Feridun Çetinkaya
22 Ocak 2009
AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın sanat danışmanlığı görevini yürüten Kenan Işık’ın mimarı olduğu siyasi bir müdahaleyle Genel Sanat Yönetmenliği’ne atanan Orhan Alkaya döneminde Şehir Tiyatroları kamuoyunun gündemine sürekli birtakım yönetim zaafiyetleri, şaibeler ve skandallarla geldi.
Bu süreçte, Topbaş-Işık-Alkaya üçlüsünün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na yönelik, Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun yıkılıp yok edilmesiyle ayyuka çıkan “ben yaptım oldu” dayatmalarını eleştiren, kamuoyunu Şehir Tiyatroları’nda olup bitenler ve bu kurumda yaşanan skandallar konusunda bilgilendiren sorumlu ve takdire şayan tiyatroculardan biri de Nedim Saban’dı.
Hatırlanacağı üzre, Nedim Saban, en son “Bugün Yeditepeli Aşk, Yarın...” başlıklı yazısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda yaşanan bir sansür skandalının gerçek nedenlerini ifşa ederek kamuoyunu aydınlatmıştı. “Alevilerin tepkisi bahane edilerek” sahnelenmesine ara verilen Yedi Tepeli Aşk adlı oyunun sansürlenmesine yol açan gerçek nedenleri, bu sansür sürecinde yaşananların iç yüzünü ve AKP’li Kadir Topbaş’ın sanat danışmanı Kenan Işık ve Orhan Alkaya’nın bu süreçteki rollerini kamuoyunun gerçek ve doğru biçimiyle öğrenmesini bir bakıma Sevgili Nedim Saban sağlamıştı.
21 Ocak 2009 günü, Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği tarafından yapılan “Aykut Işıklar Bilfiil Irkçılık Yapmaktadır” başlıklı açıklamadan öğrendim ki, AKP’ye yakınlığıyla bilinen Bugün gazetesinin köşe yazarlarından Aykut Işıklar, Nedim Saban’ın Şehir Tiyatroları’nda olup bitenlerle ilgilenmesinden büyük bir rahatsızlık duymuş ve adeta Belediye’nin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yöneticilerinin fedailiğini üstlenmeyi vazife bilip, konuyla uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmadığı halde, ırkçı bir söylemle, Nedim Saban’ın Musevi kökenli olmasının altını çizerek, güya Saban’ın Şehir Tiyatroları’nda olup bitenlerle yakından ilgilenmesini “eleştirmiş”, haksız bir biçimde onu ortalığı karıştırmakla, arkadaşlarını kışkırtmakla suçlamış.
Aykut Işıklar, 16 Ocak 2009 günü Bugün gazetesinde yayımlanan “Ankara’nın taşı toprağı silah olursa!..” başlıklı yazısında lafı öyle iğrenç bir noktaya getirmiş ki, kendisine insanım diyen herkesin esefle kınaması gereken şu kabul edilemez ifadeleri kullanmaktan çekinmemiş:
..........“Türk tiyatrosunun sorunları yok mu? Var tabii ki. Ama bunu ne hikmetse yılların oyuncuları, yönetmenleri değil de sadece ve sadece bir tatlıcı dile getiriyor. Her protesto olayında en başta yürüyor. Yarım Türkçesi ile göbeğini sallaya salaya anlatıyor. Tiyatroyu biraz bilen kişi Nedim Saban'ı oyuncudan saymaz. Hele Musevi kökenli Türk vatandaşı olduğunu bilenler...
..........Geleneksel Türk Tiyatrosu'nu, Şehir Tiyatroları'nın repertuvarını yorumlamak, AKM veya Harbiye Tiyatrosu'nu konuşmak ona kalmadı. Sadece ortalığı karıştırıyor, arkadaşlarını kışkırtıyor. Sakın ırkçılık yapıyorum sanmayın. Saban madem bu kadar hassas bir insan, önce Gazze'yi düşünsün.
..........Günlerdir İsrail bombaları ile ölen küçük çocukları düşünsün. İşleri yolunda, baklava satarken iyi para kazanıyor. Gazze'ye maddi yardım mı yapar, yoksa baklava mı gönderir bilemem.
..........Veya anlamadığı konularda konuşmasın. İçimden 'Hey Türk vatandaşı Nedim Saban'ın baklavasından yemeyin' demek geliyor ama demiyorum. İstanbul'un her yanına dağılmış bayileri var. Kalkmış tiyatroyu karıştırıyor. ”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda olup bitenler her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını aynı derecede ilgilendirir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Türkiye halkının tiyatrosudur: Ne AKP’nin, ne AKP’lilerin, ne AKP’cilerin, ne Kadir Topbaş’ın, ne Kenan Işık’ın, ne Orhan Alkaya’nın, ne Aykut Işıklar’ın, ne de bir başkasının babasının çiftliğidir.
Halkın vergileriyle yaşayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda olup bitenleri yakından izlemek ve yeri geldiğinde yapılan yanlışları kamuoyunun gündemine taşımak ve en sert biçimde eleştirmek, tiyatrocu olsun olmasın, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en doğal hakkı ve de görevidir.
Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin açıklamasında, Aykut Işıklar’ın ifadesinin “Zavallı bir gazetecinin faşizan düşünceleri” biçiminde nitelenmiş olması bir nebze de olsa tiyatroseverlerin hislerine ve düşüncelerine tercüman olmuştur.
Tiyatro kamuoyu bu ırkçı saldırı üzerinde titizlikle, ciddiyetle ve dikkatle durmalıdır: Aykut Işıklar acaba hangi saiklerle Nedim Saban’ın Şehir Tiyatroları’nda olup bitenlerle yakından ilgilenmesinden bu derece rahatsız olmuştur? Aykut Işıklar acaba hangi saiklerle Nedim Saban’ı ırkçı bir söylem kullanarak hedef almış, ortalığı karıştırmakla, arkadaşlarını kışkırtmakla suçlamıştır?
Şehir Tiyatroları’nda olup bitenlerle ilgilenmesi gerekçe gösterilerek Nedim Saban’a yapılan bu ırkçı saldırı karşısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile onun sanat danışmanı Kenan Işık ve Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya’nın takınacakları tutum büyük önem arz etmektedir.
En azından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nı temsil makamında bulunan Kenan Işık ile Orhan Alkaya’nın ve Şehir Tiyatroları sanatçılarının çıkıp bir açıklama yaparak Nedim Saban’ın Şehir Tiyatroları’nda olup bitenlerle yakından ilgilenmesinin ve bu konularla ilgili eleştiride bulunmasının en doğal vatandaşlık hakkı ve görevi olduğunu beyan etmeleri, kuşkusuz tiyatrocuların bu ırkçı saldırıya verebileceği en güzel ve en anlamlı yanıtlardan biri olacaktır.
(Kaynak: Tiyatro Fanzini)