yayımlamanız talebiyle...
Ömer F. Kurhan
4 Mart 2009
Sayın Bulunmaz,
Farkında mısınız bilmiyorum, OYUN sitesinde görsel olarak vurguladığınız "Leninizm" ya da bir video söyleşinizde andığınız "anarko-komünizm" adına, ne yazık ki tartışmaya değer akılcı argümanlar oluşturmayı kategorik olarak reddeden bir yayıncılık anlayışına gömüldükçe gömülmektesiniz. İlgiyle takip ettiğim işitsel-görsel yayınlarınıza henüz sirayet etmemiş görünen bu anlayış, OYUN sitesinin yazılı sunumunu tamamen belirler hale gelmiş durumda.
OYUN teknik altyapı ve kadrolaşma açısından hâlâ deneme ve başlangıç aşamasında görünürken, haber-yorum(suzluk) çizgisi katılaştıkça katılaşıyor. Dolayısıyla, örneğin TİYATROM'un kapanmasıyla meydana gelen boşluğun OYUN tarafından kendi tarzında doldurabileceği düşüncesi düzenli olarak yanlışlanıyor.
Büktel hayranlığınızın ve dram sanatı adına "Theope"yi kutsal kitap ilan edişlerinizin bu çizgiye yerleşmenizde belirleyici olduğunu fark etmek zor değil. Bu konuda düşünmenizi öneriyor ve belki yardımcı olabilir diyerek kısa bazı tespitlerde bulunmak istiyorum.
Tiyatro yayıncılığı alanında, sahte ve/veya sabun köpüğü misali kişiselci gündemler oluşturmak, temel hak ve özgürlükler alanında olup bitenleri iktidar kavgasına / ittifaklarına indirgemek ve tartışma etiğini hiçe saymak, tiyatronun içine çekildiği bataklığı daha da sulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Yani, tiyatro alanında yanlış duruş sergilemenin tek göstergesinin örneğin "kültür bakanlığı çanağı yalamak" olmadığını söylemek gerekiyor. Bu hizmetin bilinçli, bilinçiz ya da zihin bulanıklığı ile bedava verilmeyeceğinin hiç bir garantisi yoktur.
Haksız ve temelsiz bir şekilde kişi ve kurumları lekeleme çabası içinde, alternatif tiyatro kulvarını gözden düşürmeye çalışıyor ve bu şekilde etik sorgulamadan muaf bir politik kültürün gönüllüsü haline geliyorsunuz. Bunlar, kurulu düzen kültürünün sıradan ve eleştiri yoluyla aşılması gereken görünümleridir. Ertuğrul Timur'la haksız ve temelsiz bir şekilde uğraştığınız ve hiçbir yanıt oluşturamadığınız açıkça görüldü. Öyle ki "iti kurda kırdırma" yöntemlerine bel bağlayabiliyorsunuz.
Magazinel yaygaracılığın biraz üzerine gidildiğinde, sanal polemik kralllığınız anında çöküyor. Yanıt veremiyor, akıl yürütemiyor ve tutuluyorsunuz. Tanıtım spotlarının ardına saklanarak pusu atmayı teatral yiğitlik gibi göstermeye çalışıyorsunuz.
Tiyatro yayıncılığına katkısı belli bir tiyatro emekçisi ile değil de, canları sıkıldıkça a-kamusal ve mülkiyetçi tiyatro davası açan reklam metni ve dizi film yazarları ile dayanışma ihtiyacı hissetmeniz sizin tercihinizdir. Bu tespiti yaparken reklam metni ve dizi film yazarlığını kategorik olarak lanetlediğim sonucu çıkmasın. Fakat, alternatif tiyatro kulvarının farklı duruşlara ihtiyaç duyduğunu savunma hakkım da vardır sanıyorum.
Şahsen tanışmadığım Ertuğrul Timur'la yapıcı emeğe saygı temelinde kurmuş olduğum ilişkiyi magazin siyasetinizle kirletmeye çalışmanızı, reklam ve dizi film sektörünün özneleriyle kurmuş olduğunuz karşılıklı pohpohlama ilişkisinin doğal bir sonucu olarak kabul ediyorum. Böylece tarafınızı belirlemiş oluyorsunuz. Siz tanıtım spotlarıyla iş görmeye devam edebilirsiniz; kurulu düzen kültürü bu çabanıza yardımcı olmayı sürdürecektir. Biz de doğal olarak bu kültüre karşı çıkmaya ve insan denilen varlığın akıl dışılığa ve irili ufaklı karartma operasyonlarına mahkûm olmadığını göstermeye devam edeceğiz.
Son olarak:
Madem ki tarafların düşüncelerini çok yanlı olarak yayınlama iddianız var, en azından Ertuğrul Timur'un İATP-G ve şahsıma dönük eleştirilerini ve tabii benim eleştirilerimi de derli toplu ve bir arada yayımlayın ki, eleştiri kültürü ile magazin kültürü arasındaki ayrımın farkına varılabilsin. Bu içine gömüldüğünüz yayıncılık anlayışı gereği işinize gelmeyebilir, ama şahsen ben Sayın Timur'un eleştirilerinden epeyce yararlanmış ve oldukça yapıcı sonuçlar çıkarmayı başarmıştım. Okura da bu şansın verilmesinde fayda vardır düşüncesindeyim.
Bu arada, reklam ve dizi film kültürünün özneleri ile aranıza seçicilikten uzak bir mesafe koymanızı da önermek isterim. Bazen dostluk başka iş başka demek gerekmez mi? Faydası olacaksa ve talep ederseniz, yanılsamalara kapılarak Türk tiyatrosunun kutsal kitabı olarak ilan ettiğiniz "Theope" hakkında kısa bir çözümleme de yapabilirim. Bu şekilde, tek taraflı kalmaya devam eden "tartışmalarımızdan" teatral bir fayda sağlanması güzel olmaz mı? Tam da kamusal (halka dönük) ve seçkinciliğe itiraz eden yazarlık kursunuz devam ederken siz bana niçin "Theope"yi kutsal kitap ilan ettiğinizi açıklayın, ben de niçin öyle olmadığını açıklamaya çalışayım.
Saygılarımla,
Ömer F. Kurhan