriyorum.
Şahsımı demokratik söylemlerim nedeniyle AKP’li olarak nitelendirmek büyük bir haksızlıktır. Benim gibi hayatını Marksist düşünceyle yaşamaya çalışan bir adam için büyük bir haksızlık…"
(Kaynak: MEDYATAVA)
***
OYUN'un notu: Ayrıca bakınız; Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!